CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Seyyid Mahmud Hayrani’nin Konya Akşehir’deki türbesini ziyaret etti.

Kılıçdaroğlu Babaocağında

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Seyyid Mahmud Hayrani’nin Konya Akşehir’deki türbesini ziyaret etti.


Kılıçdaroğlu Babaocağında

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Seyyid Mahmud Hayrani’nin Konya Akşehir’deki türbesini ziyaret etti.

Kemal Kılıçdaroğlu bugün Konya Akşehir’deydi.

‘Baba Ocağı’ olarak adlandırdığı Seyyid Mahmud Hayrani Türbesi'ni ziyaret eden CHP lideri Kılıçdaroğlu Nasreddin Hoca Türbesi ziyaretinin ardından ‘Büyük Yörük Türkmen’ buluşmasına katıldı.

Seyyid Mahmud Hayrani Türbesi’nde dua eden CHP liderinin soy kütüğüne ait bir bilgilendirme yapıldı. 

Kılıçdaroğlu’nun Konya Akşehirli olduğu, dedesi Seyyid Mahmud Hayrani’nin Kureyşan Ocağı'na mensup olduğu bilgilendirmede, şu ifadeler kullanıldı: “Sayın Kılıçdaroğlu'nun ataları Türkmenistan, Afganistan Türkistanı olarak bilinen ve Horasan yakınlarındaki Hayran bölgesinden, Selçuklularla beraber dalgalar halinde Harran eyaletindeki Adıyaman beldesine, oradan Karaman eyaleti Konya Akşehir'e yerleştikten sonra 1243'te Akşehir'den, 1335'te Kayseri-Sivas bölgesindeki Alaaddin Ertena Beyliğinden ve 1466'da Karaman Beyliği'nden üç dalga halinde Tunceli'ye göçmüşlerdir.”

Kemal Kılıçdaroğlu’nun soyunun, Peygamber Hz. Muhammed’in soyundan gelen Seyyid Mahmud Hayrani’ye dayandığını ilk kez Soner Yalçın yazdı.

Soner Yalçın, 23 Mayıs 2010 tarihinde Hürriyet gazetesindeki köşesinde, "Kılıçdaroğlu hakkında bilinmeyen tek gerçek" başlıklı bir yazı kaleme almıştı.

TRT'DEKİ PROGRAMDA NELER KONUŞULMUŞTU

Soner Yalçın, Kılıçdaroğlu'nun, o dönem katıldığı TRT Avrasya televizyonunda yayınlanan bir programın deşifresinin yapılmış halini kendisine gönderdiğini belirtirken, söz konusu programda Türk kültürü üzerine sohbet edildiği, Kılıçdaroğlu'nun soyunun geldiği ifade edilen Kureyşan Ocağı konusunda konuşulduğunu aktarmıştı.

Kılıçdaroğlu'nun gönderdiği zarftan 15 sayfa çıktığını ifade eden Soner Yalçın, programda yaşananları aktarmıştı.

"Kemal Kılıçdaroğlu’nun ailesi, Kureyşan Ocağı’nın Haydaran Aşireti’ne mensuptu" diyen Soner Yalçın, Kureyşan Ocağı mensubu Kılıçdaroğlu’nun akrabaları arasında bulunan isimlere de değinmişti.

Soner Yalçın, programda, sözün nasıl Nasrettin Hoca’ya geldiğini de anlatırken, "Kılıçdaroğlu ile Nasrettin Hoca akraba mı" sorusuna da yanıt aramıştı.

İşte Soner Yalçın'ın o dönem kaleme aldığı yazı:

"Kemal Kılıçdaroğlu, tarihsel olaylara meraklı bir politikacı.

Sürekli okuyup, araştırmalar yapıyor. Kitaplarda okuduğu ilginç bilgileri, bulduğu belgeleri, fotoğrafları benimle paylaşmasından hep keyif aldım. Bir gün sohbet ederken söz Dersim’den, Zazalar’dan açıldı. “Size bir zarf göndereceğim; içindeki bilgiler ilginizi çekebilir” dedi. Bir gün sonra zarfı aldım. Okudum. Ne mi yazıyordu?

Kemal Kılıçdaroğlu’nun gönderdiği zarftan 15 sayfa çıktı.

Bunlar TRT Avrasya televizyonunda yayınlanan bir programın kağıda dökülmüş (tape edilmiş) haliydi.

