Cezaevlerinin olmadığı bir dünya mümkün olmanın ötesinde bu pandemide gerekli
Pandemi birçok ülkede hapishanedeki bazı mahkumlara izin verilmesini de gündeme getirdi
Cezaevlerinin olmadığı bir dünya mümkün olmanın ötesinde bu pandemide gerekli
Barınma, eğitim ve sağlık gibi hayati ihtiyaçlarımızın karşılandığı bir geleceğe ihtiyacımız var. Bunu sağlamanın en iyi yolu da bu
Cezaevlerinin olmadığı bir dünya hayal edin. Milyonlarca siyahi ve esmer tenli Amerikalı için bu radikal tahayyül acil ve gerekli. Köleleştirilmiş atalarını 19. yüzyılda özgür bırakan 13. Anayasa Değişikliği'nden bu yana hapishane, nesillerdir hayatlarında bir musibet olageldi.
Şimdi dünya, 150 yıldır var olan zehirli bir ceza hukuku sisteminin sonucunu bütün açıklığıyla görüyor. Cezaevi-endüstriyel kompleksini olduğu gibi bırakıp hapishanelerdeki mevcut nüfusu yarıya indirsek bile milyonlarca insanı yine de tecrite ve şiddete mahkum edeceğimizi biliyoruz. Bu zulmü devam ettiremeyiz.
Hapishanelerin ve polis teşkilatının kaldırılmasını savunanlar muhakeme, yaklaşım ve tasarımda köklü bir değişim çağrısında bulunuyor. Mevcut adalet sistemini bir çırpıda tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmasa da, bizi o yola sokacak adımlar var.
Hapsetme nedenlerinin çoğu yanlış, baskıcı ya da toplumsal yoksunluk kaynaklı. Hayatta kalmak, ailenin bakımını üstlenmek ve kimliğimiz bizi çizginin dışına çıkarabilir. İnsan kaçakçılığı ve seks ticareti kurbanı olup istismarcısını vurarak öldüren Cyntoia Brown'u ele alalım. Müebbet hapis cezasındansa içinde bulunduğu durumun bağlamının çok daha fazla anlaşılmasını hak ediyordu. Yazılan bir mektuptan ve bir hukuk kampanyasından sonra geçen yıl, hapis yattığı 15 yılın ardından cezası hafifletildi.
Hapishanelerin ve polis teşkilatının kaldırılmasını savunanların yaptığı şey, cezaevi sisteminin temel sorunlarını ortaya çıkarmak, itibarı geri kazandırmaya ve iyileştirmeye dayanan farklı bir yapı tahayyül etmek. İşe cezayla başlamak yerine önem vermekle başlıyoruz.
Rehabilitasyon için tasarlanmış bir sistemde bireysel özgürlüğün kısıtlanması cezadır. Diğer hakların hiçbirini kaldırmayın. Bu yüzden hapishanenin içindeki hayat, dışarıdaki hayatın en iyi versiyonuna benzemeli ve mahkumlar cezalarını mümkün olan en düşük güvenlik düzeyinde çekmeli. Bundan herhangi sapma için çok ikna edici bir neden olması gerekir. Gerekçe bir insana haklarını vermek için değil onu haklarından mahrum bırakmak için gereklidir.
Bir sistem ne kadar çok kurumsallaşırsa, cezaevine atılan kişilerin serbest bırakıldıktan sonra başarılı olması o kadar zorlaşır. Bu sebeple, insanları durağan bir durumda tutmak yerine özgürlüklerin sürekli genişlediği bir yolculuk tasarlayalım, böylece cezaları sona erdiğinde mahkumlar özgürlüğe bütünüyle geri dönebilir.
Özgürlük kaybını aşan, yazılı veya yazısız hiçbir ek ceza uygulanmamalıdır. Bunun içinde tıbbi tedavinin, mahremiyetin, yiyecek ve suyun esirgenmesi, hücre hapsi ve her türlü diğer istismar var. Uygulamada bu, mahalli ve belediyeye ait (cezaevi dışından) hizmet sağlayıcıları kullanarak cezaevindeki kişilere, güvenlik haricinde kritik öneme sahip hizmetlerin sağlanması anlamına geliyor. Cezaevlerinde sağlık, eğitim, istihdam, din veya kütüphane hizmetleri için personel bulunmuyor; bunlar yerel topluluklardan sağlanıyor ve yerel yönetimlerce denetleniyor. Ayrıca mahkumlar cezaevinde topluluk üyeleri ve kuruluşlarla da normal temaslarda bulunuyor. Dolayısıyla serbest bırakılmalarının ardından bakım ve hizmetlerin sürdürülmesi kolaylıkla sağlanabilir ve toplumun hapse girmiş kişilere dair algısının iyileşmesi topluma yeniden entegre olmalarını mümkün kılar. Bu sistemde, ceza çekildikten sonra topluma olan borç ödenmiş olur: Daha önce hapse girmiş insanlar hiçbir önyargıyla karşılaşmadan özgürce hareket edebilir.
Independent Türkçe