CHP Genel Başkanlık seçimi bugün, yarışın yaşanacağı PM seçimi yarın

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte Odeon Kültür Merkezi'ne geldi.  

CHP Genel Başkanlık seçimi bugün, yarışın yaşanacağı PM seçimi yarın




CHP’nin salgın nedeniyle seyircisiz olarak gerçekleştirilecek 37. kurultayı Bilkent Odeon’da başladı. Kurultayı, Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, yönetiyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin 37. Olağan Kurultayı’nda Türkiye'nin 5 temel sorunundan bahsederek, partisinin hedeflerinin yer aldığı, 'İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'ni açıkladı.

  cumhuriyet.com.tr

CHP’nin koronavirüs salgını dolayısıyla ilk kez seyircisiz olarak gerçekleştirilecek 37. CHP Kurultayı, Bilkent Odeon’da başladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte Odeon Kültür Merkezi'ne geldi.  

Kılıçdaroğlu'nun aracı, yolda yürüyen bazı basın mensuplarını alarak alana getirdi. Kurultay alanı girişine turnikeler yerleştirildi. Görsel ve yazılı basın için ayrı ayrı alan hazırlandı ve çeşitli yerlere sinevizyon yerleştirildi. Basının kullandığı masalara Kemal Kılıçdaroğlu’nn seçme yazıları ve konuşmalarından oluşan “Özgür ve Adil Bir Türkiye İçin Yürüyüş” kitabı bırakıldı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da Kılıçdaroğlu’nun kitabını inceledi. 

COVİD-19 ÖNLEMİ 

Bilim Kurulu tavsiyeleri doğrultusunda COVİD-19 salgınına karşı önlemler alındı. Kurultay alanı girişinde delegelerin ateşi ölçüldü, maske ve dezenfektanlar verildi. Sosyal mesafenin korunması için yerlere “Sağlığınız için 1.5 metre sosyal mesafeyi koruyun” yazılı sticker yapıştırıldı. Oy verme işlemlerinde, yığılmaları önlemek amacıyla 44 sandık ve 132 kabin kuruldu.

Kurultayın yapıldığı alana “İş, emek, ezilen, kadın, çocuk, genç, doğa, demokrasi, barış, özgürlük, umut, halk için iktidar” yazılı ayrı ayrı pankartlar asıldı. Kurultay konuşmalarının yapılacağı kürsü kırmızı beyaz renklerle hazırlandı. Amfide herkesin oturacağı koltuğun üzerine isimleri yazıldı ve iki kişilik sosyal mesafe boşluğu bırakıldı.

Adaylığını açıklayan eski Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, Parti Meclisi Üyesi İlhan Cihaner ve Profesör Doktor Tolga Yarman için yan yana koltuklarda yer ayrıldı. Kurultay öncesi, oda orkestrası mini bir konser vererek, İzmir Marşı'nı çaldı. 

“İKTİDARIN YOLU KILIÇDAROĞLU”

Kurultay için özel olarak söz ve müziği Ali Altay’a ait olan “İktidarın Yolu Kılıçdaroğlu” şarkısı hazırlandı. Kurultay sloganı ise “hedef iktidar” oldu. “Hedef iktidar” sloganı pankartları Odeon'un çeşitli  yerlerine  asıldı.

Kurultay için dikkat çeken başka bir ayrıntı ise özel bir rap şarkısı hazırlanması oldu. Yedi milyona yakın seçmenin oluşturduğu ve önümüzdeki seçimleri etkileyecek Z kuşağının hedeflendiği şarkıyı, partinin yayın izleme biriminde çalışan 27 yaşındaki Canberk Durucu hazırladı. Şarkıda, “2008’de doğdum 5 bin dolar borçla, şimdi günümüzde 5 kat daha fazla, merak etme bizimle gelecek liyakat, israfın sonunda bedel ödeyen çocuklar, hak, hukuk, adalet, yüreğimizde cesaret…” ifadeleri yer aldı.

Kurultayda; bugün genel başkanlık, yarın Parti Meclisi ile Yüksek Disiplin Kurulu ve Bilim Yönetim ve Kültür Platformu seçimleri yapılacak. Bin 356 delegenin oy kullanacağı kurultayda; genel başkanlık için 68, kurullar için ise 10 delegenin imzasını alan partililer aday olabilecek.

