Çin’in süper güç olmasında ÇKP’nin rolü
ÇKP, yirminci yüzyıldaki tüm ulus-devletlerde devlet -ve ulus- kurucu rol üstlenen bütün partiler gibi milliyetçi.
Çin’in süper güç olmasında ÇKP’nin rolü
Söylemde sosyalizm hâlâ önemli olsa da hükümet programında neoliberal kalkınmacı bir ideolojiyi benimsemiş olan ÇKP’nin halk desteğini en çok gördüğü konu da, kolektif hafıza nedeniyle, milliyetçilik. ÇKP, yirminci yüzyıldaki tüm ulus-devletlerde devlet -ve ulus- kurucu rol üstlenen bütün partiler gibi milliyetçi.
Xi Jinping’in konuşmasını incelemek bu açıdan faydalı. Konuşmanın ana teması, Çin’in yoksulluktan ve Batı sömürgeciliğinden geldiği nokta ve bunun temelde ÇKP’nin başarısı olduğuydu. Çin halkı bu başarıya ortak edilmemişti. Eğer bu, cumhuriyetin yıldönümü kutlaması olsaydı, konuşmanın çerçevesi farklı olur muydu bilinmez, ama ÇKP’nin halkla ilişkisinin konuşmada hiç yer almaması ve konuşmanın neredeyse tamamen dış dünyayı, özellikle de Batılı devletleri hedef alması dikkat çekiciydi.
Önceki liderler dönemlerinin ‘rehber felsefesini’ (Deng Xiaoping, Mao sonrasını “ideolojik olmayan” bir dönem olarak tanımladığı için böyle farklı terimler geliştiriliyor), partinin halkla ilişkileri üzerinden tanımlamışlardı. Örneğin Jiang Zemin’in Üç Temsiliyet kuramı, özel sermayeyi partiye üye yaparak içermek üzerineydi. Hü Jintao’nun Uyumlu Toplum sloganı, partinin büyüyen prekarya sınıfının sorunlarının farkında olduğuna dair bir mesajdı. Her ne kadar Xi hükümeti de, diğer zamanlarda yoksullukla mücadele programlarının reklamını çokça yapsa da; partinin yıldönümünde zayıflık olarak algılanabilecek hiçbir konuya yer yoktu.
Tayvan’ın anakara siyasi sistemine dahil edilmesi ve Hong Kong’un yeni yasalarla daha da kontrol altına alınması açıkça ifade edildi ama Batılı gözlemcileri esas sarsan konu, geleneksel anti-emperyalizm vurgusunun sertleşmiş tonuydu. Xi’nin kullandığı bir atasözünün nasıl yorumlanması gerektiği günlerce tartışıldı. Oysa, Çin’i sömürgecilik dönemindeki gibi ezmeye kalkacakların çarpacağı çelik duvarla kafataslarının gerçekten mi, metaforik olarak mı yarılacağı ikincil bir mevzu. Esas olan, Çin’in her ne kadar dünyanın en güçlü ekonomilerinden, hatta ordularından biri haline gelmiş olmasına rağmen, kendini hâlâ dünya sisteminin çeperinde tanımlaması ve Batı merkezli uluslararası sistemle mağduriyet ilişkisi kurması. Çin küresel ekonominin tam içinde yer aldığı için, ABD’de ortaya çıkan ‘yeni Soğuk Savaş’ savları yersiz, ama Çin’in pandemiyi de bahane ederek eğitimde, sanayide ve kültürde uluslararasılaşmanın frenine bastığı da bir gerçek.
Söylemde sosyalizm hâlâ önemli olsa da hükümet programında neoliberal kalkınmacı bir ideolojiyi benimsemiş olan ÇKP’nin halk desteğini en çok gördüğü konu da, yukarıda bahsettiğim kolektif hafıza nedeniyle, milliyetçilik. ÇKP, yirminci yüzyıldaki tüm ulus-devletlerde devlet -ve ulus- kurucu rol üstlenen bütün partiler gibi milliyetçi. Bugün de, onca yoksulluk ve güvencesizlik arasında kamuoyunu birleştirebilen tek söylem, Batılı güçlerin Çin üzerinde oynadığı oyunlar. Xi’nin yüzüncü yıl konuşmasının Çin’in diğer ülkeler nezdindeki “yumuşak gücünü” pekiştirmediği yönünde yorumlar yapıldı. Oysa amaç, ÇKP’nin ülke içindeki saygınlığını pekiştirmekti. ÇKP ne kadar kendini devletle özdeşleştirmek istese de, kamuoyunda ÇKP’nin kuruluş yıldönümü cumhuriyetin kuruluşunun yerini tutmuyor. Kamuoyu, kuruluş yıldönümüne yetiştirilen metro, yabancı sermayeli fabrika açılışlarının, basında olumsuz haberlere getirilen yayın yasaklarının farkında. Benim de bu hafta başıma geldiği üzere, parti temsilcilikleri eleştirel yayın yapılır da memuriyetimiz yanar diye önceden verdikleri araştırma görüşmesi randevularını iptal ediyorlar. Xi Jinping, partinin yıldönümünü takip eden günlerde, yine partinin uluslararası bürosunun düzenlediği Uluslararası Siyasi Partiler Zirvesi’nde, Küresel Güney’in Batı siyasi partiler sistemine alternatif olarak Çin’i örnek alabileceğini söyledi. Bu toplantının 1 Temmuz kutlamalarının gölgesinde kalması, ÇKP’nin halkın partiyi devletten ayrı düşünmemesi gündemiyle örtüşüyor.
Ceren Ergenç Kimdir?
ODTÜ kökenlidir. Liverpool Üniversitesi Çin kampüsü’nün Çin Çalışmaları bölümünde doçent. Çalışma alanı Çin ve Doğu Asya odağında karşılaştırmalı siyasetbilimidir. Çin, Hindistan ve ASEAN siyaseti, Türkiye-Çin ilişkileri, ve uluslararası ilişkilere dair yeni kavramsal ve yöntemsel tartışmalar üzerine makale ve kitap derlemeleri var.
DUVAR