Bozdağ: Ben FETÖ ile mücadele eden adamım, onları lağıma attım; Fethullah Gülen terörist başıdır
8. Yargı Paketi'nin ilk 2 maddesi kabul edildi
8. Yargı Paketi'nin ilk 2 maddesi kabul edildi | Bozdağ: Ben FETÖ ile mücadele eden adamım, onları lağıma attım; Fethullah Gülen terörist başıdır
Emekli bayram ikramiyesinin 3 bin liraya çıkarılacağı düzenlemenin de yer aldığı 8. Yargı Paketi'nin ilk iki maddesi kabul edildi. MHP'li Feti Yıldız, AYM'nin görevleri için "Yeni bir Anayasa ile bu görevlerini elbette sınırlandıracağız" dedi
T24 Haber Merkezi
Genel Kurul'da görüşülen 8. Yargı Paketi'ni eleştiren DEM Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Sokaktan geçen her insanı cezaevine atmanın yasasını çıkarıyorsunuz!" diyerek teklifi sunan AKP'ye tepki gösterdi. AKP Grubu ise teklifle hak arama hürriyetinin güçleneceğini, suçla etkin mücadelenin sağlanacağını ve yargılamaların hızlanacağını öne sürdü. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel de, "2024 yılında toplamda 82,5 milyar lira ikramiye ödemesi yapılmış olacaktır" diyerek teklifi savundu. "Anayasa Mahkemesi bazen hızını alamayıp kürsüden yasa yapmaya bile çalışıyor" diyen MHP'li Feti Yıldız da bireysel başvuru hakkını düzenleyen maddelerinin yeninden düzenlenmesi gerektiğini öne sürdü; AYM'nin görevlerinden bahsederken, "Yeni bir Anayasa ile bu görevlerini elbette sınırlandıracağız" dedi.
Genel Kurul sık sık tartışmalara da sahne oldu. CHP Milletvekili Mahmut Tanal'ın Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ ve AKP milletvekilleri hakkında FETÖ'yle ilgili iddialarda bulunması üzerine tansiyon yükseldi. Tanal'a tepki gösteren Bozdağ, "Her sıkışıldığında, Bekir Bozdağ konusu geldiğinde söylediğim sözler açılıyor. Ben onları çöplüğe, lağıma attım. Ben FETÖ ile mücadele eden adamım. 2011'de söylenmiş bir lafı, dün söylenmiş gibi defalarca temcit pilavı gibi buraya getirmenin ne alemi var? FETÖ terör örgütüdür, Fethullah Gülen de terörist başıdır. Benim söylediğim budur" diyerek kendini savundu.
AKP’nin uzun süredir üzerinde çalıştığı ve Türk Ceza Kanunu'na (TCK) yeni düzenlemeler getiren 43 maddelik 8. Yargı Paketi, 27 Şubat'taki TBMM Genel Kurulu'nda toplantı yeter sayısı bulunamadığı için görüşülememişti.
Genel Kurul, 8. Yargı Paketi olarak bilinen Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni görüşmek üzere, Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ başkanlığında 28 Şubat'ta yeniden toplandı.
65. birleşiminin 7. oturuma uzadığı 29 Şubat gece yarısı da görüşmelere devam eden Genel Kurul'da, 43 maddelik teklifin ilk iki maddesi, karar yeter sayısının bulunmasıyla kabul edildi. Başkanvekili Bozdağ, aranın ardından 7. oturuma başladıkları sırada komisyonun yerinde olmaması üzerine birleşimi saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.
Teklifin kabul edilen maddelerine göre, İcra ve İflas Kanunu'nda kanun yoluna başvuru süreleri hafta olarak belirlendiği için Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda düzenleme yapılacak. Süre, hafta olarak belirlenmişse başladığı güne son hafta içindeki karşılık gelen günde bitecek.
Emekli bayram ikramiyesinin 3 bin liraya çıkarılacağı düzenlemenin de yer aldığı 8. Yargı Paketi, seçime kadar Genel Kurul’un görüşeceği son kanun teklifi olacak. Görüşmelerin bugün de tamamlanamaması halinde Genel Kurul, 1, 2 ve 3 Mart'ta da çalışacak.
