CHP'nin FETÖ kitabı için toplatma kararı: Siyasi faaliyetlerimize ağır müdahaledir!
"SİYASİ FAALİYETLERİMİZE YARGININ AĞIR MÜDAHALESİDİR"
CHP'nin FETÖ kitabı için toplatma kararı: Siyasi faaliyetlerimize ağır müdahaledir!
CHP'nin hazırladığı '21 soruda FETÖ'nün siyasi ayağı' adlı kitapçığa basım, dağıtım ve satış yasağı kondu. Karara tepki gösteren CHP Sözcüsü Öztrak "Bu kitabın toplatılması ana muhalefet partisinin siyasi faaliyetine yargının ağır müdahalesidir" dedi.
Bugün partiye tebliğ edilen kararda kitapla ilgili toplama kararı da olduğunu belirten CHP Sözcüsü Faik Öztrak "Bu kitabın toplatılması ana muhalefet partisinin siyasi faaliyetine yargının ağır müdahalesidir" dedi.
Öztrak'ın açıklamaları şöyle:
"Bugün öğle saatlerinde Genel Merkezimize ve bir il başkanlığımıza tebliğ edilen bir mahkeme kararı var. Karar bir CHP kitapçığına basım, dağıtım ve satış yasağı getirilmesiyle ilgilidir. Ayrıca, 12 Eylül darbecilerini hatırlatan bir biçimde kitaplara el konulmasına ve kitapların toplatılmasına da karar verilmiş.
"SİYASİ FAALİYETLERİMİZE YARGININ AĞIR MÜDAHALESİDİR"
Bu kitabın neresinde halkı kin ve düşmanlığa tahrik vardır? Kitapta yer alan 25 Ağustos 2004 tarihli, uygulanmayan MGK kararı mı halkı kin ve düşmanlığa tahriktir? Ya da AK Parti sözcülerinin daha önce basına yansıyan sözleri mi halkı kin ve düşmanlığa sürüklemektedir. Bu çerçevede; bu kitabın toplatılması ana muhalefet partisinin, siyasi faaliyetine yargının ağır müdahalesidir.
"DEMOKRASİ YOKSA CAN VE MAL GÜVENLİĞİ DE YOK"
Bir ülkede demokrasi yoksa, hukukun üstünlüğü yoksa, vatandaşın can ve mal güvenliği olmaz. Milletin tenceresi dolmaz, karnı doymaz. Ülkemizin uluslararası itibarı olmaz. Dünyada sözü dinlenmez. Milletimiz yaptıklarınızı görüyor, söylediklerinizi duyuyor, sabırsızlıkla önüne gelmesini beklediği ilk sandıkta sizin biletinizi kesecek, yerinizi gösterecek, evlerinize gönderecek."
KILIÇDAROĞLU'NDAN 'SİYASİ AYAK' ÇIKIŞI
11 Şubat'ta Meclis'te konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ siyasi ayağını 20 maddede açıklayacağını belirterek "Tek tek açıklayacağım. Lütfen televizyonlarının başındaki tüm vatandaşlarımız dinlesin" demişti.
Kılıçdaroğlu şunları kaydetmişti: "1991'deki MİT raporunda FETÖ hareketinin CIA ile olan bağlantısı ilgili birimlere aktarılmış, MİT FETÖ'yü düzenli olarak izlemiştir. FETÖ'cüleri toplu olarak yerleştirme sadece Yargıtay ve Danıştay'da mı oldu? Hayır, orduda da oldu. Üstelik 17-25 Aralık'tan sonra oldu. Generalliğe yükselmek için bekleme sürelerini düşürdüler. Erdoğan'a ve partisine destek veren partiye de söylemek isterim. Ülkeye bağlılığınızı başka parti üstünden yapıyorsanız, ben sizin milliyetçiliğinizi de sorgularım. FETÖ'nün önünü açan siyasi otorite FETÖ'nün siyasi ayağıdır. Devleti FETÖ'ye teslim eden kişinin adı Recep Tayyip Erdoğan'dır."
'FETÖ'NÜN SİYASİ AYAĞI' TARTIŞMALARI NASIL BAŞLADI?
'FETÖ'nün siyasi ayağı' tartışması, 15 Temmuz 2016'daki kanlı darbe girişiminin ardından muhalefet ile iktidar arasında sık sık yaşandı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli'nin de aralarında bulunduğu birçok siyasetçi sık sık "FETÖ'nün siyasi ayağı ortaya çıkarılmalı" açıklamalarında bulunmuştu.
Bahçeli, 2020'nin Ocak ayında bir gazeteye verdiği röportajda "FETÖ'nün siyasi ayağına ilişkin bu düzeyde bir mücadele yapıldığı ve sonuç alındığı söylenemeyecektir. Devleti bu çeteden arındırırken, siyaset kurumunun da bu illetten temizlenmesi elzemdir" ifadelerini kullandı.
Bahçeli'nin bu açıklamalarından birkaç gün sonra CHP, "FETÖ'nün siyasi ayağının araştırılması" için Meclis araştırma önergesi verdi fakat önerge AK Parti ve MHP'nin oylarıyla reddedildi.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, 28 Ocak'ta katıldığı bir televizyon programında FETÖ'nün siyasi ayağı ile ilgili açıklamaları ise tartışmayı yeniden alevlendirdi.
26 Haziran 2009'da TBMM'de kabul edilen ve askerlerin özel yetkili mahkemelerde yargılanmasının yolunu açan düzenlemeyi, 'FETÖ'nün siyasi ayağı'nın araştırılması için örnek gösteren Başbuğ'un açıklamalarını AK Parti yargıya taşıdı.
KARAR