Cemevleri Kararı ve Siyasetin Kutuplaştırıcı Etkisi: İBB’nin Adımı Toplumu Nasıl Etkiler?

İBB’nin Kararı Alevi Toplumuna Nasıl Zarar Verebilir?

Cemevleri Kararı ve Siyasetin Kutuplaştırıcı Etkisi: İBB’nin Adımı Toplumu Nasıl Etkiler?




Cemevleri Kararı ve Siyasetin Kutuplaştırıcı Etkisi: İBB’nin Adımı Toplumu Nasıl Etkiler?

YUSUF İNAN / YEREL GÜNDEM ANALİZ

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi, cemevlerinin ibadethane statüsünü resmen tanıyarak tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, uzun zamandır dile getirdiği “Cemevleri ibadethanedir. Nokta.” söylemiyle Alevi toplumunun taleplerine güçlü bir destek verdi. Ancak bu adım, toplumu daha da kutuplaştırma riski taşıyor.

İBB Meclisi'nin kabul ettiği Dini Kurum ve Topluluklarla İlişkiler Şube Müdürlüğü’nün görev ve çalışma yönetmeliği, cemevlerini ibadethane olarak tanıdı ve böylelikle Alevi vatandaşların uzun yıllardır devam eden taleplerine karşılık vermiş oldu. Ancak bu kararın, sadece dini bir mesele değil, siyasi bir hamle olarak da yorumlanması tehlikeli sularda yüzüldüğüne işaret ediyor.

CHP ve Cemevleri: Siyasetin Alevi Toplumu Üzerindeki Etkisi

CHP'li belediyelerin cemevleri üzerinden yürüttüğü siyaset, toplumda derin fay hatlarını tetikleyebilir. Cemevlerine yönelik pozitif ayrımcılık, arsa tahsisi gibi uygulamalar, bir kesimde ayrıcalıklı bir muamele algısı yaratarak kutuplaşmayı artırıyor. Türkiye’de farklı inanç grupları arasında hassas bir denge var ve bu dengeyi siyasal hamlelerle zorlamak, toplumsal barışa zarar verebilir.

Oysa ki, Alevilerin CHP’li belediyelerin yardımlarına, elektrik ve su masraflarının ödenmesine ihtiyaç duydukları bir gerçek değil. Bu tür yardımlar ve destekler, Alevi toplumunun tarihsel dışlanmışlığına çözüm getirmekten ziyade, siyasetin gölgesinde bu dışlanmışlığı derinleştiriyor.

Cemevlerinin Tarihi ve Alevi Toplumunun Acı Deneyimleri

Türkiye’de cemevlerinin ortaya çıkışı, devletin ya da toplumun bir lütfu değil, Alevi vatandaşların yaşadığı acı deneyimlerin sonucunda gelişti. Alevi toplumunun cenazelerinin kabul edilmemesi gibi trajik olaylar, bu ibadethanelerin zorunlu bir çözüm haline gelmesine neden oldu. Cemevleri, sadece dini ritüellerin gerçekleştirildiği yerler olmaktan öte, kültürel ve sanatsal faaliyetlerin de yürütüldüğü merkezler haline geldi.

Ancak bu süreçte, Alevi toplumunun maruz kaldığı dışlanma ve ayrıştırılma, toplumla olan bağlarını zayıflattı. Bazı Alevi gruplar, dışlanmışlığın acısını derinden hissederek, kendi cemaatlerine daha fazla kapanma eğilimi gösterdi. Bu noktada, cemevlerine yönelik yapılan her türlü pozitif ayrımcılık, toplumsal bütünleşmeye değil, daha fazla ayrışmaya neden olabilir.

İBB’nin Kararı Alevi Toplumuna Nasıl Zarar Verebilir?

İBB’nin cemevlerini ibadethane olarak tanıması, Alevi toplumuna faydadan çok zarar getirme riski taşıyor. Bu adım, toplumsal barış ve uzlaşı yerine, Alevi toplumunun daha da ayrıştırılmasına neden olabilir. Aleviler, tarihsel olarak yaşadıkları dışlanmışlığın yarattığı travmayı taşırken, bu kararın onları toplumdan daha da uzaklaştırma potansiyeli göz ardı edilmemeli.

Sonuç: Kutuplaşmanın Önüne Geçilmeli

Türkiye’nin hassas toplumsal dengelerini göz önünde bulundurarak, cemevleri ve Alevi toplumuna yönelik adımların sadece dini ve kültürel bir perspektifle değil, toplumsal barış açısından da değerlendirilmesi gerekiyor. Ekrem İmamoğlu’nun cemevleri üzerinden yaptığı açıklamalar, Alevi toplumunun taleplerini karşılıyor gibi görünse de, uzun vadede toplumun daha fazla kutuplaşmasına neden olabilir.

Siyasetçilerin bu tür meselelerde daha dikkatli adımlar atması ve toplumu birleştirici politikalar geliştirmesi elzem. Aksi takdirde, Alevi toplumunun taleplerini karşılamaya yönelik adımlar, fayda yerine zarar getirebilir ve toplumdaki kırılganlığı derinleştirebilir.

www.yerelgundem.com