8. Yargı Paketi olarak bilinen kanun teklifine göre, Adalet Bakanlığı bünyesinde OHAL döneminde geçici bir süreliğine kurulan Tazminat Komisyonu, kalıcı hale getirilecek. Makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddialarıyla ilgili manevi tazminat taleplerini de Tazminat Komisyonu karara bağlayacak. Yapılan müracaatlar hakkında 9 ay içinde karar verilecek. “Örgüt adına suç işleme” fiili müstakil suçTeklifte, en çarpıcı düzenlemelerden biri Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) eylül ayında iptal ettiği “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" fiiline ilişkin oldu. İptal kararının gerekçesinde söz konusu fiil için, “Bu durum, örgüt adına suç işleyen kimsenin örgüt üyelerine göre daha ağır cezalarla karşılaşmasına neden olmaktadır” diyen Yüksek Mahkeme, ‘örgüt adına’ kavramının belirsizliğine dikkat çekmişti. Ancak, yeni düzenlemede, “somut gerekçeler olmalı” denilen AYM kararı dikkate alınmadı. TCK'nın "silahlı örgüt" maddesini düzenleyen 314. maddesine eklenen yeni fıkrayla, bu fiil artık müstakil bir suç sayılacak. ‘Örgüt adına suç işlediği’ iddia edilen kişi, hem işlenen suçtan hem de örgüt adına suç işlediği gerekçesiyle ayrı ayrı cezalandırılacak. Buna göre, ‘örgüt adına suç işlediği’ iddia edilen kişi, ayrıca 2 yıl 6 aydan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilecek. |
TBMM Genel Kurulu'nda "toplantı yeter sayısı" tartışması yaşandı. Genel Kurul'un açılmasının ardından muhalefet milletvekilleri yeterli sayı olmadığını belirterek elektronik oylama yapılmasını talep etti. TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, İç Tüzüğün 57. maddesine dayanarak bunu reddetti. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, "Açıkça 'teamül' diyerek Meclis'in tüzüğünü ihlal ediyorsunuz. Bu açıkça yasaya aykırıdır. Meclis'i çalıştıramazsınız. Meclis'e milletvekilini getiremeyen AKP’nin yasa çıkartmak gibi bir meşruiyeti yoktur" diyerek tepki gösterdi.
Usul tartışması üzerine aleyhte konuşan Günaydın, şunları ifade etti:
Gökhan Günaydın: Meclis'e milletvekilini getiremeyen AKP'nin yasa çıkarmak gibi bir meşruiyeti yoktur
"Orta yerde üye tam sayısının üçte 1’i yoktur, 57 uyarınca bu Meclis'i açamazsınız. İktidar partisi de bu Meclis'i çalıştırmak istiyorsa önce milletvekillerini Genel Kurul'a getirmek gibi bir sorumluluğu vardır. Meclis'e kendi milletvekilini getiremeyenler, nasıl buradan yasa çıkartacaklar? Biz AKP’li vekillerle mi uğraşacağız, sizinle mi uğraşacağız? Burada 200 var mı? Açıkça 'teamül' diyerek Meclis'in tüzüğünü ihlal ediyorsunuz. İç Tüzük ihlal edilemez. Bu açıkça yasaya aykırıdır. Meclis'i çalıştıramazsınız. Meclis'e milletvekilini getiremeyen AKP’nin yasa çıkartmak gibi bir meşruiyeti yoktur."
Aleyhte konuşan Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya da şunları kaydetti:
"Bütün milletvekilleri olarak biz burada ilk gün anayasaya sadakatle ilgili Anayasa üzerine yemin içtik. Anayasa’nın 96’ncı maddesi toplantı yeter sayısı için 200, karar yeter sayısı için 151’i asgari olarak şart görüyor. Meclis Başkanı ve Başkanvekillerinin görevi hakemliktir. Sizin bulunduğunuz yer tam da Meclis'in ortası. Size tavsiyem, eğer tarafsızlığınızda tereddüde düşürecek bu davranışlarınız devam edecekse lütfen kürsünüzü AKP sıralarının oraya kaydıralım, siz AKP Grubu'nu yönetin, bu Meclis'i yönetmeyin. Ben sizden adaletle şahit olmanızı bekliyorum, AKP’nin taraflı hakemi olmanızı beklemiyorum. AKP, 200 kişiyi buraya getirebilecek güce sahiptir, sizin bu taraflı yönetiminize ihtiyaç hissetmiyor."
Erhan Usta: Burada 100 kişi dahi yok
İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta da yerinden söz alarak şunları belirtti:
"Tereddüde düşme nasıl olur? Ya burada 180 mi var, 200 mü var konusunda bir anlaşmazlık olur, o zaman hakikaten bu yapılabilir veya 'Takdir yetkisini kullanıyorum, 200 var' diyebilir. Şimdi, burada çok net bir şekilde 200’ün olmadığı görülüyor. Hatta burada 100 kişi dahi yok. Şimdi, bu durumda bu varmış gibi davranmak Meclis'in saygınlığına zarar verir. Bence bunu yapmayın. Yani bir elektronik oylama yapalım. Eğer arkadaşlar Meclis açılsın istiyorlarsa AK Partili milletvekilleri gelir buraya. Meclis'i çalıştırmak istiyorlarsa kanun çıkarmak istiyorlarsa buna katılırlar."
AKP'li Öncü'den iddia: Görüntüler incelenecek
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Grubunun İçtüzük'ün 19’uncu maddesine göre verilen önerisi görüşüldüğü sırada, kürsüye gelerek söz alan AKP'li Fatma Öncü, "DEM Mersin Milletvekili hanımefendi ben konuşurken bir hanımefendiye yakışmayacak bir hareketi Meclis ortamında gerçekleştirmiştir; konuyla ilgili işlem yapılmasını arz ediyorum" dedi. TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ da, "Görüntüleri inceleyeceğim, ona göre karar vereceğim" yanıtını verdi.