KILIÇDAROĞLU KURULTAYI AÇTI 

Kemal Kılıçdaroğlu, kurultayı bu cümleler ile açtı:

“Tüzüğün gereği olarak kurultayımızı açıyorum. Bütün dünyaya ışık verecek olan bu kurultayda birlikte olmaktan, önemli kararlar almaktan mutluluk duyuyorum. Şimdi sizleri değişmez önderimiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmuş üzere cumhuriyetimizin kurucuları, şehitlerimizin anısına 1 dakikalık saygı duruşuna ve İstiklal Marşı'mızı okumaya davet ediyorum.

Bu kurultay alçak gönüllü bir uygarlığın inşasına çağrı kurultayıdır. Tarihin bize yüklediği sorumluluk budur. Bu kurultay adaletsizliği, liyakatsizliği, kayırmacılığı, umutsuzluğu nasıl ortadan kaldıracağımızı açıklayan bir kurultaydır. Türkiye, cumhuriyet tarihinin en ağır buhranını yaşıyor. Bu buhran yönetim, demokrasi, ekonomi buhranıdır. Bu buhran toplumsal ve kişisel sağlığımızı derinden dinamitleyen bir buhrandır. Hiçbir vatanseverin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur. Hiçbir CHP'linin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur. 

KILIÇDAROĞLU'NDAN 'İKİNCİ YÜZYILA ÇAĞRI BEYANNAMESİ'

Kılıçdaroğlu, partisinin 37. Olağan Kurultayı’nda Türkiye'nin 5 temel sorunundan bahsederek, partisinin hedeflerinin yer aldığı, 'İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'ni açıkladı:

“İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi” adını verdiğimiz çözüm önerilerimizi sunmadan önce, Türkiye’nin önündeki beş temel sorundan kısaca söz etmek istiyorum.

Birinci sorun: Yasama, yargı ve medya bir kişinin vesayeti altındadır. Demokrasi sadece kağıt üzerinde kalan bir sözcük haline gelmiştir. Öyle bir noktadayız ki saray ne diyorsa yargı onu yapıyor, egemen güçler ne diyorsa saray da onu yapıyor. Örneğin saray talimat veriyor, Osman Kavala içeride kalacak. Örneğin Selahattin Demirtaş içeride kalacak. Mahkeme gereğini yapıyor. Cezaevlerinde onlarca gazeteci var. Böyle bir ortamda demokrasiden söz etmek mümkün değildir.

İkinci sorun: Ekonomi. 18 yıldır Türkiye’yi bu duruma getirenleri sorgulamak zorundasınız. Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik bağımsızlığı tehlike altındadır. Diyeceksiniz ki nasıl tehlike altındadır? Şu rakamları her bir delege arkadaşımın ezberlemesini istiyorum. Fabrikaları sattılar, parayı ne yaptıklarını kimse bilmiyor. Topraklarımızı sattılar. 250 bin dolara istediğiniz yerden istediğiniz daireyi alabiliyorsunuz! Bunu özellikle bizi dinleyen bütün vatandaşlarıma ifade etmek istiyorum, elinizi vicdanınıza koyun.

18 yıl devleti yönetecek, 18 yılda 2 trilyon 400 milyar dolar para harcanacak, bu paranın nereye gittiğini TBMM’de kimse bilmeyecek, sonra bana kalkıp ekonomiden bahsedeceksiniz. Peki bu işsizlik, yoksulluk ne? Lale Devri’ni yaşayanlardan sokaktaki vatandaşların hayatı farklıdır. Borç batağındayız. Nasıl Osmanlı’nın son dönemlerinde Duyun-u Umumiye kurulduysa, 12 Eylül 2019’da Borçlar Genel Müdürlüğü kuruldu.

Üçüncü sorun: Üçüncü büyük sorunumuz dış politika. Türkiye şu anda egemen güçlerin taleplerini yerine getiren bir devlet konumuna düşürülmüştür. Ekonomide bağımsızlığını, siyasette bağımsızlığını büyük ölçüde kaybetmiştir. 