Programın sunucusu Prof. Dr. Alemdar Yalçın’dı.

Kamuoyu Prof. Yalçın’ı; Rahşan Ecevit’in onu DSP genel başkanlığına aday çıkarmasıyla tanıdı. Oysa kendisi; yıllardır Osmanlı tahrir ve mühümme defterleri üzerine çalışmış; yurt dışı üniversitelerde bulunmuş; Türk Kültürü ve Hacı Bektaşi Veli Merkezi Müdürlüğü’ne başkanlık etmiş; üniversitelerde dekanlık, rektörlük yapmış bir akademisyendi.

Halen Türkiye Bilimsel ve Kültürel Araştırmalar Merkezi Başkanı’ydı.

TRT Avrasya televizyonunda Türk kültürü üzerine konuklarıyla sohbet ediyordu.

Bana gönderilen program çözümüne göre konu; Kureyşan (Kureyş) Ocağı idi.

Yani Kemal Kılıçdaroğlu’nun soyunun geldiği Kureyşan Ocağı.

Kılıçdaroğlu ailesi Tunceli Nazımiye, Ballıca Köyü’ndendi.

TV programında; Tunceli’deki Kureyşan Ocağı’nın son temsilcilerinden Dede Zabit Güler; Kureyşan Ocağı’nın Gaziantep ve Adıyaman koluna bağlı Zülfikar Dedeoğlu ve Kureyşan Ocağı’nın Gaziler kolunun temsilcisi Zeynel Ertekin vardı.

Bakalım ne demişlerdi…

KÖKENİ NERESİ

Prof. Alemdar Yalçın TV programını şu sözleriyle açıyor:

“Kureyşan Ocağı’yla Anadolu’da bir geziye çıkalım. Ama öncelikle sizden istediğim bir şey var; lütfen geçmişin birtakım tanımlamalarıyla günümüzü yorumlamayalım. Çağımızın getirdiği bilimsel verilere dayanarak, önyargılardan arınmış olarak dikkatli dinleyelim.”

İlk sözü Tuncelili Kureyşan Ocağı’ndan Dede Zabit Güler alıyor:

“Kureyşan Ocağı demek Horasan demektir. Kureyşan, Horasanlı demektir. Horasan’ın Seydi şehrinden çıkıp Erzurum üzerinden -eski ismi Kızıl Kilise- yeni ismi Nazimiye’nin Zeyrek Köyü’ne yerleşmişlerdir. Selçuklu Hükümdarı I’inci Alaeddin Keykubad döneminde geliyorlar. Keykubad Paşaköy’de oturuyor ve Horasan’dan gelenleri huzuruna çağırıyor.”

Prof. Yalçın devreye girip masa üstündeki bir belgeyi göstererek şöyle konuşuyor:

“Alaeddin Keykubad ve daha sonra bazı Osmanlı Padişahları Kureyşan Ocağı’na Diyarbakır, Erzincan, Adıyaman, Elazığ, Gaziantep, Tunceli yöresinde besicilik yapması için izin belgesi veriyor. Ceylan derisi üzerine yazılmış bu belge işte elimizde mevcuttur.”

Elindeki 6 metre uzunluğundaki soyağacını gösteren Prof. Yalçın, bu belgenin renkli fotokopisinin Kemal Kılıçdaroğlu’nda da bulunduğunu söylüyor.

Bu belgeye göre, merkezi Tunceli olan Kureyşan Ocağı’na bağlı 12 kol vardı.

1) Delsinler-Delihasanlar kabilesinden Horembey adıyla anılan oymağın başı Cafer;

2) Alan kabilesinden Burkent oymağı ve başları Teymur;

3) İlyas kabilesinden Han adıyla tanınan oymağın başı Hüseyin;

4) Milli kabilesinden Bozkır oymağının başı Muhammed;

5) İzol kabilesinden Üç Ayak oymağı ve başları Abdullah;

6) Haydaran kabilesinden Bedirhan oymağı ve başları Ali;

7) Karsan kabilesinden Hançer oymağının başı Mustafa;

8) Lal kabilesinden Baykara oymağından İbrahim;

9) Çakır Tahir kabilesinin başı Mahmut;

10)Dedo kabilesinden Börek Uzun oymağı ve başları Muhammed;

11)Zurvet kabilesinden Duvar Dana oymağından Yusuf;

12)Medin kabilesinden Dik Kınalı oymağın başı Abbas.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun ailesi, Kureyşan Ocağı’nın Haydaran Aşireti’ne mensuptu.

