Büyük savaşa hazır olun

  Yıl 2003…Amerika ve müttefikleri Irak işgaline gün sayıyor.

Büyük savaşa hazır olun




Serdar Akinan yazdı

  Yıl 2003…Amerika ve müttefikleri Irak işgaline gün sayıyor.

Ben, Nevzat Bingöl, Kemal Batur ve Göçhan Yıldırım Irak’tayız. Show TV ve SKYTURK adına gelişmeleri takip ediyoruz.

Erbil’de kaldığımız otelden her sabah çıkıp, tabiri caizse Kürtlerin kontrolündeki Kuzey Irak bölgesini karış karış gezip haber yapıyoruz.

Batılı istihbarat elemanları bölgede cirit atıyor.

Amerikan özel kuvvetleri ve CIA timleri Dohuk dağlarında lazerle vurulacak hedefleri işaretliyor.

Gazeteciler ve sahadaki aktörler arasında köşe kapmaca oynanıyor.

 

Kaldığımız otelde dünya medyası var.

O günlerde İran’ın meşhur “Bedir Tugayları”nı Irak topraklarına soktuğu istihbaratı geldi.

Önümüze haritayı açtık.

Bu birlikler nereden girer? Tahmin yürüttük ve günlerce Süleymaniye’nin tüm doğusundaki İran sınır bölgelerini dolaşmaya başladık.

Bir sabah uzaktan bir karaltı gördük.

Bulmuştuk.

Yüzlerce sahra çadırı, onlarca ağır silah, İran askerleri Irak topraklarındaydı.

Göçhan kamerayı çalıştırdı. Ve arabayla yavaşça yaklaştık birliklere.

Nöbetçiler bizi fark etti ve hareketlilik başladı.

Ben ve Nevzat arabadan inerek yanlarına yürüdük. Yetkiliyle görüşmek istediğimiz söyledik.

Birkaç dakika sonra uzun boylu, şahin bakışlı son derece karizmatik bir adam yanında birkaç korumasıyla geldi.

Kendimizi tanıttık.

İstese orada gözaltına alır, hatta infaz ederdi. Öyle ya; savaş bu ve deşifre olmuşlardı.

Son derece sakin bir üslupla, “Hoşgeldiniz. Bizim burada olduğumuzu kimden veya nereden öğrendiniz?” dedi.

Aylardır bölgede olduğumuzu, çok sayıda yerel kaynağımız olduğunu, Türk gazetecisi olduğumuz için de Türkiye kamuoyunun bir Amerikan işgaline karşı olduğunu ve kamuoyumuzu aydınlatmak için haber peşinde olduğumuzu söyledik.

“Peki, yalnız çekim yapmayın. Konuşamam. Şimdi lütfen buradan ayrılın” dedi.

Arabaya bindik. Kamera hala kayıttaydı.

Ancak omuzda değil eldeydi kameralar.

O konuştuğumuz komutan General Kasım Süleymani idi…

Yıllar içinde adı hep karşıma çıktı.

Fotoğrafını gördüğüm anda o an aklıma geldi.

BU İRAN’DA BİR NÜKLEER TESİSİN VURULMASINDAN DAHA VAHİM BİR SALDIRIDIR

General Kasım Süleymani birkaç saat önce Amerika tarafından öldürüldü.

Hiç abartmadan söylüyorum. Bu İran’da bir nükleer tesisin vurulmasından daha vahim bir saldırıdır.

Süleymani, İran’ın istihbarat aklıdır. Ortadoğu’daki kılıcıdır.

İlkokul mezunu, Kasım Süleymani inşaatlarda çalışarak büyümüş yoksul bir çocuk. On sekiz yaşındayken, Kirman Su İşleri’ne girdi.

İran devriminden üç yıl önce Kirman eyaletinin Ciroft bölgesine sürgüne gönderilmiş bulunan Hamaney ile bağlantı kurdu. O andan itibaren de Hamaney’i içerde ve dışarıda giriştiği her türlü iktidar mücadelesinde destekledi.

1979’daki İran devriminin ardından Devrim Muhafızları adına yürütülen çalışmalara katıldı. Mahabad Kürtleri ayaklandığında Süleymani bölgeye gönderildi. Ayaklanma bastırıldığında henüz 22 yaşındaydı ama daha o yaşta Tahran’ın gözüne girmişti.

Mahabad’dan döndükten sonra Kirman’daki Devrim Muhafızları Kudüs Garnizonu'nun başına getirildi.

İran-Irak savaşında birçok büyük askeri operasyona katıldı, cephe hattında savaştı.

AMERİKAN BÜYÜKELÇİLİĞİ İŞGALİNE CEVAP OLARAK BU SUİKAST YAPILDI

Süleymani’nin Irak savaşında kurduğu ilişkiler, bütün kariyeri boyunca onun en önemli dayanağı oldu. Çünkü savaşın ardından İran’daki güçlü siyasetçiler, istihbarat içindeki etkili kişiler, yargı ve devleti yöneten bütün hassas kurumların üst düzey yöneticileri İran-Irak savaşında sadakatlerini ispatlamış kişilerden oluşturulmaya başladı.

2008 baharında Bağdat’ta bir toplantı esnasında Celal Talabani’nin cep telefonuna bir kısa mesaj gelir.

Mesaj Talabani’ye değil yanında oturan Amerikalı işgal güçleri komutanı General David Petraeus’adır. Talabani telefonu uzatır.

“Benim adım Kasım Süleymani. Şunu bilmelisin ki İran’ın Irak, Lübnan, Gazze ve Afganistan politikalarını ben kontrol ederim.”

Rusya bugün Suriye’de oyun kurucuysa bunun tek nedeni Kasım Süleymani’nin Moskova’ya gidip bizzat Putin’e, “Şimdi geldiniz geldiniz. Yoksa bir daha Ortadoğu’ya giremezsiniz” demesidir.

Amerikan hedefleri vurulurken bizzat hedef kıymetlendiren ve imha emrini veren stratejist ve taktisyen Süleymani’dir.

Amerikan Büyükelçiliği işgaline cevap olarak bu suikast yapıldı.

Ancak bekleyin ve görün.

Hem Rusya’nın, hem Tahran’ın, hem Şam’ın, hem de Lübnan Hizbullah’ının bu suikasta yanıtı çok çok sert olacak.

Mollalar bu kanlı hamleye en sert yanıtı vermek zorunda zira Kasım Süleymani İran halkı için bir onur sembolü.

Bugünden itibaren Ortadoğu’da hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Serdar Akinan

Odatv.com