Süleyman Şah Türbesi bu ülkenin namusudur. Oradan bayrağı indirip kaçıranlara vatan hainleri denir. 28 Şubat 2020 ne oldu? Suriye’de 36 askerimiz şehit oldu. Sorumlusu kim? 36 askerimizin kanı yerde duruyor. Gazinin de hakkını biz savunuyoruz. Şehit yakınlarının da hakkını biz savunuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir devlet başkanı, başbakan ya da cumhurbaşkanı “Aldatıldım” dememiştir ve aldatılmamıştır. Ama ilk kez 18 yıllık iktidarında bir kişi, herkes tarafından aldatılmıştır.

Dördüncü sorun: Eğitim. Hâlâ birleşik sınıflar var. 21. yüzyıldayız. 2 trilyon 400 milyar dolar para harcadınız halen yeterli derslik yok. Bir devleti geriletmek için işgal etmenize gerek yok, eğitim sistemini bozarsınız. Eğitim politikalarını sürekli değiştirerek kendi çocuklarını denek olarak kullanan dünyadaki tek ülkeyiz.

Beşinci sorun: Toplumsal barış. Toplumsal barışımız temelden dinamitlenmiştir. Oysa bu ülkede 83 milyon bayrağımızın altında huzur içinde yaşamalıyız. Kimsenin etnik kimliğini sorgulamak bizim haddimiz değildi. Bizim sorgulayacağımız şey vatandaşın karnı aç mı tok mu. Siyasal iktidar başta Kürt sorunu olmak üzere toplumsal ayrıştırmaya yaşatmakta ve politikalarını bunun üzerine inşa etmektedir.

“SORUNLARI KİMLERLE VE NASIL ÇÖZECEĞİZ?”

Sorunları iyi analiz etmeden geleceği inşa edemeyiz. Bir karar alıyorsanız, o kararın hangi sorunları çözeceğini bilmeniz gerekir. Asıl soru şu: Biz sorunları kimlerle ve nasıl çözeceğiz? Bu sorunları sizlerle, yol arkadaşlarımızda çözeceğiz. Birlikte mücadele edeceğiz. İki dostlarımızla, Millet İttifakı’nı oluşturan dostlarımızla çözeceğiz, Özgürlük isteyen gençlerimizle çözeceğiz. Bu sorunları kadınlarla çözeceğiz. Kalemini satmayan gazetecilerle, aydınlarla, bilim insanlarıyla, sanatçılarla çözeceğiz. İlk seçimde dostlarımızla birlikte iktidar olacağız.

Firavunların iktidarını yıkıp halkın iktidarını kuracağız. Her firavunun bir Musa’sı vardır. Hiçbir zaman hiçbir yerde hiç kimseye kibirle ve öfkeyle bakmayacağız. Hangi partiye oy verdin sorusunu sormayacağız, hangi derdin var sorusunu soracağız. Yeni bir siyaset anlayışı. Ahlaklı bir siyaset anlayışı. Vatandaşını hor gören değil, vatandaşını kucaklayan bir siyaset anlayışınız Türkiye Cumhuriyeti’nin topraklarına indireceğiz. 

"MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜ GÜVENCE ALTINA ALINACAK"

Birinci ilke: Yasa tasarı ve teklifleri TBMM Komisyonları’nda görüşülürken ilgili meslek kuruluşları, STK görüşleri zorunlu olarak alınacak. Baro ile kanun çıkarıyorsan baroları çağıracaksın. Sendikalarla ilgili kanun çıkarıyorsan uzmanları çağıracaksın. Düşünceyi ifade, örgütlenme, basın özgürlüğü koşulsuz güven altına alınacaktır. Medya özgürlüğü evrensel ölçülerde güvence altına alınacaktır. Bir devlet hukukun üstünlüğünden ve adaletten vazgeçerse o devlet bir süre sonra organize suç örgütü haline dönüşebilir. Dönüşmemesinin temel nedeni zaten anayasalardır. Bir kişinin baskısıyla devlet yönetilemez.

KÜRT SORUNU VURGUSU

İkinci ilke: Türkiye’nin toplumsal barışı ve huzuru sağlanacaktır. Başta Kürt sorunu olmak üzere demokrasi temelinde, TBMM’nin öncülüğünde çözülecek. Kürt sorununu egemen güçlerin bir manivela olarak kullanmasına izin vermeyeceğiz. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi öncelikli bir devlet politikası haline getirilecektir. Tüm terör örgütleriyle mücadele ödün verilmeksizin sürdürülecektir. Yeraltı dünyasında hala suç örgütleri var. Bunlar güçlerini meclisteki bazı siyasi otoritelerden alıyorlar.