“KONYA-TUNCELİ ETLE TIRNAK GİBİYDİ”

Programda söz alan Kureyşan Ocağı Gaziantep, Adıyaman koluna mensup Zülfikar Dedeoğlu şu bilgileri veriyor:

“Benim edindiğim bilgilere göre de ilk Nazımiye Zeyrek Köyü’ne yerleşiliyor. Bazı olaylar nedeniyle bazı kollar buradan göç ediyor; Gaziantep’in Şaraküstü (Şehre Küstü) mahallesine yerleşiyorlar. Daha sonra besicilik yaptıklarından Yavuzeli kazasının Kayabaşı Köyü’ne göçüyorlar. Burada halen Kureyşan türbesi var. Bülbül Köyü’nde de türbemiz vardır.”

Zülfikar Dedeoğlu, Adıyaman Terman, Kuşakkaya, Kındıralı yerleşkelerine nasıl göç edildiğini; bugün hala Adıyaman ve Malatya’daki Kureyşan Ocağı’na bağlı aşiretlerden bahsettikten sonra Prof. Alemdar Yalçın, Kureyşan Ocağı’nın Konya ve Akşehir’deki bulunuş hikayesini bir tespitte bulunarak şöyle anlatıyor:

“Tunceli ile Konya ilişkisini sözlü gelenekte duyduğumuzda inanamamıştık. İşte bu bizim tarihimizi nasıl ihmal ettiğimizin en önemli göstergesidir. Size bir doktora tezinden bahsedeceğim; ‘Ortaçağ Anadolu’sunda Göçebeler ve Osmanlılar’ Rudi Paul Lindner isimli araştırmacı 1500 tarihli Osmanlı tahrir defterlerine girerek Kureyşan Ocağı’nın Konya’daki izlerini ortaya çıkardı. Konya ve Tunceli o zamanlar etle tırnak gibiydi; ayrılmaz iki parçaydı. Kureyşan Ocağı’nın bilginler kolu Konya’da yaşıyordu.”

Ve konu Kureyşan Ocağı’nın bilginler koluna geliyor.

Burada bir isimden bahsediyorlar: Seyyid Mahmud Hayrani…

SEYYİD MAHMUD HAYRAN

Kureyşan Ocağı’nın en önemli temsilcilerinden Seyyid Mahmud Hayrani, bir süre Hz. Mevlana’nın yanında kalmış, onun hizmetinde bulunmuş ve ondan feyz almıştı. Mahmud Hayrani, daha sonra Akşehir’e giderek inzivaya çekilmek istemişse de kapıldığı ilahi aşkın tesiriyle cezbeye tutularak dağlara düşüp, bir süre dolaştıktan sonra Akşehir’e dönmüştü.

Hayrani’yi çok seven Hz. Mevlana, vefatına kadar onu hiç unutmamış, gelip gidenlere hep onu sormuştu.

Pek çok kerametinden bahsedilen Hayrani, 1268 tarihinde vefat etmiş; Sultan Dağı’nın eteklerinde, adını taşıyan, Sultan Mahallesi’ndeki türbesine defnedilmişti.

Bakınız laf lafı açıyor; yazmalıyım; bu türbede mevcut, Türk tahta işlemecilik ve oymacılık sanatının şaheseri olarak kabul edilen üç sanduka, Konya’da oturan Alman Konsolosu’nun planıyla çalındı ve bunlar yurt dışına çıkarılırken ikisi yakalanarak İstanbul’da Türk ve İslam Eserleri Müzesine’ne kondu. Çalınan diğer sanduka ise halen Kopenhag İslam Eserleri Müzesi’nde sergileniyor!

Bir not daha eklemeliyim: Seyyid Mahmud Hayrani’nin türbesi 1960’da restore edilmeye başlanmış sonra nedense yarım bırakılmıştır!

Evet, konumuzu dağıtmayalım.

TV programında, Kureyşan Ocağı önemli temsilcisi Seyyid Mahmut Hayrani’ye geniş yer ayrıldı. Çünkü hayat hikayesine girildikçe altından, Fatih’in Sadrazamı Sinan Paşa ya da Nasrettin Hoca gibi tarihimizdeki önemli isimler veya İstanbul Kadıköy adının nereden geldiği gibi konular çıktı.

