Borsa İstanbul'da durgunluğun sebebi ne?
BORSA ISTANBUL’DA ‘BEKLENTİSİZLİK’ DURGUNLUĞU
Borsa İstanbul'da durgunluğun sebebi ne?
ABD ekonomisinin hızlı büyüyeceği ve talebin hızla artacağı bir dönem fiyatlanmaya başlıyor. Bu da daha önce güvenli limana kaçan hisse senedi yatırımcılarının risk iştahının hızlanacağı bir dönemi işaret ediyor.
ABD Merkez Bankası, Federal Açık Piyasa Komitesi, faiz kararını açıkladı ve Amerika ekonomisinde hareketlilik başladı.
Kararın ardından Apple, Microsoft, Amazon, Facebook gibi hisselerde artış gözlemlenirken, ABD ekonomisinin hızla büyüyeceği yorumları yapıldı.
Dünya gazetesinde Barış Erkaya imzalı haberde, bu gelişmenin Türkiye’deki yatırımcı aşılama ile birlikte olumlu etkileyeceği belirtildi.
Haberde şu ifadeler yer aldı:
"Fed’in faizlerle ilgili açıklamalarını yorumlayan uzmanları iki kategoride değerlendirmek mümkün. Kimi Fed açıklamalarını, 'Fed faiz artışı için artık daha net bir tarih verdi' şeklinde yorumlarken kimi ise '2022’ye kadar taş çatlasa 1 defa faiz artıracağı belli oldu' diye değerlendiriyor.
Elbette bu normal. Piyasalarda aldığınız pozisyona göre bakış açınız aynı açıklamadan bile iki farklı yorum çıkarmayı mümkün kılabilir. Fakat piyasalar bu açıklamaya fiilen ne tepki verdi diye bakarsak belki de en doğru sonuca ulaşırız. Wall Street, Fed’in şahin açıklamalarına pek de öyle coşkulu bir tepki vermedi. Öte yandan NASDAQ’a baktığımızda özellikle büyük teknoloji hisselerindeki seyir tam bir coşkuyu yansıtıyordu. Yani ABD’nin iki borsası birbirinden Fed açıklamaları konusunda ayrıştı.
Peki neden? Fed yetkilileri, ABD ekonomisi pandemiden hızlı bir şekilde kurtulduğu ve genel büyümenin bu yıl yüzde 7'ye ulaşması beklendiği için ekonomik görünümün iyileştiğini belirtti. Tahvil alımı gibi destekleyici politika önlemlerinin sonu görünmeden toparlanmayı rayından çıkarmamaya dikkat etse de, faiz artış sinyali enflasyonla ilgili endişeleri vurgulamış oldu.
Hızlı büyüme ve enflasyon… İşte bu kilit iki kelime aslında ABD borsalarının verdiği reaksiyonu açıklıyor. Wall Street ya da daha anlaşılabilir şekliyle Dow Jones, geleneksel sanayiyi temsil eden ve yatırımcıların çoğunlukla güvenli bir liman olarak gördükleri sembol. Çalkantılı ekonomik koşullarda, hisse senedi yatırımcılarının Wall Street’e doğru kaydıkları artık bir sır değil. Pandemi döneminde de bunu net şekilde gördük. Buraya doğru kayan para, özellikle NASDAQ gibi daha yeni kabul edilen yatırım pazarında dalgalanmalara neden olmuştu. 2020 sonuna kadar büyük bir tereddüt yaşayan büyük teknoloji hisseleri, ocak ayından bu yana yeniden hareketlenmeye başladı.
Şimdi ise ABD ekonomisinin hızlı büyüyeceği ve talebin hızla artacağı bir dönem fiyatlanmaya başlıyor. Bu da daha önce güvenli limana kaçan hisse senedi yatırımcılarının risk iştahının hızlanacağı bir dönemi işaret ediyor. Ki ilk sinyalini Perşembe günü Apple, Microsoft, Amazon, Facebook gibi hisselerde yaşanan yükselişlerle gördük.
BORSA ISTANBUL’DA ‘BEKLENTİSİZLİK’ DURGUNLUĞU
Peki bu Türkiye’deki bir yatırımcıyı neden ilgilendiriyor? Türkiye’de de aşılamanın hızlanmasıyla birlikte piyasa atmosferinin yavaş yavaş iyiye doğru dönmeye başlayacağı bir döneme girebiliriz. Fakat konuya borsa özelinde bakıldığında henüz böyle bir yansıma görmüş değiliz. Rusya’nın 1 ay içerisinde Türkiye’ye seyahat yasağını kaldırabileceği yönündeki kulis haberleri nedeniyle yükselen turizm hisselerini saymazsak Borsa İstanbul’da keyifler pek de yerinde denemez. Halka arzlarda ise şimdilik rüzgar dinmiş gibi görünüyor. İşbir Sentetik Dokuma’nın halka arzının ertelenmesi ve bu ertelemeyi 'Halka arz için daha uygun bir dönem' vurgusuyla yapması, bundan sonraki halka arzlar açısından da negatif bir algıya yol açabilecek türden. Bu yüzden Borsa İstanbul için, yeni bir beklenti yani yeni bir hikaye gerekiyor.
TEKNOLOJİ HİSSESİ FONLARINA DİKKAT!
Fakat artık yatırımcılar için sınırın ötesi ulaşılamaz bir yatırım alanı değil. Geçen haftaya bakıldığında bazı uç getiriler sağlayanları saymazsak en yüksek getiri sağlayan yatırım araçları arasında ABD teknoloji hisselerine yatırım yapan yatırım fonları dikkat çekti. Profesyonel fon yöneticileri tarafından yönetilen yabancı hisse senedi fonlarının getirileri haftalık bazda yüzde 2’lere kadar ulaşıyor. Yılbaşından bu yana ise bazı fonların getirileri yüzde 50’leri bulmuş durumda.
Madem ki artık ABD’nin Merkez Bankası’nın açıklamalarını da bu kadar yakından takip eder bir hale geldik, o halde bu rüzgarı yatırım fırsatı olarak kullanmak da mümkün. Bu nedenle önümüzdeki dönemde devam edeceği artık aşikar olan hızlı global toparlanmada özellikle yabancı hisse fonlarının performansını yakından takip etmekte fayda var.
Ama asıl büyük fırsatın da öyle ya da böyle giderek ucuzlayan Borsa İstanbul’da olacağını da akıldan çıkarmadan. Türkiye ekonomisinde pandemi dönüşü görülecek hızlı toparlanma, ki aşılama hızı bu olasılığı giderek yakınlaştırıyor, şimdiden uzun vadeli seçici yatırımların çok daha büyük getiri sağlayabileceği piyasa analistleri tarafından dile getiriliyor. Tek ihtiyaç ise bu fitili ateşleyecek olan sağlam bir çıpa. Belki de bir kenarda tutulacak nakit, bu fırsatları hızlıca değerlendirme açısından çok önemli olabilir. Hele ki repo faizleri bu seviyelerdeyken…"
CUMHURİYET