İç Tüzük Madde 57 nedir?MADDE 57- Başkan birleşimi açarken tereddüde düşerse yoklama yapar. Tezkerelerin oylanması ile kanunların oylanması esnasında, işaretle oylamaya geçilirken en az 20 milletvekili ayağa kalkmak veya önerge vermek suretiyle yoklama yapılmasını isteyebilir. Yoklama, elektronik oy düğmelerine basmak veya imzalı pusula vermek suretiyle yapılır. Oturumu yöneten Başkan ve diğer Başkanlık Divanı üyeleri toplantı yeter sayısına dâhil edilir. Yoklama sonucunda, üye tamsayısının en az üçte birinin mevcut olmadığı anlaşılırsa, oturum en geç bir saat sonrasına ertelenebilir. Bu oturumda da toplantı yeter sayısı yoksa, birleşim kapatılır. |
TRT tartışması
Bozdağ ise İç Tüzük'ün yoklamayı düzenleyen 57’nci maddesinin birinci fıkrasına dayanarak Genel Kurul gündemine geçti ve gündem dışı konuşmalarla bugünkü çalışmaları başlattı.
CHP, TBMM Genel Kurulu'nda "TRT'nin tarafsızlık ilkesini yok sayan politikasının ortadan kaldırılması için gerekli önlemlerin alınması" amacıyla verdiği Meclis araştırma önergesinin, diğer önergelerin önüne alınarak görüşülmesi için grup önerisi verdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel Özel, partisinin bu haftaki grup toplantısında konuşurken, TRT’nin kendisini canlı yayınladığını ancak siyasi partilere ayırdığı yayın süresini anlatarak eleştirdiği sırada yayını kestiğini aynı anlarda duyurmuştu. TRT Haber’in X’te paylaştığı videoya göre kanal, Özel’in konuşmasını 3 dakika 25 saniye yayınladı. TRT Haber, ardından da paylaşımı X hesabından kaldırdı.
Önergenin gerekçesini açıklayan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, şunları söyledi:
"Tüm yurttaşlarımız için kamu yayıncılığı yapmakla yükümlü özel kanunu var. Tek yönlü taraf tutan yayın yapamaz. Peki bu TRT neye dönmüş? Tayyip Erdoğan'ın radyo ve televizyonuna dönmüş, AKP'nin borazanına dönmüş. AKP'nin seçim günü kaç kişiyle meydanlarda olacağının haberi var burada. Sadece bir yerde muhalefet var o da AKP Sözcüsü eleştirirken muhalefet kelimesini kullandığı için... Yerel seçim takvimi başladı, TRT partizanlık rekoru peşinde. 1 Ocak'tan bugüne AKP Genel Başkanı Erdoğan'a 2 bin 592 dakika ayrılmış, Genel Başkanımız Özgür Özel'e ise sadece 43 dakika. Bunun neresi adil, neresi tarafsız yayıncılık? Başkan adaylarımız için de aynı vahim tablo var. Şimdi de TRT'de Şehirlerimizle Türkiye adıyla korsan propaganda filmleri başladı. Reklam süresinden çalıyorlar, reklam alsa gelir elde edecek ama kamu zarara uğratılıyor kimin umurunda. İşin en acı tarafıysa bizlere yapılan bu karartmanın bizlerin vergileriyle yapılıyor olması. 85 milyon hepimiz ödüyoruz ama bu milletin en az yarısını, onların haber alma hakkını yok sayıyor TRT. Artık milletin TRT'si değil AKP'nin çiftliği olmuş, açıkça suç işliyor. Yetkisi olan RTÜK'ü, YSK'yı ve mahkemeleri göreve çağırıyoruz. TRT'yi de son kez uyarıyoruz bu seçimde adil ve tarafsız yayıncılık yapmaya davet ediyoruz."
Öneri üzerine Saadet-Gelecek Partisi Grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili Doğan Demir, şunları dile getirdi:
"TRT'nin tarafsızlık ilkesini yok sayan yayıncılık ilkesinin en bariz örneği siyasi iktidarın tek sesli propagandasını yapması ve muhalif sesleri görmezden, duymazdan gelmesidir. TRT sadece iktidarın seçim propagandasını yapmayı kendine görev edinmiş bir reklam ajansı haline dönüştürülmüştür. Halkın doğru haber alma hakkını da çiğnemektedir. Farklı etnik ve dini kültürel grupların sesini duyurmak yerine tam aksini yapmaktadır. TRT'nin bir an önce tarafsızlık ilkesini yeniden merkeze alması şarttır. TRT yönetimi açıkça anayasal suç işlemektedir. Halkın parası ile iktidarın ve belli bir sınıfın reklamı yapılmaktadır."
