CHP’nin adaletle imtihanı!

Sol kültürün kitaplarında yazanlarla, CHP’nin iktidarlarında yaptıkları taban tabana zıt.

Editor

Mayıs 27, 2020 - 22:57 Updated: Mayıs 9, 2021 - 23:54

CHP’nin adaletle imtihanı!

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, CHP düşmanı değilim. Çocukluğum sol kültürün kitaplarını okuyarak geçti. İlkokulda Cumhuriyet gazetesine aboneydim. Rahmetli babam Ülkü Ocakları Kurucu Başkanıydı, ben de Cumhuriyet gazetesi okuyordum. İlkokul ve ortaokul döneminde okuduğum sol kitapların sayısını hatırlamıyorum.

Benim ilkokul ve ortaokul döneminde okuduğum kitapları, lise ve üniversite öğrencileri okuyordu.

Sol kültürün kitaplarında yazanlarla, CHP’nin iktidarlarında yaptıkları taban tabana zıt.

Sol camiada Yaşar Kemal’in İnce Memed romanını okumayan yoktur.

İlginç olan, CHP iktidarlarında İnce Memed benzeri bir yönetici olmazken, İnce Memed ruhuna savaş açan onlarca yönetici var.

Bugün twit attıkları için tutuklanan CHP İzmir eski İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir ve CHP'li meclis üyesi Dila Koyurga’nın 7 yıl önce attığı twitler nedeniyle gözaltına alınması, CHP camiasını alarm duruma geçirdi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel, CHP Gençlik Örgütleri İzmir İl Sekreteri ve Karabağlar Belediye Meclis Üyesi Dila Koyurga, İzmir İl Başkanı Yardımcısı Yasin Ergül, CHP’li Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, CHP Karabağlar Gençlik Kolları Eski Başkanı ve İl Yönetim Kurulu Üyesi Volkan Gürboğa ve CHP İzmir İl Teşkilatı üyesi Caner Gül hakkında hakaret’ gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.

Görünen o ki, CHP’nin hukuk ile imtihanı yeni başlıyor.

Şimdi, CHP’li kardeşlerden rica ediyorum. Bu yazacaklarımı ön yargısız okusunlar.

2009 Yerel Seçimleri’nden bir kaç gün önce, “İzmir iktidar olmalı” başlıklı bir köşe yazısı yazdım. Uzun yıllar İzmir’de yaşayanlar bilir. İzmir, CHP’li Belediye Başkanları tarafından kötü yönetildi. Ben de İzmir’de yaşayan bir gazeteci olarak kötü yönetime İstanbul’u örnek göstererek, İzmir’i iktidar partisi alırsa, sorunlar kısa sürede çözülür, İzmirliler pis kokularla yaşamaktan kurtulur, dedim.

2009 Yerel Seçimleri yapıldı. İzmir’i CHP’nin adayı Aziz Kocaoğlu kazandı. Başkan Kocaoğlu mazbatasını almadan Yerel Gündem gazetesinin ofisini İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı zabıtaları bastı.

Onlarca zabıta sabahın ilk ışıklarında gazetenin tabelasını indirmek için gelmiş!

İndirdiler.

İndirilmiş tabelaya ceza yazdılar.

Bu yapılanlar haksızlık, partizanlık yapıyorsunuz, dediğim için zabıtaya hakaret suçlaması ile İzmir Adliyesi’nde yargılandım.

Zabıtalar sürekli gazetenin ofisini ziyaret etti, çalışanlarımızı ve bizi huzursuz ettiler.

Ben Ak Parti, Yok Parti, deyince, Ak Parti’li kardeşler alınıyor. CHP’li Belediye’nin zabıtaları Ak Parti kurucusu bir gazetecinin gazetesini basıyor, taciz ediyor, Ak Parti il başkanı, milletvekilleri, meclis üyelerinin gıkı çıkmıyor.

O nedenle bir daha dünyaya gelirsem, CHP’ye üye olacağım (!)

En azından kendi adamlarının yardıma ihtiyacı olduğunda, sahip çıkıyorlar.

CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, 7 yıl önce atılmış bir twit ile suçlanıyorlar diye Dila Koyurga'nın yargılanmasına itiraz edip, eleştiriyor.