"RÜŞVETÇİDEN BÜYÜKELÇİ OLMAYACAK"

Üçüncü ilke: Liyakat sistemi hakim kılınacaktır. Devlet hizmetlerinin partizanca yapılmasına engel olunacaktır. İşi ehline vermek bir devlet politikası olacaktır. Güreşçiden banka yönetim kurulu üyesi olmayacak. Akademik hırsızdan rektör, rüşvetçiden büyükelçi olmayacak.

"CİNSİYET KOTASI GETİRİLECEK"

Dördüncü ilke: Seçim yasası değişecek. Milletin vekilini millet seçecek. Seçim barajı kaldırılacak. Milletin iradesinin meclise tam olarak yansıması sağlanacaktır. Seçim yasası değişikliği ile cinsiyet kotası getirilecek, kadınların parlamentoda temsili yasal güvence altına alınacaktır. CHP’li kadın milletvekilleri bu yasa teklifini hazırlayacak TBMM’ye verecektir. Parlamentoda kadınlar hak ettiği yeri alacaklardır.

Beşinci ilke: Siyasi ahlak yasası çıkarılacak. Siyaset kirlilikten arındırılacak. Vatandaşla siyasi arasındaki güven yeniden oluşturulacaktır. Para ile iş takipçisinden, yolsuzluk yapandan milletvekili mi olur? Kendisi Hac’da iken sahte pusula gönderip ben Meclis’teyim diyenden milletvekili mi olur?

KAMUDA İSRAF VURGUSU

Altıncı ilke: Kamu ihale kanunu yeniden düzenlenecek. Kamuda israf ve kayırmacılığı önlemek için ivedilikle değiştirilecektir. Kamu ihalelerinin şeffaf bir şekilde yapılması sağlanacaktır. İsrafı nasıl itibar olarak kabul ediyoruz? Devlette itibar israfı önlediğiniz sürece olur. Her kuruşun hesabını vermek her namuslu siyasetin onurlu görevidir. Halkın iktidarında bir hastane, bir havaalanı kaça yapıldıysa vatandaş bilecek. 83 milyon vatandaşıma sesleniyorum, bu kamu özel işbirliği ile sizin alın terinizi sömüren bütün yatırımları devletleştireceğiz. Bu bağlamda, Avrupa’nın en büyük entegre tesisi Tank Palet Fabrikası bir kuruş, bir dolar, bir avro ödenmeden Katar Ordusu’na peşkeş çekildi. Bizim subaylarımız şu anda Katar Ordusu’nun emri altında çalışıyor.

Yedinci ilke: Sayıştay gerçek işlevine kavuşturulacaktır. TBMM adına ödenen bütün vergilerin denetimini Sayıştay yapıyor, onların tüm raporları gizleniyor. Biz milletin önüne getireceğiz. Her kuruşun hesabını vereceğiz. Lütfedip devlete bağış yapıyorlar, o bağışı da vergiden düşüyorlar. Buna son vereceğiz. TBMM’de Kesin Hesap Komisyonu kuracağız. Kesin Hesap Komisyonu’nun başkanı iktidar partisinden değil, muhalefet partisinden olacak.

Sekizinci ilke: Güçlü bir stratejik planlama teşkilatı kurulacaktır. Üretim ve hakça paylaşım stratejik planlamanın ana hedefi olacaktır. Tarım stratejik sektör olarak görülecektir. Millet 50 yılını planlıyor, biz yarın ne olacağını bilmiyoruz. İşsizliği nasıl önleyeceğiz diye planlama örgütü çalışacak. Her toprağımızda fabrika olacak.

"YÖK KALDIRILACAK"

Dokuzuncu ilke: Eğitim sistemi yeniden yapılandırılacak. Tüm paydaşlarıyla birlikte yeniden planlanacaktır. Üniversitelerimizde her türlü düşünce özgürce tartışılabilecek, darbecilerin getirdiği YÖK kaldırılacaktır. Tüm organize sanayi bölgelerinde iş garantili yatılı teknoloji liseleri kurulacaktır. Gençlerimizin de işsiz kalmalarının önüne geçilecektir.

