'Breaking Bad'in yıldızı Bryan Cranston yeni dizisi 'Your Honor'ı anlattı: 'Adaletsizlik her yerde'

Cranston “Adalet dünyanın her yerinde önemli bir sorun” diyor.

'Breaking Bad'in yıldızı Bryan Cranston yeni dizisi 'Your Honor'ı anlattı: 'Adaletsizlik her yerde'




'Breaking Bad'in yıldızı Bryan Cranston yeni dizisi 'Your Honor'ı anlattı: 'Adaletsizlik her yerde'

"Breaking Bad" ile tüm dünyada büyük bir üne kavuşan Bryan Cranston yeni dizisi “Your Honor” ile yeniden televizyona döndü. Adaletli bir yargıcı canlandırdığı diziyle ilgili konuştuğumuz Cranston “Adalet dünyanın her yerinde önemli bir sorun” diyor.

Bir yargıç düşünün, sadece hukuka değil, kendi sezgilerine, gözlemlerine ve sosyal koşullara göre adalet dağıtsın. Kimseyi kayırmadan ama adaletin hukukun da ötesinde bir teraziye ihtiyaç duyduğunu bilerek yapsın işini. İşte Yargıç Desiato böyle bir adam ve tüm New Orleans’da dürüstlüğü, adaletli tavrı ve merhametli yaklaşımıyla bilinen, saygıyla bakılan biri. Ne var ki günün birinde başına öyle bir felaket geliyor ki (oğlu Adam bir trafik kazasında New Orleans’ın en büyük organize suç örgütünün lideri olan adamın oğlunun ölümüne sebep oluyor) inandığı tüm değerlere ters düşmek zorunda kalıyor; adaleti ve bildiği tüm hukuk kurallarını sorguladığı gibi, dünyada en sevdiği kişi olan oğlu uğruna her şeyi yıkıp geçmekten geri kalmıyor.  

Şu sıralar beIN CONNECT’te yayınlanmakta olan “Your Honor” dizisi için çevrimiçi düzenlenen bir Zoom toplantısında Bryan Cranston ile bir araya geldik ve tüm dünyadan basın mensuplarıyla birlikte keyifli bir sohbete koyulduk. Bryan Cranston’a özellikle Türkiye’de ciddi bir sorun halini alan adalet ve hukuk kavramlarından hareketle bu sorunun ABD’de de gündemde olup olmadığını sorduk. Bunun sadece Türkiye’de ya da ABD’de değil, tüm dünyada bir sorun olduğunu söyleyen Cranston sözlerine şöyle devam etti: “Hemen her gün adaletsizliklerle yüz yüzeyiz. Zenginle fakir örneğin... Zenginler her zaman mahkemelerde daha pozitif sonuçlar alıyor ve fakirlerse tam tersi. Irk farkları da belirleyici oluyor. ABD’dedeki cezaevlerinde örneğin her zaman Afrikalı Amerikalıların çok daha fazla sayıda olduğunu görürsünüz. Tarihte de onlara karşı mahkemelerde hep daha adaletsiz davranıldığı bir gerçek. Bu önemli bir sorun ve bence ırkçılık olsun, zengin fakir karşıtlığından doğan eşitsizlikler olsun, dünyanın her yerinde karşımıza çıkıyor. Bunu değiştirmek öyle kolay bir iş değil maalesef, çok çalışmayı, sebat etmeyi gerektiriyor. Doğruyu ve iyiyi yapmakta kararlı olmak, inat etmek şart. Dünyada gerçek bir adalet olsun istiyorsak bunu bir görev edinmeliyiz.”

