Blinken’dan Suudiler’e reform hamleleri için insan hakları çağrısı
İsrail’le normalleşme ve sivil nükleer program
Blinken’dan Suudiler’e reform hamleleri için insan hakları çağrısı
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Suudi Arabistan ziyaretini tamamlarken, Riyad’ın reform çabalarının insan haklarını genişletmesi halinde daha başarılı olacağını söyledi.
Suudi Dışişleri Bakanı ile ortak basın toplantısında konuşan Blinken, Vizyon 2030 olarak bilinen "tarihi" reform hamlesinin, Riyad’ın dünyanın dört bir yanından yetenekleri çekmesini gerektireceğini söyledi
Antony Blinken, "İnsan haklarının genişletilmesi dahil bu modernleşmeyi sürdürmenin Riyad’ın kendi yararına ve Suudi Arabistan'ın çıkarına olduğunu düşünüyorum" dedi.
Blinken, Suudi Arabistan'da gözaltına alınan ABD vatandaşlarıyla ilgili belirli vakaları Suudi yetkililerle görüştüğünü söyledi ancak ayrıntılara girmekten kaçındı.
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Riyad'ın insan hakları siciliyle ilgili bir soruya cevaben, krallığın "önemli bir reform sürecinden" geçtiğini ancak hükümetin diğer ülkelerden gelen baskılarla değil "Suudi halkının ihtiyaçları ve arzularıyla" hareket ettiğini söyledi.
Suudi bakan, "Dostlarımızla diyalog kurmaya her zaman açığız, ancak baskıya cevap vermeyiz. Bir şey yaptığımızda bunu kendi çıkarlarımız doğrultusunda yaparız" dedi.
İsrail’le normalleşme ve sivil nükleer program
Prens Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan'ın sivil nükleer programının inşasında ABD'nin yardımını memnuniyetle karşılayacağını ancak "teklif veren başkaları da olduğunu" dedi.
Prens, Suudi Arabistan'ın İsrail ile diplomatik ilişkiler kurma karşılığında kendi nükleer programını inşa etmek için ABD'den yardım istediği yönündeki son haberlerle ilgili bir soruya yanıt verdi. "Kendi sivil nükleer programımızı geliştirmekte olduğumuz bir sır değil ve ABD'nin de teklif verenlerden biri olmasını çok isteriz. Açıkçası programımızı dünyadaki en iyi teknoloji ile inşa etmek istiyoruz" dedi.
Prens Faysal, "Filistin halkı için barışa giden bir yol bulunmadan" İsrail ile normalleşmenin "sınırlı faydaları" olacağını söyledi. Ancak nükleer program konusunun normalleşmeyle bağlantılı olup olmadığını söylemedi.
Blinken ise İsrail'in Arap ülkeleriyle normalleşmesinin, ABD’nin "önceliği" olmaya devam ettiğini söyledi ancak Riyad’ın nükleer planı hakkında yorum yapmadı.
Suudi Arabistan kendisini Washington'a bağlı olmayan küresel bir oyuncuya dönüştürmeye çalışırken, ABD de Riyad'la on yıllardır sürdürdüğü ittifakı yeniden şekillendirmeye mecbur görülüyor.
Petrol zengini krallık, veliaht prensin yönetiminde petrole olan bağımlılığını azaltmayı ve ticaret, yatırım ve turizmi çekmeyi amaçlayan büyük bir ekonomik ve sosyal dönüşüm başlattı. Son yıllarda krallık kadınların araba kullanması yasağını kaldırdı, bir zamanlar korkulan din polisini geri çekti ve konserlere, eğlencelere ve ünlü ziyaretçilere evsahipliği yapmaya başladı. Tüm bunlar 10 yıl önce, ülke uluslararası alanda en aşırı İslami yönetimiyle tanınırken düşünülemezdi.
Suudiler bu arada Yemen'deki savaşı sona erdirmek, Katar'la yaşanan krizi çözmek, ezeli rakip İran'la ilişkileri düzeltmek ve Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat'ı 12 yıllık boykotun ardından Arap Birliği'ne geri kabul etmek için geniş kapsamlı diplomatik girişimler başlattı.
Diplomasi atağı, dün geç saatlerde Veliaht Prens ile telefonda görüşen Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ve Blinken'ın gelişinden kısa süre önce Suudi Arabistan'ı ziyaret ederek Veliaht Prens ile görüşen Venezuela Cumhurbaşkanı Nicolas Maduro gibi ABD'nin düşmanlarına ulaşmayı da içeriyordu.
Suudiler, Kızıldeniz'de inşa edilmekte olan 500 milyar dolarlık fütüristik şehir gibi dev projeleri finanse etmek için gelir elde etmeye çalışırken, ABD'nin petrol fiyatlarını düşürme baskısına da direndi.
Krallık ayrıca Cristiano Ronaldo ve Karim Benzema gibi futbol yıldızlarını cömert sözleşmelerle yerel kulüplerine çekerek ve golf alanında PGA tour ile ticari bir birleşmeye girerek, spor dünyasında da kendisini küresel bir güce dönüştürmek için çok çalışıyor.
Suudiler, giderek daha fazla büyük güç rekabetiyle tanımlanan bir dünyada kendi ulusal çıkarlarının peşinde olduklarını söylüyorlar. Washington'un düşmanlarıyla ilişkilerini geliştirmenin yanısıra Suudiler, Kanada ile aralarındaki anlaşmazlığı da çözdü ve yakın bir Batı müttefiki olan Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski'yi geçen ay Arap Birliği zirvesinde konuşma yapması için davet etti.
Muhalifler, krallığın bu diplomatik çabalar ve uluslararası spor alanındaki atılımlarla, Washington Post köşe yazarlarından Cemal Kaşıkçı'nın 2018'de İstanbul’da öldürülmesiyle bozulan imajını düzeltmeyi amaçladığını söylüyor.
ABD istihbarat kurumları, Vizyon 2030 girişimine öncülük eden Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın 2018 yılında İstanbul'daki Suudi konsolosluğunda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine karıştığı sonucuna vardı.
Prens Muhammed Kaşıkçı'nın öldürülmesi emrini verdiğini reddetti ancak daha sonra bunun "kendi gözetimi altında" gerçekleştiğini kabul etti.
Riyad’ı eleştirenler ayrıca, yetkililerin baskıyı arttırdığına, liberal kadın hakları aktivistlerinden aşırı muhafazakar İslamcılar’a kadar herkesi hapse attığı ve hatta ABD'de yaşayan Suudileri hedef aldığına dikkat çekiyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Blinken'in Suudi ve diğer Arap yetkililerle Yemen'deki savaşın sona erdirilmesi, Sudan'da sık sık ihlal edilen ABD-Suudi ateşkesinin desteklenmesi ve İsrail-Filistin sürtüşmesinin azaltılması dahil geniş kapsamlı görüşmeler yaptığını açıkladı.
Açıklamada, Biden'ın insan haklarıyla ilgili kaygıları da gündeme getirdiği, ancak Suudiler’i herhangi bir mahkumu serbest bırakmaya ya da seyahat yasaklarını kaldırmaya ikna edip etmediğinin net olmadığı belirtildi.
VOA