İYİ Parti Grubu adına söz alan Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşçı Hamşioğlu da şunları ifade etti:
"TRT bu suçu sektirmeden her seçimde işledi işlemeye de devam ediyor. Bir suçun asıl olarak gündeme getirilmesi gereken yer, yargı. Geçmişte uzmanlarca hazırlanan ihlal raporları da var. RTÜK bunları YSK'ya iletmiş mi hayır. Suç var ceza yok, değneksiz köye dönmüş. Böyle olduğu için Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yıl programlarını alelade bir olaymış gibi iptal edebildi."
CHP'nin grup önerisinin görüşüldüğü sırada AKP grubu adına söz alan Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in TRT'ye yönelik eleştirilerine göndermede bulunarak, "TRT bugün Türkiye'nin en fazla izlenen kanalı haline gelmiştir. Böylesi bir başarı TRT'yi bazı saldırılara maruz bırakıyor. TRT yayınlarını doğru ve objektif bir şekilde yapmaktadır. Tabii sizin derdiniz üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Siz TRT'nin başarısından ve yayınlarından rahatsızsınız aslında. Ülkemizde basın özgürlüğü ve tarafsızlığı bizim dönemimizde çağ atlamıştır" dedi.
Bu sırada Meclis'teki sıralardan eleştiriler yükseldi. Canbey, "Siz basın özgürlüğü konusunda kendinizi çok mu iyi sanıyorsunuz, iktidara gelirsek gazetelerin tamamına el koyacağız diyen sizin genel sekreteriniz değil mi? Halk TV'ye ambargo uyguladınız siz ya, genel başkanınızı eleştirdi diye" dedi.
Genel Kurul'da Saadet Parti'sinin "iş sağlığı ve güvenliği", İYİ Parti'nin "Sakarya Gaz Sahası Projesi", DEM Parti'nin "kadına yönelik şiddet" ve CHP'nin "TRT" ile ilgili grup önerileri ayrı ayrı görüşüldü ve kabul edilmedi.
Gökhan Günaydın
28 Şubat tartışmasında CHP: Bütün bu süreç sizi 15 Temmuz'a getirdi
Görüşmelerin başlamasının ardından AKP ve CHP'li vekiller arasında '28 Şubat' tartışması yaşandı. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın konuya ilişkin, "Bugün '28 Şubat Postmodern' darbesinin üzerinden 27 yıl geçti. Ancak 28 Şubat'ın bize anımsattığı başka şeyler var. 28 Şubat'ta Deniz Gezmiş doğdu. Deniz Gezmiş'i saygıyla anıyoruz. Türkiye'de darbelerin eğer tarihini yazacaksak, doğru bir analizini yapacaksak; bu darbelerden kim yararlandı, kim zarar gördü, arkasında dinamikler neydi ona bakmalıyız. Uslanmazsınız. Bütün bu süreç sizi 15 Temmuz'a getirdi. İkaz ettik. Tarikatlar yalnızca devlete sızmadılar, koalisyon ortağınızdı. 'Bunlar sizi de yiyecekler' dediğimiz zaman bu kürsülerde bize saldırdınız. Sonra 15 Temmuz geldi. Cumhuriyet Halk Partisi dimdik durdu. Tereddütsüz durdu. Bu Meclisi kapattırmadı. Siz ne yaptınız; OHAL ilan ederek bu Meclisi çalıştırmadınız. Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile bu memleketi bir cehenneme çevirdiniz" dedi.
AKP: 'Bin yıl sürecek' dedikleri garabetleri de tarihin çöp sepetinde yerini aldı
Bunun üzerine AKP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu, söz aldı. Yenişehirlioğlu bugünün 28 Şubat tarihi olduğunu hatırlatarak, şöyle dedi:
"Milletimizin inancını, iradesini, değerlerini hiçe sayanlar tarafından demokrasi tarihimize adeta kara leke olarak geçirilen üzücü bir gün. 'İrticaya karşı başlatıldığı' iddia edilen sistematik uygulamalar ile kıyafetlerinden veya dini hassasiyetlerinden ötürü başta memurlar ve üniversite öğrencileri olmak üzere birçok vatandaşımız ağır mağduriyetler yaşamış, din ve vicdan hürriyetleri ihlal edilmiştir. Ayrıca binlerce başörtülü öğrenci okullarından uzaklaştırılmış, kat sayı uygulamaları ile eğitimde fırsat eşitliği ortadan kaldırılmak suretiyle eğitime erişim hakları da engellenmiştir. Hatta 'ikna odaları' kurularak yapılan özel görüşmeler yoluyla öğrencilere psikolojik şiddet uygulanmıştır. 'Topuk selamı' ile siyaset yapanlar, namlusunu halka doğrultanlar, demokrasimizi tank paletleri altında ezmeye çalışanlar ve halktan aldıkları iradeyi vesayetçilere peşkeş çekenler tarihten silindiler. 'Bin yıl sürecek' dedikleri garabetleri de tarihin çöp sepetinde yerini aldı."
Teklifin görüşmelerine geçildi | "Sokaktan geçen her insanı cezaevine atmanın yasasını çıkarıyorsunuz!"
