Casuslukla yargılanan avukatlar hakkında beraat kararı çıktı
Neyle suçlandı?
Casuslukla yargılanan avukatlar hakkında beraat kararı çıktı
Aralarında Almanya'nın da bulunduğu bazı Avrupa ülkelerinin büyükelçilikleri için çalışan ve casusluk iddiasıyla geçen yıl tutuklanan avukatlar Yılmaz S. ve Baki D. beraat etti.
Aralarında Almanya, Hollanda, İsveç ve Norveç'in da bulunduğu bazı Avrupa ülkelerinin büyükelçilikleri için çalışırken, casusluk iddiasıyla tutuklanan avukat Yılmaz S. ile Baki D.'nin davasına Ankara 13.Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün devam edildi. Mahkeme, her iki sanık hakkında da beraat kararı verdi.
Sanık Yılmaz S.'nin avukatı Levent Kanat, yöneltilen üç suçtan da beraat kararı verilmesinden büyük mutluluk duyduklarını söyledi. Kararı DW Türkçe'ye değerlendiren Kanat, savcılığın müvekkiline "Askeri ve siyasi casusluk, soruşturmanın gizliliğinin ihlali, kişisel verilerin rızaya aykırı biçimde elde edilmesi" suçlarını yönelttiğini ve müvekkilinin bu üç suçlamadan da beraat ettiğini belirtti. Levent Kanat, savcılığın isnat edilen söz konusu üç suçtan 2 bin 239 defa ceza verilmesini talep ettiğini, bunun da 20 bin yılı geçtiğini belirtti. Avukat Kanat, "Beraat kararı kesinleşmiş değil, savcılık itiraz edebilir. Ancak an itibarı ile bugün çıkan beraat kararından çok mutluyuz. Hakimler, böyle bir hukuksuzluğun son bulması yönünde ciddi bir karar verdi. Kararın üst mahkemeler tarafından da onanmasını umuyoruz" diye konuştu.
Levent Kanat, müvekkili Yılmaz S.’nin çalıştığı ülkelerin büyükelçilik makamlarının, müvekilinin ifadesini doğrular nitelikte belgeler verdiklerini, bunların tamamının daha önce mahkemeye sunulduğunu hatırlatarak, bugün görülen duruşmada söz konusu büyükelçiliklerin temsilcilerinin de hazır bulunduğunu sözlerine ilave etti.
Aralarında Almanya’nın da bulunduğu bazı Avrupa ülkeleri için çalışırken, 17 Eylül 2019'da Ankara'da gözaltına alınan Yılmaz S., 23 Eylül 2019’da da tutuklanarak Sincan Cezaevi’ne konuldu. Altı ay tutuklu kaldıktan sonra bu yıl Mart ayında yapılan ilk duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Davada Yılmaz S. ile birlikte, ona zaman zaman yardım eden avukat arkadaşı Baki D. de yargılanıyordu.
Neyle suçlandı?
Yılmaz S., "açıklanması yasaklanan gizli bilgileri casusluk maksadıyla temin etmek, kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak ile gizliliğin ihlali" ile suçlandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı 55 sayfalık iddianamede, avukat Yılmaz S.’nin, Almanya, Hollanda, İsveç ve Norveç’te iltica talebinde bulunmuş Türk vatandaşları hakkında, "onların rızası olmadan, yasa dışı yoldan bilgi toplamak ve yaymak" suçlamalarına yer verildi.
Avukatın, Haziran 2019’da hakkında çıkarılan bir karar sonrası aylarca teknik ve fiziki takibe alındığı, telefonlarının dinlendiği ve özellike birlikte çalıştığı büyükelçiliklerle görüşmek üzere gittiği Ankara’da adım adım izlendiği iddianameye yansıyan bilgilerden anlaşıldı.
Yılmaz S. ise iddiaların aksine bilgi toplamadığını, söz konusu kişisel verilerin birlikte çalıştığı büyükelçilikler tarafından teyit amaçlı kendisine aktarıldığını vurguladı. Çalışmalarını tamemen açık kaynaklardan ve avukatlık faaliyetleri kapsamında, Cenevre Sözleşmesi ile Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği kararları çerçevesinde yürüttüğünü belirtti. Yılmaz S. ayrıca, Cenevre Sözleşmesi gereğince mülteci statüsündeki kişilerle ilgili gizlilik kuralı olduğunu da tekrarladı.