Kureyşan Ocağı mensubu Kemal Kılıçdaroğlu’nun akrabaları arasında bakalım daha kimler vardı?..

KEMAL KILIÇDAROĞLU'YLA NASRETTİN HOCA AKRABA MI

Asıl adı, “Ahi Evren” idi.

Kendisine tutkuyla bağlı Anadolu Türkmenleri tarafından “Hace Nasreddin” ismiyle bilindi.

Moğollar’a karşı mücadele verirken, 1261 yılında şehit oldu. Bu saldırıdan kurtulan talebeleri, bugün bilinen esprili hikayelerini yaydılar ve düşüncelerini Hace Nasreddin ismiyle yaşattılar.

Nasrettin Hoca, Seyyid Mahmud Hayrani’yle aynı dönemde yaşadı.

Bu mini bilgilerden sonra dönelim TRT Avrasya’daki programda sözün nasıl Nasrettin Hoca’ya geldiği konusuna:

İstanbul’un ilk kadısı olan Hızır Bey (1407–1459), Kureyşan Ocağı’ndan Seyyid Mahmud Hayrani’nin torunlarındandı. O da Sivrihisarlı’ydı.

İstanbul’un Kadıköy ilçesi ismini, kadılık yapan Hızır Bey’e bu yörenin Fatih tarafından arpalık olarak tahsis edilmesinden almıştı.

Hızır Bey kadılık yaparken vefat etti.

Hızır Bey’in üç oğlundan biri, Fatih Sultan Mehmed’in sadrazamlarından Sinan Paşa (1441-1486) idi.

Seceresi şöyleydi: Hoca Sinanüttin Yusufbin Hızırbin kadı Celaleddin bin Seyit Mahmut Hayrani.

Sinan Paşa da Sivrihisarlı doğumluydu.

Genç yaşta devlet kadrosunun en üst makamlarına çıktı; Fatih Sultan Mehmed’in Sadrazamı oldu.

Ancak hala bilinmeyen nedenle arası açıldı; idama mahkum edildi; araya alimler girdi; İstanbul dışına çıkması şartıyla affedildi. Sinan Paşa da doğduğu Sivrihisar’a gitti.

Parantez açıp yazmalıyım: Sinan Paşa’nın “Tezkiretü’l Evliya” adlı eserinin üzerine kim doktora tezi yaptı biliyor musunuz; Celal Bayar’ın Türkolog torunu Emine Gürsoy Naskali.

Konuyu fazla dağıtmadan TRT Avrasya’daki programda Prof. Alemdar Yalçın’ın söylediklerine bakalım:

“İki değerli araştırmacımız Prof. Dr. Hasibe Mazıoğlu ve Prof. Dr. Mertol Tulum çalışmalar yapmışlar ve Seyyid Mahmud Hayrani’yle Nasrettin Hoca’nın bağlantılı olabileceğini söylüyorlar. Ama kesin bir kanıt yok. Seyyid Mahmud Hayrani’nin Sivrihisar’dan yola çıkarak (yine bir Horasanlı olan) Hacı Bektaşi Veli’ye gidişi; Sinan Paşa’nın Sivrihisar’a gelişi; Hızır Bey’in Sivrihisar’la bağlantısı, tüm bunları bilim adamlarımızın araştırması gerekiyor.”

Nasreddin Hoca’nın Türkmenliği konusunda hiçbir araştırmacının kafasında tek soru işareti yok.

Tuncelili olduğu için Kemal Kılıçdaroğlu’nun kimliği konusunda çoğu kişi nedense önyargılı davranıyor. Dersimlilerin Horasanlı olduğunu; Zazaca’nın Kürtçe olmadığını bu sayfada daha önce yazdım. (“Zazaca Kürtçe Değildir” 20.12.2009 Hürriyet)

Bakınız, kimsenin etnik kimliğiyle bir sorunum yok; kişi kendini hangi kimlikte görüyorsa öyledir.

Benim karşı çıktığım önyargılardır.

KILIÇDAROĞLU SEYYİD Mİ

Doğu ve Güneydoğu’da neredeyse her ailenin kendisini, Hz. Muhammed’in akrabası sayıp “Seyyid” dediğini yazıp bunun gerçek olamayacağını yazmıştım. (“Çakma Seyyidler” 23.11.2008 Hürriyet)

Bu nedenle Kuşeyran Ocağı’nın “Seyyid” olup olmadığı konusunda temkinli davrandım. Acaba Horasan Seydi’den geldikleri için mi “Seyyid” adını aldıklarını düşündüm.