Önerilerin ardından AKP'nin kanun teklifi 8. Yargı Paketi'nin görüşmelerine başlandı. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AKP İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, teklifin milletin hassasiyetleri dikkate alınarak hazırlandığını söyledi.
Teklifle, kanun yoluna başvuru sürelerinin yeknesak hale getirilmesinin amaçlandığını dile getiren Yüksel, adli para cezalarının artırılacağını aktardı.
Cüneyt Yüksel
Yüksel, "Teklifte önemli düzenlemeler bulunmaktadır. Adalet Bakanlığı bünyesinde kurulu bulunan Tazminat Komisyonunun görev tanımını yeniden belirliyoruz. Bu teklifle Anayasa Mahkemesinin iptal kararları doğrultusunda düzenlemeler de yapılmaktadır. Ceza infaz kurumlarına girmek otomatik olarak vasi atama sebebi olmaktan çıkarılmaktadır." diye konuştu. Yüksel, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemenin müstakil suç kabul edileceğini vurguladı.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, iktidarın Anayasa Mahkemesi kararlarını ihlal ettiğini savundu.
Anayasaya aykırı düzenlemelerin Meclis'ten geçirildiğini iddia eden Koçyiğit, "Meclis'e diyoruz ki biraz sağduyu, yasa böyle yapılmaz. Sokaktan geçen her insanı cezaevine atmanın yasasını çıkarıyorsunuz." dedi.
AKP Bilecik Milletvekili Halil Eldemir, kanun teklifinin 8. Yargı Paketi olarak Adalet Komisyonu'nda tartışıldığını, komisyonda teklifin Anayasaya uygun olduğuna karar verilerek Genel Kurulun gündemine geldiğini dile getirdi.
CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal ise teklifin Anayasa aykırı olup olmadığına ilişkin inceleme raporunun verilmediğini söyledi. İnceleme raporunu isteyen Tanal, raporun gizlendiğini, saklandığını ileri sürdü. Mahmut Tanal, teklifin, Anayasa Mahkemesinin kararlarına karşılık gelmediğini savundu.
Mahmut Tanal
Genel Kurul'da FETÖ tartışması
Tanal'ın Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ ve AKP milletvekilleri hakkında FETÖ'yle ilgili iddialarda bulunması üzerine tartışma yaşandı.
Bunun üzerine Başkanvekili Bozdağ, şahsına dönük iftirayı reddettiğini söyleyerek, şunları kaydetti:
"Her sıkışıldığında, Bekir Bozdağ konusu geldiğinde söylediğim sözler açılıyor. Ben onları çöplüğe, lağıma attım. Oradan elinizi soktukça eliniz de kirlenir ağzınız da kirlenir. Lütfen bunu yapmayın. Ben FETÖ ile mücadele eden adamım. Bu terör örgütünün devletten ayıklanması, temizlenmesi için gövdemizi ortaya koyduk ve bu mücadeleye Türkiye de herkes de şahittir. Sürekli bizim lağıma attığımız, defalarca reddettiğimiz o sözlerden dolayı söylediklerimiz ortada. Her defasında gündeme getirilmesi saygısızlık. 2011'de söylenmiş bir lafı, dün söylenmiş gibi defalarca temcit pilavı gibi buraya getirmenin ne alemi var? O zaman söylediğim lafı çöplüğe, lağım çukuruna attım. FETÖ terör örgütüdür, Fethullah Gülen de terörist başıdır. Benim söylediğim budur."
Yaşanan tartışmaların ardından Bozdağ, birleşime ara verdi.
Teklif maddelerine geçildi: "Bu bir torba kanun!"
Aranın ardından teklifin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.
Teklif üzerinde Saadet Partisi Grubu adına söz alan Antalya Milletvekili Serap Yazıcı Özbudun, teklifin "torba kanun" niteliğinde olduğunu söyledi.
Torba kanunların, Anayasa'daki hukuk devleti ilkesini ihlal ettiğini savunan Özbudun, hukuk devletiyle çelişen hususların tekliften çıkarılmasını istedi.
Özbudun, emekli bayram ikramiyesinin 3 bin liraya çıkarılmasına yönelik düzenlemenin de teklifte yer aldığını hatırlatarak, "Bu madde, metinden çıkarılıp münferit kanun teklifine dönüştürülsün. Bu bağımsız teklif metnini burada 600 milletvekili olarak oy birliğiyle kabul edelim. 3 bin lira doğru bir rakam değildir. En az 10 bin liralık ikramiye düzenlensin ve tek kanun maddesi olarak Meclis'ten derhal geçirilsin." dedi.
İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun, yargıdaki sorunların giderilmesi gerektiğini ifade etti.
Teklifin "emeklilere bayram ikramiyesi müjdesi" olarak duyurulduğunu dile getiren Olgun, kanun teklifinin çok sayıda önemli kanunda değişiklik öngördüğünü belirtti.
Kanun teklifinin hızla yasalaştırılmasının istendiğini söyleyen Olgun, "Bu kanun teklifi, maddeler arasına sıkıştırılmış Anayasa ve hukuka aykırı düzenlemeler içermektedir." diye konuştu.
