Cenazede birleşen ülkücüler...

Gençliğin birbirine düşmesi nasıl durdurulabilir?

Cenazede birleşen ülkücüler...


Cenazede birleşen ülkücüler...

Toplum içinde nadir insanlar vardır ki ne zaman bir sorun çıksa çözüm getirir, ne zaman bir anlaşmazlık veya huzursuzluk emaresi gösteren bir olay yaşansa müdahale eder ve asıl hedefin ne olduğunu hatırlatarak tarafları birleştirirler.

Kazım Ayaydın, hayatı boyunca ülkücü hareket içinde yaşadı ve sıkıntılı dönemlerde hep bir adım öne çıktı. Öyle ki insanları ikna etmek için “Arkadaşlar, ayaklarınızın altını öpeyim, böyle yapmayın” gibi sözlerle kendi benliğini yok sayıp, herkese doğru yolu gösterdi...

Kazım Ayaydın gibi insanların değeri öldükten sonra daha iyi anlaşılıyor. Onların yokluğu hep hissediliyor...

***

Gazeteciliğe başladığım 1979 yılında, “Gençliğin birbirine düşmesi nasıl durdurulabilir?” çerçevesinde görüştüğüm gençlik liderlerinden biri olan Kazım Ayaydın’ı o günden beri hep aynı olumlu çizgide gördüm.

Millî Merkez toplantısındayken cenazeye gideceğim için erken ayrılacağımı söylediğimde, orada bulunanlardan İstanbul Barosu eski başkanlarından avukat Muammer Aydın, Kazım Ayaydın ile İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde sınıf arkadaşı olduklarını, bir gün Şehir Hatları vapurunda, ülkücüler arasında kaldığını, bir köşeye sıkıştırıldığını ve tartaklanarak sorgulanırken uzaktan olayı gören Ayaydın’ın koşarak gelip kendisini nasıl kurtardığını anlattı.

Ayaydın, bu tür davranışları sebebiyle öğrencilik döneminden itibaren “Demokrat Kazım” diye anılırdı. Ruhu şad olsun...

***

Haberlerde, “Ayaydın’ın cenazesinde, MHP, İYİ Parti, BBP ve Zafer Partili yüzlerce ülkücünün katılarak bir araya gelmesi dikkat çekti.” denilmesi onun birleştirici, toparlayıcı kimliğinin bir yansımasıydı.

Bu cenaze buluşması, orada kalmamalıdır. Ülkücüler, ülkenin kuruluş rayından çıkarılması için nasıl kontrol altında tutulduklarını görmek ve milletin istikbali için gereğini yapmak durumundadır.

Umutsuz ve genç seçmen potansiyeli...

İYİ Parti'de Genel Başkan Yardımcısı iken İBB Meclis üyesi olan ve köylere İnternet bağlantısı sağladığı için de “İnternetçi abi” diye de tanınan ve bir süre önce partisinden istifa eden Taylan Yıldız, İBB başkanlığı için bağımsız aday olacağını açıkladı.

Taylan Yıldız daha önce Yeniçağ’ı ziyaret etmişti ama ben yoktum. Tanışmamıza, danışmanı Atilla Güner vesile oldu. Güner ile genç gazeteciler olarak basın bursu ile dört ay için Miami’ye gönderildikten yıllar sonra ilk defa buluştuk. Toplantıda, yıllar önce Tercüman’da birlikte çalıştığımız ve şimdi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olan Vahap Munyar ve yine Son Havadis’te kısa bir süre birlikte çalıştığımız gazeteci Ümit Zileli ve başarılı televizyon programlarından tanıdığımız, aynı zamanda klinik psikolog olduğunu öğrendiğim Tuba Emlek de bulunuyordu.

***

Taylan Yıldız, “İstanbul’da siyasetten umudunu kestiği için sandığa gitmeyen iki milyon seçmen var. Hiçbir partinin mevcut sorunları çözemeyeceğine inananların oranı yüzde 35’e dayanmış durumda.

Gençler öyle temel meselelerde haklı isteklerde bulunuyor ki, ben işte onlar adına bu kent için İstanbul için yola çıkıyorum. Her beş gençten dördü bu toprakları terk etmek istiyor. İstanbul’da yaşayan gençler, onların anneleri ve babaları sistemin dışında kalmışlar. Torpili olmayan herkes umudunu yitirmiş, İstanbul’u, Türkiye’yi ve gençlerini kaybediyoruz. En önemlisi de onların demokrasiye olan inancını kaybediyoruz.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına onlar adına bağımsız aday oluyorum.” dedi.

***

Taylan Yıldız’ın hedef kitlesini yapay zekâya dayalı bir sistemle tespit ettiği ve umutsuz gençliğe umut olmaya çalıştığı anlaşılıyor. Kendisine, “Tayyip Erdoğan da İBB adayı olduğunda gençti ve o da gençliğe dayanıyordu ama arkasında yılların birikimine dayanan ideolojiyle beslenmiş hazır bir kitle vardı. Ekrem İmamoğlu da bir çocuğa, ‘Ekrem abi, her şey çok güzel olacak’ dedirten bir umut oluşturmuştu. Onun da arkasında kurucu ideolojiden beslenen bir CHP vardı... Tabii CHP’nin de rayından çıktığı konuşuluyor ama bu ayrı bir konu. Sizin, ülkeye ve dünyaya bakışınız nedir?” şeklinde bir soru yönelttim. Yeterli bir cevap alamadım ama şimdiden 8 bin genci örgütlemiş bulunan Taylan Yıldız, kısa bir zaman içinde “umutsuz ve partisiz gençliğin temsilcisi” olarak masaya oturacak bir güce ulaşabilir. Enerjik bir yapıya sahip ve kişisel donanımı üst düzeyde olan Taylan Yıldız, “siyasette ben de varım” diyor...

ARSLAN BULUT / YENİÇAĞ