Bu notumdan sonra dönelim TRT Avrasya’daki programa…

Prof. Dr. Alemdar Yalçın program sonunda seyircilerin sorularına yanıt veriyor.

İzleyiciler; Hz. Muhammed’in mensubu olduğu Kureyş kabilesiyle, Horasan’dan gelen Kureyşan (Kureyş) arasında akrabalık olup olmadığını merak ediyorlar.

Prof. Yalçın bu soruyu şöyle yanıtlıyor:

“(12 İmamlar’dan) İmam Musa Kazım’ın 24 çocuğu vardı. Bu 24 çocuğundan bir kısmı kız alıp kız verme durumu dolasıyla Horasan’daki kabilelerle akraba oldu. Yani bağlantı İmam Musa Kazım’a kadar gidiyor. Ancak bizim ele aldığımız Kureyşan (Kureyş) ile Hz. Muhammed’in mensubu olduğu Kureyş aynı değil. İlgilerinin olduğunu sanmıyoruz. Ya da şimdilik bilmiyoruz diyelim.”

Kılıçdaroğlu’nun Seyyid olup olmadığını bilmiyoruz.

Fakat bildiklerimiz de var:

12 İmamlar ile akraba olduğu düşünülen Kureyşan (Kureyş) Ocağı’nın nasıl Müslüman olduğu belli miydi?

Evet, Zerdüşt/Yezidi olan Horasan’daki Deylaman (Dersim) halkı 873'te Müslüman oldu.

917'de ise Caferi Sadık mezhebini / Aleviliği kabul ettiler.

13’üncü yüzyılda Moğol istilasından kaçıp Anadolu’ya geldiler.

Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, “Anadolu’da Aşiretler, Cemaatler, Oymaklar (1453-1650)” adlı çalışmasının 4’üncü cildinde Kureyş Ocağı’nın Oğuzlar’ın Bozok kolunun Beğdili boyundan gelen Türkler olduğunu yazıyor.

Beğdili Türkmenler’i Anadolu’da geniş bir alana yayılmışlardı: Adana, Afyon, Aksaray, Akşehir, Ankara, Antakya, Aydın, Antep, Birecik, Yozgat, Çorum, Diyarbakır, İçel, karaman, Kayseri, Kırşehir, Kilis, Konya, Kütahya, Malatya, Maraş, Mardin, Muğla, Niğde, Samsun, Sivas, Tarsus, Urfa.

Anadolu’daki Oğuz Boyları içinde Beğdili büyüklük olarak; Avşar, Yıva, Kayı, Bayad’tan sonra beşinci sırada gelmekteydi.

Benzer çalışmayı Başbakanlık Arşivi Belgeleri’nde yapan Cevdet Türkay da, “Oymak, Aşiret ve Cemaatler” adlı çalışmasında, Kureyş Ocağı’nın Akşehir Sancağı’na bağlı olduğunu belirtiyor. Türkay da Kureyş Ocağı’nın Türkmen olduğunu yazıyor.

Uzatmayalım:

Kim kendini hangi kimlikte görüyorsa odur.

Öncelik, insan olmaktır!

Kemal Kılıçdaroğlu etnik kimliğiyle değil Türkiye’ye vereceği hizmetle değerlendirilmelidir."

"DUYGULANMAMAK MÜMKÜN DEĞİL"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün yaptığı Konya ziyareti ve katıldığı Büyük Yörük Türkmen Buluşması görüntülerini, sosyal medya hesabında; “Duygulanmamak mümkün değil” notuyla paylaştı.  

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Konya Akşehir’de Büyük Yörük Türkmen Buluşması’na katıldı. Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmanın bir bölümünü sosyal medya hesabından “Duygulanmamak mümkün değil” notuyla paylaştı. 

Kılıçdaroğlu, Seyyid Mahmud Hayrani Türbesi ziyaretinin de yer aldığı videoda, şunları söyledi:

“Baba ocağındayım. Akşehir’e üçüncü gelişim. Buraya gelip, duygulanmamak mümkün değil. İnsanın kendi köklerini görmesi, onları unutmaması ve o köklere layık bir insan olması kolay bir şey değildir.”

Odatv.com