Deniz Yücel, bir köşe yazısı nedeniyle gazeteci Yusuf İnan’a CHP'li Belediye Başkanlığı tarafından yaşatılanlar hakkında ne düşünüyor?

Eren Erdem, Barış Yarkadaş gibi CHP'li gazeteciler ne düşünüyor, merak ediyorum.

2001 – 2018 yılları arasında İzmir’de gazetecilik yaptım. İzmir’i yazdım. Bir tane haber ve köşe yazım tekzip edilmezken, adliyelerde süründürüldüm.

Hem de bu gün adalet arayan CHP’li kardeşler eliyle…

CHP, bugün Ak Parti’de neyi eleştiriyorsa, İzmir iktidarında aynısını yaptı.

Ak Parti’nin İzmir ekibi siyaset yapamadığı için, Türkiye, CHP’nin İzmir iktidarındaki hukuk ihlallerinden habersiz.

İzmir'in tek muhalif gazetesi Yerel Gündem de, yayın hayatına son verdiği, İzmir’i kendi haline bıraktığı için, CHP’li kardeşler huzurlu ve mutlu!

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e bir kez daha çağrı yapıyorum. İzmir Adliyesindeki hukuk ihlalleri araştırılmalıdır. İzmir Adliyesi’ndeki CHP + FETÖ işbirliği ortaya çıkarılmalıdır.

CHP de, hukuka müdahale eden, dosyalarda tahrifat yapan, yargıya fesat karıştırmaya çalışan adliye çalışanı, CHP’li yönetici, üye kim varsa onlarla yüzleşmelidir.

Kendi menfaatleri için, CHP camiasını kirleten, iktidar olmasını engelleyenleri tasfiye etmelidir.

Yusuf İnan’ın İzmir Adliyesi’nde maruz kaldığı haksızlıklarla ilgili tüm belge ve bilgiler UYAP Sistemi’nde mevcut.

Ben yaşadığım hukuksuzlukları yazmaktan yoruldum.

Adliyelerde mücadele etmekten de usandım.

Şimdi görüyorum ki, mazlumun ahı, CHP’yi sarsmaya başlamış!

Daha da sarsacağa benziyor.

Yusuf İnan'ı İzmir'den kaçırdık. Yerel Gündem'i batırdık diye sevinç naraları atanlar, FETÖ kumpası ile ölümcül darbe vurduk, intikamımızı aldık diye kadeh tokuşturanlar, kutlama yapanlar, Yusuf İnan'dan ebediyyen kurtulduk, diye Kordon'da şampanya patlatanlar;

Yusuf İnan artık, İzmir'de yok. Olmak ta istemiyor.

Nasılsınız, mutlu musunuz?

Herşeyden kaçabilirsiniz.
Herkesi kandırabilirsiniz.
Herkesi aldatabilirsiniz.
Herkese iftira atabilirsiniz.
Herkese kumpas kurabilirsiniz.
Haksızken, haklı çıkabilirsiniz.
İnsanların ekmeğiyle oynayabilirsiniz.

FETÖ ile al gülüm ver gülüm yaparken, sahte FETÖ dosyaları oluşturup, insanları FETÖCÜ ilan ettirebilirsiniz.

Bu şekilde yapılan usulsüzlükleri, hukuksuzlukları örtebilirsiniz.

İlahi adalet, döner dolaşır, sizin kapıya da gelir ve hesabı kapatır.

Ben artık tüm hile yapanları, tuzak kuranları, fitne ve fesat çıkaranları, düşmanlık yapanları, zulmedenleri Yüce Allah'a havale ettim.

O nasıl yapar, ne der bilemem.

Bekleyip göreceğiz...

Not:

Dila Koyurga ve Banu Öztürk kardeşler için tez zamanda adaletin tecelli etmesini diliyorum.

Ailelerine sabır ve kolaylık diliyorum. Yaşadıklarına sevinmedim, üzüldüm. İsimleri güncel örnek olduğu için bu yazıda yer aldı.

Kendileriyle kişisel bir sorunum ve düşmanlığım yok, olamazda.

CHP'ye de bir kinim ve düşmanlığım yok.

Sadece düşünmelerini istiyorum.

Masumiyet karinesi, Anayasa'nın 38. maddesinde, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz." şeklinde düzenlenmiştir. Anayasa'nın 36. maddesinde ise herkesin iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmektedir.

Adalet ve hukuk herkese lazım...