Onuncu ilke: Gelecek nesiller için ekosistem hakkı korunacaktır. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya teslim etmek için üzerimize düşen sorumluluğun bilincindeyiz. Bu hak anayasal güvence altına alınacaktır. Bizim de kuş görme, orman görme, deniz görme, güneşi görme hakkımız var. Gelecek kuşaklara bu hakkı devretmek görevimizdir.

"HİÇBİR ÇOCUK YATAĞA AÇ GİRMEYECEK"

On birinci ilke: Aile Destekleri Sigortası uygulamaya konacaktır. Bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecektir. Vatandaş devlet yardımlarını lütuf olarak değil hakkı olarak görecektir. Bu ülkede huzur istiyorsak hiçbir babanın çocuğuma pantolon alamadım diye intihar etmemesi lazım. 18 yıldır yapamadılar, Allah’ın izniyle 1 yılda yapacağız. 

KAYYIM VURGUSU

On ikinci ilke: Yeni bir merkez-yerel dengesi kurulacaktır. Devletin tüm kapasitesi en verimli şekilde kullanılacaktır. Hizmetin vatandaşa daha etkin bir şekilde ulaşılması sağlanacaktır. Kayyım uygulamalarına son verilecek, seçimle gelenlerin ancak seçimle gitmeleri garanti altına alınacaktır.

"ORTA DOĞU'YA BARIŞI GETİRECEĞİZ"

On üçüncü ilke: Orta Doğu barış ve işbirliği teşkilatı kurulacaktır. Uluslararası hukuka önem veren bir dış politika izlenecektir. Atatürk buna “Yurtta barış dünyada barış” diyordu. Altındaki petrol üstte yaşayan vatandaşların kaderini değiştirdi, bedeli kanlar ödüyorlar. Silahları da egemen güçler veriyor. Komşuda yangın varsa sizde huzur olmaz. Biz Orta Doğu’ya huzuru, barışı getireceğiz. Orta Doğu’yu bir savaş alanı değil bir barış alanına dönüştüreceğiz.

ÇERÇİOĞLU, DİVAN BAŞKANI 

Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, CHP'nin 37. Olağan Kurultayı'nda Divan Başkanlığı görevini üstlendi.

Çerçioğlu'nun açıklamaları şu şekilde:

"Yüzyılı aşkın bir süredir, örgütü ve seçmeniyle güçlenerek varolan demokrasinin kalesi olan CHP'nin 37. Olağan Kurultayına hoş geldiniz. Bu görev için bana güven duyan kurultayımıza çok teşekkür ediyorum. Ayrıca özel olarak bir teşekkürüm de bir kadın olarak bugün siyasette eşit haklara sahip olabilmemi sağlayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e minnet duygularımı ifade ediyorum. Cumhuriyetin tüm kadınları adına önünde saygıyla eğiliyorum.

İstanbul Sözleşmesi'nin her zaman yanında olmaya devam edeceğiz. Partimizin bir neferi olmaktan ve bugün görev yapmaktan onur duyuyorum. CHP, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran iradenin felsefesidir.

CHP, Türkiye'nin güvencesidir. Ne mutlu ki bizler bu partinin evlatlarıyız. Ve bugün bu kurultayda hep birlikteyiz. Bugün burada bir demokrasi şölenini yine birlikte hep beraber yaşayacağız.

"DEVLETİ TEKRAR DEVLET ANA YAPACAĞIZ"

Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran başkomutanımız Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarımız başta olmak üzerine tüm şehitlerimizi buradan bir kez daha minnetle anıyorum. CHP kuruluşunun ilk gününde olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığının yılmaz bekçisidir. Burada gururla söylüyorum ki, bu çatı altında olmak hepimiz için büyük bir onurdur. Hiç kimse korkmasın, kimse endişelenmesin. Emanetiniz, emanetimizdir diyoruz. Genel Başkanımızın da söylediği gibi devleti tekrar devlet ana yapacağız.

Biz mücadelesini Kuvayı Milliye'den, azmini Türkan Saylanlardan, gücünü Deniz Gezmişlerden, vicdanını Erdal Erenlerden, özgürlüğünü Bülent Ecevit'in güvercinlerinden, iradesini Mustafa Kemal Atatürk'ten almış bir neslin evlatlarıyız. Bu yüzden biz sözümüzü tutarız."

CUMHURİYET