‘BEN OLSAM NE YAPARDIM SORUSUNU SORACAKSINIZ’

Bir yargıcın suç işleyecek hale gelmesinin nasıl bir insanlık durumunu gösterdiği sorusuna ise “Burada aslında hepimiz ben bu durumda olsam ne yapardım diye soruyoruz bence” diyerek yanıt veren Cranston şunları söylüyor: “Ve bu soruya vereceğiniz yanıt benim canlandırdığım karakterin yaptıklarından çok farklı değilse o zaman birlikte bir yolculuğa çıkıyoruz demektir. Dizinin en güçlü yanlarından biri de bu bence, yani herkesin kendini içinde bulacağı ya da kendini yakın hissedeceği bir senaryosu var. Bu aslında bir ebeveynin en büyük kabusu ve umarım hiç birimiz gerçek hayatta bunları yaşamak zorunda kalmayız. Ama böyle bir şeyle karşı karşıya kalsak, çocuğumuzun hayatını kurtarmak için tüm bunları yaparız ve benim karakterim de bunları içgüdüsel olarak yapıyor ve sonuçlarını da düşünemiyor.” 

Yargıç Michael Desiato rolüne hazırlanmak için bir süre New Orleans’da mahkemelere girip çıktığını ve davaları yöneten hakimleri incelediğini anlatan Bryan Cranston “Bazı yargıçlar gemisini yürüten kaptanlar gibiydi, bazılarıysa bir maçtaki hakemlere benziyordu. Kimileri de sanki sahne üzerindeymiş gibi davranıyordu örneğin. Açıkçası yargıcın kişilik özelliklerine göre mahkemedeki tavrı da değişiyordu. Ben de hem senaryonun gerektirdiklerini göz önüne aldım hem de gözlemlerimden damıttıklarımı harmanlayarak bir karakter yaratmaya çalıştım.” diyor. 

‘MÜKEMMEL BİRİ DEĞİLİM’

Bryan Cranston ona dünya çapında ün kazandıran Walter White (“Breaking Bad”) rolünün ardından yine suça bulaşan ‘iyi’ bir karakteri canlandırdığı hatırlatılarak böylesi karmaşık karakterleri tercih etmesinin sebebi sorulduğunda “Ben mükemmel biri değilim. Zayıflıklarım, zaaflarım var, hemen herkes gibi. Dramatik bir öyküde de kusurları, çelişkileri  olan bir karakteri izlemek ister insanlar bence. Belki daha iyi biri olmayan çalışan, bir karakterdir o ve izleyici de bu şekilde onunla daha kolay ilişki kurar. İzleyici o karakterle birlikte bir labirente girer ve diğer taraftan o da daha iyi bir insan olarak çıkar” diye yanıtlıyor.

7 yıl rol aldığı “Breaking Bad” ile ilgili olarak “Biz oyuncuların kökleri çok derinlerde olmaz. Ağacımızı bir yere dikeriz, 7 yıl boyunca orada büyütür, sonra da alıp başka bir yere dikeriz” diyen Cranston şöyle devam ediyor: “Ama o süre boyunca bu son derece yoğun bir ilişkidir. Ben karakterler arasındaki benzerliklere değil de farklara odaklanırım. Ve ne kadar çok çalışırsanız karakterleriniz arasında farklar bulmanız da o derece zorlaşır.” 

‘80‘Lİ YILLARDA MARATON KOŞTUM’

Yargıç Desiato bir yandan da maratona hazırlanıyor ve dizide onu sık sık koşarken izliyoruz. Bu vesileyle Bryan Cranston’ın da 80’li yıllarda maraton yarışlarına katıldığını öğrenmek bizim için bir sürpriz oluyor. Cranston maraton geçmişi için, “Dört farklı yarışa katıldım. En iyi sürem 3 saat 20 dakika ve 45 saniyeydi ve her maratonda bir öncekinden daha kötü koştum. Dördüncüden sonra işin nereye gittiğini anladım ve 4 saatin üzerine çıkmak istemediğimi söyledim kendi kendime. O benim son maratonum oldu” diyor. 

Oyuncu kadrosunda Michael Stuhlbarg, Hope Davis, Hunter Doohan, Sofia Black-D’Elia ve Carmen Ejogo gibi isimlerin olduğu ve Peter Moffat tarafından yaratılan “Your Honor” her pazartesi beIN CONNECT’te izlenebilir. 

CUMHURİYET