Olgun, Adalet Komisyonu'ndaki görüşmelerde muhalefet partilerinin verdiği değişiklik önergelerinin dikkate alınmadığını ileri sürdü.
Adalet Bakanlığı bünyesindeki Tazminat Komisyonuna ilişkin düzenlemenin "yargı yetkisinin devri" niteliğinde olduğunu savunan Olgun, emekli bayram ikramiyesinin miktarını yetersiz bulduklarını dile getirdi.
"Türkiye Cumhuriyeti'ni yeni bir anayasa ile buluşturmak kaçınılmaz bir hal almıştır"
MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk, hukukun üstünlüğü ilkesinin Türk milletinin vazgeçilmez unsurları arasında yer aldığını belirtti.
Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu ifade eden Öztürk, 100 yıllık Cumhuriyet tecrübesinin hukuk alanında da kılavuz olduğunu kaydetti.
Öztürk, son yıllarda çok sayıda alanda adımlar atıldığını vurgulayarak, Yargı Reformu Stratejisi Belgesi'ni önemsediklerini söyledi.
Teklif için "evet" oyu vereceklerini bildiren Halil Öztürk, şöyle devam etti:
"Darbecilerden kalma bu Anayasa artık milletimize dar gelmekte ve ihtiyaçları karşılayamamaktadır. Bizler de bu mecburiyeti sorumluluk olarak görüp gerekli adımları atmalıyız. Yapılacak çalışmalar, hukukun üstünlüğü ilkesini besleyeceği gibi Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarını da yükseltecektir. Anayasa, Türkiye Cumhuriyeti'nin mutabakat metnidir. Türkiye Cumhuriyeti'ni değişen, gelişen siyasi ve sosyal şartlar çerçevesinde yeni bir anayasa ile buluşturmak, bu anlamda oluşturulacak metni Türk milletinin takdirine sunmak kaçınılmaz bir hal almıştır."
Gülistan Kılıç Koçyiğit
DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan, teklifte hukukun ve demokrasinin bulunmadığını iddia etti.
İktidarın "torba kanunu" Meclis'in olağanı haline getirdiğini savunan Ayan, teklifte hukuksuzlukları devam ettiren düzenlemelerin bulunduğunu, emekli bayram ikramiyesinin harçlık niteliğinde olduğunu söyledi.
"Kopyayı bile düzgün çekemiyorsunuz"
CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, teklifin "torba kanun teklifi" olduğunu ve farklı alanlarla ilgili düzenlemeler içerdiğini belirtti.
Teklifte emekli bayram ikramiyesine yönelik düzenlemenin de bulunduğunu anımsatan Tezcan, şunları kaydetti:
"Bunun, bu pakette ne işi var? Emekli bayram ikramiyesini artırmak ihtiyaç ama bunu paketin içine sokmak bir tuzak. 2 bin lira 3 bin liraya çıkarılıyor, bir kere bu projenin sahibi biziz, CHP. 2015 yılı Haziran ayında Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, 'Emekliye, Ramazan ve Kurban Bayramı'nda birer maaş ikramiye' dedi. Kıyamet koptu. Haziran seçimleri kaybedildi, Kasım seçimlerine gidilince 'Biz de vereceğiz' dediler. Kopyayı bile düzgün çekemiyorsunuz."
Teklifin komisyondaki görüşmeleri sırasında parti olarak asgari ücret seviyesinde emekli bayram ikramiyesinin verilmesini önerdiklerini anlatan Tezcan, bunun kabul edilmediğini belirtti.
"Emekliye bayram gününde asgari ücrette ikramiye vermekten neden kaçtınız?" sorusunu yönelten Tezcan, emekli bayram ikramiyesine yapılan zamla sadece bir kilogram baklava alınabileceğini söyledi. Bülent Tezcan, yargıya güvenin azaldığını öne sürdü.
Teklifin ilk imza sahiplerinden AKP Karabük Milletvekili Cem Şahin, teklifin yargı alanında önemli düzenlemeler içerdiğini dile getirdi.
Kanun teklifiyle, Anayasa Mahkemesinin iptal kararları doğrultusunda da düzenlemeler yapılacağını aktaran Şahin, "Teklif, 17 farklı kanunun 78 maddesinde değişiklik veya düzenleme içermektedir. Biri geçici olmak üzere toplam 42 maddeden oluşmaktadır. Teklifle, ceza yaptırımlarının etkinliğinin artırılması amacıyla adli para cezası miktarları ile kesinlik sınırları yükseltilmektedir. Kanun yoluna başvuru süreleri yeknesak hale getirilmektedir. Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemlerine ilişkin önemli düzenlemeler hayata geçirilmektedir." şeklinde konuştu.
Cem Şahin, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemenin müstakil suç olacağını, Adalet Bakanlığı bünyesindeki Tazminat Komisyonuna yeni görevler verileceğini belirtti.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Yargı Reformu Strateji Belgesi ile İnsan Hakları Eylem Planının açıklandığını hatırlatan Şahin, teklifle hak arama hürriyetinin güçleneceğini, suçla etkin mücadelenin sağlanacağını, yargılamaların hızlanacağını öne sürdü.
