Cezaevlerini boşaltmanın kolay yolu, hakim ve savcıları hapse atmak!

Cezaevleri yine doldu, 309 bini aştı, çözüm af mı?

Editor

Nisan 8, 2022 - 07:09 Updated: Nisan 8, 2022 - 13:40

Cezaevlerini boşaltmanın kolay yolu, hakim ve savcıları hapse atmak!

YUSUF İNAN YAZDI...

Cezaevlerini boşaltmanın kolay yolu, hakim ve savcıları hapse atmak!

Türkiye'nin sorunları çözülemiyor. Pansuman tedbirlerle sonuç alınamıyor. Kısmi af çıkarılıyor, cezaevleri boşalıyor, bir yıl sonra yine eski haline geliyor.

Adliyeler, hastaneler hep dolu!

Siyaset tıkandı...

Siyasi anket şirketleri Türkiye'nin geleceğini öngöremiyor.

Kararsızların oyu sürekli artıyor.

Avukatlar para kazanırken, fakir ve gariban halk çaresizlik içinde kıvranıyor.

Savunma yapmaktan aciz avukatlar, adliyelerde adalet bekleyen yığınlar ve kaybolan yıllar...

Yitirilen umutlar!

Hınçlar, kinler, nefretler!

Yenilen sevgi!

Kaybolan insanlık!

Çözüm üretemeyen, projesi olmayan siyasi partiler!

Ve yeniden af arayışları!

Cem Karaca’nın bir şarkısında söylediği gibi, dön baba dön yine aynı yerdeyiz.

Halbuki çözüm basit!

Türkiye'yi sil baştan yeniden yapılandırmak!

Köye dönmek!

Hukuk’u dönme dolap mekanizmasından çıkarmak...

TRT’nin muhteşem dizilerinden Yunus Emre’de Taptuk Emre’nin de dediği gibi; “Adalet; suçu, suçluyu aramak değil, adalet sonuna kadar masumiyeti aramaktır.”

Günümüz adliyelerinde, hakimler ve savcılar suçu ve suçluyu arıyor.

Suç bulmak için çalışıyor.

Bulamayınca suç uyduruyor.

Yeterince araştırma yapmadan, kanıt bulmadan, suç olmadan insanları mahkum ediyor.

"Üzülme, Bölge Adliye Mahkemesi düzeltir" diyor...

AYM, Yargıtay ve AİHM kararlarını görmezden geliyor. Hatalı kararı verip topu BAM’a atıyor.

İnsanlar bir ümit ile BAM’a gidiyor. BAM da dosya akınından yorulmuş halde. O da onaylayıp, topu Yargıtay'a atıyor. Yargıtay çalışanları dosya yığınları arasında bunalmış halde.

AYM Başkanı Zühtü Arslan sürekli iş yükünden yakınıyor.

Adalet Bakanlığı, HSK, AYM, Yargıtay bizim gördüklerimizi görmüyor mu?

Bataklığın kurutulması, toplumun ruh sağlığının korunması için bir önerileri yok mu?

Hakimler ve savcılar mağdurların ahıyla inleyen adliye binalarında nasıl çalışıyorlar?

Adliyeden eve giderken, evde çocuklarını severken, hukuksuz olarak babasız bıraktıkları çocukları hiç mi düşünmüyorlar?

Emekli olduklarında, mağdur ettikleri insanları, ailelerini hiç mi hatırlamıyorlar?

Hatırlıyorlarsa, vicdan azabı çekiyorlarsa, neden çözüm üretmiyorlar?

Neden hukuka dönmek istemiyorlar?

Fakir ve gariban insanlardan sürekli para isteyen avukatlar, güç savaşlarına sahne olan barolar ve onların idealist başkanlarının söyleyeceği hiçbir şey yok mu?

Görünen o ki herkes hayatından memnun!

Sadece Türk Milleti mutsuz!

Sözü uzatmayacağım. Çözüm istiyorsanız;

İlk derece mahkemeleri topu BAM’a, Yargıtay’a, AYM’ye ve AİHM’e atmadan karar verecek.

“Geciken adalet adalet değildir” bir duvar yazısı değil, hakim ve savcıların besmelesi olmalıdır.

Gerçekten gözleri ve kalpleri sadece hukuk ile kaplı olmalıdır.

Adliye adalet dağıtmazsa, cezaevleri dolar, dolar boşalır.

Adliyeler ve hastaneler dolar dolar boşalır.

Kimse mutlu olmaz.

Sadece devri daim devam eder...

Çok yakında insanlık gıda krizi yaşayacak.

Sadece Afrika'da yaşayanlar açlık ve susuzluk çekmeyecek.

Aç kalmak herkesin sorunu olacak.

Büyük şehirler boşalacak. İnsanlar küçük şehirlere ve köylere akın edecek. İnsanlar kendi tarlasında kendi gücüyle ekip biçtiklerini yemek zorunda kalacak...

Araçlardan inip, yürümeye başlayacak!

Evinin bahçesinde yiyeceği sebze ve meyveleri yetiştirecek!

Hastaneler boşalacak!

Adliyeler boşalacak...

İnsanlar uzun yaşayacak!

Sadece avukatlar aç kalacak!

Çözüm, mecburiyet ile gelecek!

Peki, cezaevleri nasıl boşalacak?