Dava neden açıldı?
Yılmaz S.’ye yönelik soruşturma sürecinin başlamasına 2013 yılına dayanan bir şikayet neden oldu. Norveç'te ikamet eden Mustafa B. ve Fehmi B.‘nin Oslo’daki Türk Büyükelçiliği’ne giderek, Norveç Yabancılar Dairesi‘nin haklarında Türkiye’de inceleme yaptırdığı ve incelemeler sonucu elde ettiği bilgiler nedeniyle de oradaki ikametlerinin sona erdirileceğini beyan edip, şikayette bulunduğu ortaya çıktı. Mustafa B. ve Fehmi B.‘nin haklarında tutulduğunu söyledikleri iki avukat raporunu da Türk makamlarına ilettikleri bildirildi. Yılmaz S.'nin iddianamesindeki bilgiler, Norveç makamlarının, Mustafa B.‘nin sahte evlilik yoluyla ülkede kalmaya çalışmasından şüphelenerek, Türkiye'de bunun doğruluğunu bir avukata araştırttığını ortaya koyuyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Mustafa B. ve ailesi hakkında Türkiye’de inceleme yapılarak tutulan söz konusu raporu hazırlayan avukatın, belgelerde isimler karartılmış olmasına rağmen, avukat Yılmaz S. olduğunu iddia etti.
Büyükelçilikler için hazırlanmış binlerce rapor
Yılmaz S.’nin gözaltına alınması sırasında yanındaki çantasında pek çok evrak, üç adet flaş bellek ve zarflar bulunduğu, bunların da 68 kişi hakkında hazırlanan 48 rapor olduğu iddianamede yer aldı. Ofisinde yapılan aramada ise çeşitli büyükelçiliklere hitaben yazılmış, silinen bazı raporların geri döndürülmesiyle beraber toplam 2 bin 329 belgeye ulaşıldığı ileri sürüldü. Bunlardan 914 raporun Almanya, 57’sinin Holanda, 18’inin İsveç, 92’sinin de Norveç Büyükelçiliği’ne hitaben düzenlendiği, bin 248 raporun ise silinenlerden kurtarılan, ancak başlığı belirlenemeyen rapor olduğu belirtildi.
Savcılık, söz konusu raporların yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarına ait kişisel, ailevi bilgiler ile nüfus, tapu gibi veriler, haklarında soruşturma veya kovuşturma olup olmadığına dair bilgiler içerdiğini iddia etti. Bunun yanı sıra söz konusu şahısların çoğu hakkında "FETÖ/PDY" veya "PKK/KCK" üyeliği gerekçesiyle soruşturma veya kovuşturma yürütülmesine dikkat çekti.
Almanya'nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Michael Roth, DW Türkçe'ye geçen ay verdiği demeçte, "Bu yargılamayı gerekli kılan hiçbir sebep göremiyoruz ama nihayetinde bu konu hukuk devletine uygun bir şekilde karara bağlanmalı. Bizler Türkiye'nin azami hukuk devleti standartlarına uymasını bekliyoruz. Bu da Türkiye ile ilgili konularda ihtiyaç duyduğumuz durumlarda avukatlarla özgürce çalışabilmemizi kapsıyor. Bu olağan bir durum ve Türkiye'de de geçerli olmalı" demişti.
Almanya dahil yıllardır pek çok Avrupa ülkesi için çalışan avukat Yılmaz S.’nin tutuklanmasıyla yurt dışında siyasi sığınma talebinde bulunan çok sayıda Türk vatandaşına ait dosyanın Türk makamlarının eline geçtiği tahmin ediliyordu. Bu durum özellikle çok sayıda Türkiye kökenlinin iltica talebinde bulunduğu Almanya’da büyük endişeye neden oldu. Alman güvenlik birimleri, bilgileri Türk makamlarının eline geçmiş olabilecek bazı kişileri uyardığını açıklamıştı.
Elmas Topcu
Deutsche Welle Türkçe