CHP’nin Basın ve Özgürlük Karnesi: İzmir’den Türkiye’ye Yansıyan Çelişkiler
CHP’nin İzmir’de basın özgürlüğü karnesi eleştiriliyor. Cemil Tugay’ın gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş’ın eşini işten çıkarması ve CHP Genel Merkezi’nin sessizliği, çifte standart tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
CHP’nin Basın ve Özgürlük Karnesi: İzmir’den Türkiye’ye Yansıyan Çelişkiler
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
Basın Özgürlüğü ve CHP: Söylem ile Eylem Arasındaki Uçurum
CHP’nin yıllardır demokrasi ve özgürlükler üzerine söylemler geliştirdiği bilinirken, İzmir’deki uygulamalar bu söylemleri sıkça çelişkili bir noktaya getiriyor. 2025 yılına günler kala CHP’nin basın özgürlüğü ve eleştiriye tahammül konusunda halen değişmediği görülüyor. Geçmişten bugüne İzmir’deki CHP’li belediyelerin eleştirel basına ve gazetecilere yönelik baskıcı tutumları, “CHP’nin özgürlük anlayışı ne kadar samimi?” sorusunu yeniden gündeme taşıyor.
Hasan Tahsin Kocabaş ve Eşi Buket Ocak Olayı: Basın Özgürlüğü Mü, Aileye Müdahale Mi?
Son olarak, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın, gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş’ın sosyal medya eleştirilerine tepki olarak, eşi Buket Ocak’ı işten çıkarması büyük tepki topladı. Buket Ocak, 15 yıllık belediye personeli olarak disiplini ve başarılarıyla tanınmış bir çalışandı. Ancak, Kocabaş’ın sosyal medyada yaptığı eleştiriler nedeniyle hiçbir gerekçe gösterilmeden görevine son verildi.
Kocabaş, olayı “ifade özgürlüğüne ve insan haklarına doğrudan bir saldırı” olarak nitelendirerek, “Eşim, benim eleştirilerim yüzünden mobbing gördü, ardından işten çıkarıldı. Bu bir intikam operasyonudur” ifadelerini kullandı.
Geçmişten Günümüze: CHP’nin İzmir’de Basına Tavrı
CHP’nin İzmir’de basına yönelik baskıcı tutumu yeni değil. Örneklerden biri, önceki yıllarda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu döneminde yaşandı. Yerel Gündem Gazetesi ve yerelgundem.com, CHP’li belediyeleri eleştiren yazılar yayınladığı için zabıta baskınlarına uğradı. Yerel Gündem'in yazılımını yapan Deniz Web şirketine bile zabıta gönderilerek tabelaları indirildi, medya organının reklam talepleri karşılanmadı. Bu durum, CHP’nin eleştiriye tahammülsüzlüğünü ve ekonomik baskı yöntemlerini ortaya koyuyor.
Bugün gelinen noktada ise CHP’li Cemil Tugay’ın bir gazetecinin sosyal medya eleştirilerine karşı eşi Buket Ocak’ı işten çıkarması, geçmişten günümüze süregelen bu baskıcı zihniyetin değişmediğini gösteriyor.
CHP’nin Söylemleri ve İzmir Gerçekleri
CHP, AK Parti’yi sıklıkla basın özgürlüğünü ihlal etmekle eleştirirken, İzmir’de benzer baskıcı uygulamalarla basın ve ifade özgürlüğü sınırlarını zorlayan bir tutum sergiliyor.
- CHP Genel Merkezi’nin Sessizliği: CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bu olaylara karşı neden sessiz kalıyor? Eleştiriye tahammül edemeyen bir yerel yönetimi savunmak özgürlükçü bir anlayışla ne kadar bağdaşır?
- Deniz Yücel ve İzmir Milletvekilleri: CHP İzmir Milletvekilleri ve partinin özgürlükçü sözcüsü olarak bilinen Deniz Yücel, Hasan Tahsin Kocabaş ve ailesinin yaşadığı bu adaletsizliğe neden tepki vermiyor?
- CHP Türkiye’de İktidar Olursa: CHP, birkaç gazetecinin eleştirisine dahi tahammül edemezken, Türkiye genelinde iktidar olduğunda basın üzerindeki baskılar ne hale gelir?
Çifte Standart Eleştirisi: Özlem Gürses ve Hasan Tahsin Kocabaş
İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC), gazeteci Özlem Gürses’in gözaltına alınmasına sert tepki göstererek, bu olayı basın özgürlüğüne saldırı olarak nitelendirdi. Ancak aynı İGC, Hasan Tahsin Kocabaş’ın eleştirilerine tepki gösteren Cemil Tugay’ın eşi Buket Ocak’ı işten çıkarması karşısında sessiz kaldı. Bu durum, kamuoyunda “seçici özgürlük savunusu” eleştirilerine yol açtı.
İGC’nin Özlem Gürses’e sahip çıkarken, Kocabaş’ın ailesine yapılan bu müdahaleye göz yumması, gazetecilik mesleğini savunma noktasında tarafsız ve tutarlı bir duruş sergileyemediğini ortaya koyuyor.
CHP’nin Basın Özgürlüğü Karnesi
CHP’nin yıllardır süregelen demokrasi ve özgürlük söylemleri, özellikle İzmir gibi kalelerinde sıkça test ediliyor ve çoğu zaman başarısız bulunuyor. Basına yönelik ekonomik baskılar, eleştiriyi susturma çabaları ve kişisel hesaplaşmalar, CHP’nin özgürlükçü kimliğini gölgede bırakıyor.
Kamuoyu Tepkisi ve CHP’nin Geleceği
CHP, Türkiye genelinde iktidar hedeflerken, İzmir’de sergilediği bu tutumlar, demokrasi ve basın özgürlüğü savunuculuğundaki samimiyetini sorgulatıyor. Kamuoyu, CHP’nin eleştiriye tahammül edemeyen bu tutumunun, parti için büyük bir güven kaybına neden olabileceğini ifade ediyor.
CHP, basın özgürlüğüne gerçekten sahip çıkmak istiyorsa, eleştirel seslere tahammül göstermeyi öğrenmeli ve baskıcı uygulamalardan vazgeçmelidir. Aksi halde, bu tutarsızlık, partinin özgürlük ve demokrasi iddialarını tamamen geçersiz kılacaktır.