CHP Merkez Siyaseti Üstlenebilir mi?

CHP’nin bu rolü üstlenip üstlenemeyeceğini sorguluyor.

CHP Merkez Siyaseti Üstlenebilir mi?




CHP Merkez Siyaseti Üstlenebilir mi?

YEREL GÜNDEM / ANKARA

Türkiye siyasetinin uzun süredir devam eden dinamikleri, siyasi partilerin toplumsal taleplere nasıl yanıt verdikleriyle yakından bağlantılıdır. Bu bağlamda, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) merkez siyasete yönelme ihtimali, özellikle son yıllarda AK Parti’nin merkezdeki konumunu zayıflatmasıyla birlikte daha çok tartışılmaya başlandı. Mehmet Ocaktan'ın Karar Gazetesi'nde kaleme aldığı yazı, bu soruyu mercek altına alarak CHP’nin bu rolü üstlenip üstlenemeyeceğini sorguluyor.

CHP, Türkiye’nin çok partili hayata geçişinden bu yana solda konumlanmış bir parti olarak biliniyor. Ancak 2002 seçimlerinden sonra Türkiye’deki siyasi tablo büyük bir değişime uğradı. AK Parti, merkez sağdaki bütün unsurları kendi çatısı altında toplarken, merkez sağda başka bir arayışa ihtiyaç kalmadı. Ancak son yıllarda AK Parti’nin bu konumunu "hoyratça" kullanması, geniş kitlelerle bağlarını zayıflattı ve merkezde büyük bir boşluk oluştu.

Bu boşluk, CHP için önemli bir fırsat yaratıyor. Özellikle 31 Mart yerel seçimlerinde birinci parti konumuna yükselen CHP, geniş bir toplumsal tabana ulaşma potansiyeli gösterdi. Ancak CHP’nin merkez siyaseti ne kadar başarılı bir şekilde içselleştirebileceği sorusu hala belirsizliğini koruyor. Eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” adımı, partinin ideolojik geçmişiyle yüzleşmesi açısından önemli bir adımdı. Ancak bu adım, parti içindeki ulusalcı kesimlerden yeterli desteği bulamamıştı.

Bugün CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, partiyi merkez siyasete yönlendirme noktasında kritik roller oynuyorlar. Özel, 31 Mart seçimleri sonrası yaptığı konuşmada, sosyal demokratlar, milliyetçi demokratlar, muhafazakar demokratlar ve Kürt demokratlarla birlikte kazandıklarını vurguladı. Bu açıklama, CHP’nin sadece sol bir parti olmaktan çıkıp, merkezde geniş bir kitleyi kucaklama isteğini açıkça gösteriyor.

Ekrem İmamoğlu ise, CHP’nin merkezde konumlanması gerektiğini belirterek, "Partimiz zaten merkezde duruyor. Bu yüzden hem bana hem de Mansur Bey’e büyük önem atfediyorlar" diyerek CHP’nin bu yöne doğru adım atmasının kaçınılmaz olduğunu ifade etti. İmamoğlu'nun değerlendirmesi, CHP’nin kendisini ideolojik kalıplara hapsetmek yerine toplumun geniş kesimlerine hitap edecek bir politika izlemesi gerektiğini vurguluyor.

Ancak CHP’nin merkez siyasete doğru bu yolculuğu kolay olmayacak. Partinin geleneksel ideolojik yapısı, özellikle muhafazakar ve milliyetçi kitlelerle buluşma noktasında bazı engeller oluşturabilir. Bununla birlikte, partinin yönetimi bu değişimi kararlılıkla sürdürürse, bu engeller aşılabilir. CHP’nin bu süreçteki en büyük zorluğu, parti içindeki ulusalcı kesimlerin ve ideolojik medyanın tutumu olacaktır. Bu kesimler, CHP’nin muhafazakar ve milliyetçi seçmenlere ulaşma çabalarını engelleyen bir rol oynayabilir.

Sonuç olarak, CHP’nin merkez siyaseti içselleştirip içselleştiremeyeceği, Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’nun bu süreci nasıl yöneteceklerine bağlı. Eğer bu liderler, toplumun geniş kesimlerine ulaşan bir siyaset anlayışını benimserlerse, CHP’nin eli bugüne kadar partiye oy vermeye gitmeyen kesimlerin desteğini kazanabilir. Aksi takdirde parti, ideolojik kalıplarına hapsolmuş bir çizgide kalmaya devam edecektir.

www.yerelgundem.com