MHP: AYM'nin görevlerini sınırlandıracağız
Teklif üzerinde söz alan Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, yasa teklifinde itiraz ettikleri bazı maddeler olduğunu söyledi.
Kanun teklifiyle kayyımlara yasal güvence getirildiğini savunan Kaya, "Akçeli işlere kayyım olarak tayin olan kişilere dokunulmazlık getiriyorsunuz." diye konuştu.
İYİ Parti Antalya Milletvekili Uğur Poyraz, yargı paketinin çoğu maddesinin Anayasa Mahkemesinin hukuka aykırılığı nedeniyle iptal ettiği konulara ilişkin olduğunu söyledi.
Anayasa Mahkemesinin örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyenlerin örgüt üyesi gibi cezalandırılmasına ilişkin düzenlemeyi iptal ettiğini belirten Poyraz, "Suç amacıyla kurulmuş örgüte üyeliğin cezası 2 yıldan 4 yıla kadar, 'keşke örgüt üyesi olsaydım' dedirtecek bu düzenleme ile örgüt üyesi olmadığını tescil ettiğiniz kişiye örgüt üyeliğinden daha fazla ceza öneriyorsunuz." diye konuştu.
Feti Yıldız
MHP İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, Anayasa Mahkemesinin kendi etki alanını genişletmeye çalıştığını belirtti.
Anayasa Mahkemesinin zaman zaman kendisini TBMM'nin üstünde görmekten geri kalmadığını dile getiren Yıldız, "Anayasa Mahkemesi hatta bazen hızını alamayıp kürsüden yasa yapmaya bile çalışıyor. Gündemi meşgul eden bazı davalar üzerinde uygulanan iletişim stratejisi ile mevcut Anayasal düzen bir kenara bırakılarak, 'Anayasa Mahkemesi süper temyiz mahkemesi' olduğu şeklinde toplumsal bir algı oluşturulmak isteniyor." dedi.
Anayasa Mahkemesinin böyle bir rolünün olmadığını öne süren Yıldız, yapılmak istenenin yargısal aktivizm olduğunu ve bunun da kuvvetler ayrılığı ile demokrasinin düşmanı olduğunu öne sürdü.
Bireysel başvurunun mecrasından çıkarıldığını ve yargı sistemini zayıflatan sistemsel sorun haline geldiğini ifade eden Yıldız, Anayasa Mahkemesi Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanunun bireysel başvuru hakkını düzenleyen 45, 46, 47, 48, 49 ve 50. maddelerinin yeninden düzenlenmesi gerektiğini belirtti.
Anayasa Mahkemesinin görevlerine işaret eden Yıldız, "Yeni bir Anayasa ile bu görevlerini elbette sınırlandıracağız." dedi.
DEM Parti Van Milletvekili Zülküf Uçar da kanun telifinin acele olarak Meclis'e getirildiğini ve komisyon aşamasında görüşlerinin dikkate alınmadığını anlattı.
"Aynı hassasiyeti görmek istiyoruz"
CHP Karaman Milletvekili İsmail Atakan Ünver ise mevcut Anayasa hükümlerinin yanı sıra Anayasa Mahkemesinin verdiği bazı kararların uygulanmadığını belirterek, önlerine yargı paketinin getirildiği söyledi. Yargı paketindeki en önemli gerekçenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen yasa hükümlerini, iptal kararlarına uyumlu hale getirmek olduğunu belirten Ünver, "Madem iktidar olarak böyle bir hassasiyetiniz var, Anayasa Mahkemesinin bazı siyasi içerikli davalara ilişkin kararları söz konusu olduğunda da aynı hassasiyeti sizden görmek istiyoruz." dedi.
Yapılan değişikliklerin sonuç verebilmesi için öncelikle hakimin kafasındaki hukukun değiştirilmesi gerektiğini ifade eden Ünver, "Hakim kafasına sokulan hukuka göre karar vermeye devam ettiği sürece kanunlara ne yazarsak yazalım yapılan değişiklikler iyi bile olsa bu yönde sonuç vermez, Yargıtay'ın Can Atalay kararında olduğu gibi." diye konuştu.
AKP Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeç Anayasa Mahkemesinin kararı doğrultusunda, Terörle Mücadele Kanunu'nun ilgili maddelerinde düzenleme yapılarak örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme fiilini müstakil bir suç olarak düzenlediklerini anlattı.
Koruma tedbirlerinin uygulanmasında hak ihlali iddialarında Adalet Bakanlığı Tazminat Komisyonuna başvurma imkanı getirdiklerini bildiren Gözgeç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiaları hakkında Tazminat Komisyonuna başvurma imkanıyla birlikte, erişilebilir, hızlı işleyen, birincil nitelikte bir başvuru yolu oluşturulmakta. Düzenlemeyle temel hak ve özgürlüklerin daha güçlü bir şekilde korunması ve muhtemel hak ihlallerinin önlenmesi amaçlanmaktadır. Bugüne kadar yaptığımız yargı paketlerindeki değişikliklerde olduğu gibi bu yargı paketinde de amacımız, hak ve özgürlüklerin korunması ve vatandaşın adalete erişiminin hızlandırılması, güçlendirilmesi."
