Böcek Isırıkları ve Arı Sokmaları

Ülkemizde en çok balarısı olarak bilinen Apis mellifera ve yaban arısı ya da sarı arı olarak bilinen Vespula vulgaris türleri vardır.

Böcek Isırıkları ve Arı Sokmaları




Böcekler, iğneleri ile insanları sokabilir ya da ısırabilir.  Ancak, günlük hayatta en sık arıların neden olduğu böcek sokmalarıyla karşılaşılmaktadır. Arılar, iğneleri ile insanları sokabilen zar kanatlı böceklerdir. Toplumda yaşamı boyunca arının sokmadığı kişi oldukça az sayıdadır. Ama çok az kişide ölümle sonuçlanabilme olasılığı vardır. Sivrisinek, kene, örümcek, karınca, tahta kurusu ve pire gibi ısıran böcekler nadiren sistemik alerjik tepkiye neden olur.

Arıların zehir keseleri vardır ve bazı kişilerde “venom” denilen arı zehirine karşı alerji gelişebilir. Çoğu kişinin önceden bilinen alerjisi olabileceği gibi bazı kişilerde tekrarlayan arı sokmaları sonucunda alerji ortaya çıkabilir. Çok sayıda arı aynı anda sokarsa, o zaman toksik reaksiyon görülebilir. Bu durum alerji belirtilerine benzerse  de testlerde alerjik duyarlanma saptanamaz.

Ülkemizde en çok balarısı olarak bilinen Apis mellifera ve yaban arısı ya da sarı arı olarak bilinen Vespula vulgaris türleri vardır.

Arı alerjisi öngörülemeyen bir durumdur. Bir kişiyi arı soktuğunda sadece soktuğu yerde geçici hafif ağrı, yanma, kaşıntı ve kızarıklıkla beraber ufak bir şişlik olabilir. Bu normal bir reaksiyondur ve genellikle tedavisiz iyileşir. Bazı kişilerde ise arının soktuğu yerdeki şişlik giderek büyüyebilir. Çok az kişide ise soktuğu yerden uzaktaki vücut bölgelerinde belirtiler hemen (30 dakika içinde) ortaya çıkar. Bu durumda “alerjik şok”  tablosu dediğimiz nefes darlığı, hırıltılı solunum,  çarpıntı, bayılma, karın ağrısı bulantı ve kusma, ishal, tüm vücutta kaşınma ve kızarıklıklar, yüzde ve dilde, deride şişlikler ortaya çıkabilir. Hayati tehlike arz eden belirtiler ise boğazda dilde şişme, ses kısıklığı ve tansiyon düşmesidir. Bu belirtilerin bir veya birkaçı beraber bulunabilir. Bu durum sistemik yani genel bir alerjik tepkiye işaret eder ve nadiren de olsa ölümle sonuçlanabilir.

Bazı riskli kişilerde arı alerjisi belirtileri daha ağır seyredebilir. Bunlar; yaşlı bireyler, kalp hastalığı ve hipertansiyonu olan hastalar, bazı tansiyon ve kalp ilaçlarını kullananlar, mastositoz hastalarıdır.

Arı sokması sonucu yukarıda tanımlanan belirtileri yaşayan hastalar,  mutlaka bir Alerji uzmanına başvurmalıdır. Alerji testlerinde alerjisi saptanan ve ağır reaksiyon geçiren kişilerde sorumlu arı ile 3-5 yıl kadar süren aşı tedavisi yapılmalıdır. Bu tedavinin başarısı oldukça yüksektir ve hastaların yaşam kalitesini iyileştirir. Bu hastalara sürekli yanlarında taşımları ve ayrıca acil durumda bir merkeze gidene kadar kendi kendilerine kullanmaları için hazır adrenalin oto-enjektör reçete edilmelidir. Bu hastalara zor olsa da arı sokmasından korunmak için önlemler tavsiye edilebilir. Bal arıları daha sakindir ve soktuktan sonra iğnesini bırakır ve ölür. Yaban arıları ise, daha saldırgandır ve birkaç kez sokabilir.  Böcek sokması riskini etkileyen durumlar olarak; açık hava faaliyetleri, piknik yerleri, açıkta bırakılan gıdaların ve çöp kovalarının çevresi, bina saçakları, ağaç kovukları, toprağa yakın yer altı oyukları, arı kovanlarının etrafı, açık havada yemek içmek, çimenlerde çıplak ayakla dolaşmak bu açıdan tehlike gösterebilir. Arı yetiştiricisi ise bir süre bu işe ara vermelidir.

Prof. Dr. Betül Ayşe Sin

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hast. Anabilim Dalı

İmmünoloji ve Alerji Bilim Dalı, Ankara