"Tazminat Komisyonuna 7 bin 528 başvuru yapıldı"
Genel Kurulda, teklifin tümü üzerindeki konuşmaların ardından soru-cevap bölümüne geçildi. Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Adalet Komisyonu Başkanı ve AKP İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, Anayasa Mahkemesinden Tazminat Komisyonuna gelen dosya sayısına ilişkin bilgi verdi. Yüksel, 2018 yılında kabul edilen 7145 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonrasında Tazminat Komisyonuna 8 bin 407 başvuru yapıldığını, başvuruların tamamının Komisyon tarafından karara bağlandığını söyledi.
Yüksel, "Komisyon bu başvurularla ilgili 7 bin 370 kabul, 843 ret, 7 esas kaydının kapatılması ve 187 birleştirme kararı vermiştir. 2023 yılında kabul edilen 7445 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonrasında Tazminat Komisyonuna 19 bin 883 başvuru yapılmış olup Komisyon bu başvuruların 941'i hakkında karar vermiştir. Bu kapsamda peyderpey dosyalar da gelmektedir." ifadelerini kullandı.
Tazminat Komisyonuna Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden (AİHM) kaç adet bireysel başvuru dosyası geldiğine ilişkin sorusu üzerine Yüksel, Tazminat Komisyonuna 7 bin 528 başvuru yapıldığını, başvuruların tamamının Komisyon tarafından karara bağlandığını belirtti. Yüksel, "Komisyon bu başvurularla ilgili 3 bin 541 kabul, 2 bin 147 ret, 1840 birleştirme kararı vermiştir." diye konuştu.
Adalet Bakanlığı bünyesindeki Tazminat Komisyonuna yeni görevler verileceğini aktaran Yüksel, Komisyonun hakimlerden oluştuğunu dile getirdi. Cüneyt Yüksel, uzun yargılamadan kaynaklı tazminat istemlerinin komisyon tarafından hızla sonuçlandırılmasının amaçlandığını belirtti.
Yüksel, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı istinaf kanun yolunun açılması suretiyle bu kararların daha güvenli şekilde denetlenmesinin sağlandığını söyledi. Yüksel, bu kararlara karşı istinaf kanun yolunun açılmasının bölge adliye mahkemelerinin iş yükünde yaklaşık yüzde 14 artış meydana getireceğinin öngörüldüğünü, halihazırda bu kararları itirazen inceleyen ağır ceza mahkemelerinin iş yükünün azalmasına da neden olacağını bildirdi.
"10 bayram için toplam 166,2 milyar lira bayram ikramiyesi ödemesi yapılmıştır"
Yüksel, 2018'deki düzenlemeyle Ramazan ve Kurban bayramlarında emeklilere bin lira ikramiye verilmesine başlandığını, bu tutarın 2021'de 1100 liraya, 2023'te 2 bin liraya çıkarıldığını söyledi.
Teklifte bayram ikramiyesinin 3 bin liraya yükseltilmesinin öngörüldüğünü dile getiren Yüksel, "2018 yılından bugüne kadar 10 bayram için toplam 166,2 milyar lira bayram ikramiyesi ödemesi yapılmıştır. Emekli bayram ikramiyelerinin 3 bin liraya yükseltilmesi halinde ilave maliyet 27,5 milyar lira olarak tahmin edilmektedir. 2024 yılında toplamda 82,5 milyar lira ikramiye ödemesi yapılmış olacaktır." bilgisini paylaştı.
İlk iki madde kabul edildi
Teklifin tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından teklifin maddelerinin görüşülmesine geçildi. Genel Kurul, 65. birleşiminin 7. oturuma uzadığı 29 Şubat gece yarısı da teklifin maddelerini görüşmeye devam etti.
Teklifin ilk iki maddesi, karar yeter sayısının bulunmasıyla kabul edildi.
Teklifin kabul edilen maddelerine göre, İcra ve İflas Kanunu'nda kanun yoluna başvuru süreleri hafta olarak belirlendiği için Hukuk Muhakemeleri Kanunu'ndaki benzer hükümler dikkate alınarak düzenleme yapılacak. Süre, hafta olarak belirlenmişse başladığı güne son hafta içindeki karşılık gelen günde bitecek.
Tasdik veya ret kararına karşı borçlu ve tasdik duruşması sırasında itirazda bulunmuş olan alacaklılar, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yoluna, istinaf incelemesi üzerine verilen karara karşı da tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yoluna başvurabilecek.
Teklifin ilk iki maddesinin kabul edilmesinden sonra TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, birleşime ara verdi. Aranın ardından 7. oturuma başladıkları sırada komisyonun yerinde olmaması üzerine Bozdağ, birleşimi saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.
T24