Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi Projesi’nin kapanış toplantısı gerçekleştirildi

Çocuk işçiliğiyle mücadelede elbirliği şart

Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi Projesi’nin kapanış toplantısı gerçekleştirildi


Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi Projesi’nin kapanış toplantısı gerçekleştirildi

Çocuk işçiliğiyle mücadelede elbirliği şart

İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından 2017 yılında başlatılan “Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi Projesi”ne dair detaylar ve proje kapsamında üretilen yayın ve materyaller, düzenlenen çevrim içi toplantıda paylaşıldı. Proje kapsamında hazırlanan Çalışan Çocuk Bağcılar ve Küçükçekmece Pilot Araştırması Raporu, Eğitimcilere Yönelik Çocuk İşçiliği ve Ayrımcılıkla Mücadele Rehberi, Çevrim İçi Eğitim Videoları, Uzman Videoları ve Eğitimcilere Yönelik Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Yol Haritası kamuoyuna tanıtıldı

 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından 2017 yılından bu yana yürütülen Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi Projesi’nin kapanış toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda proje kapsamında çocuk işçiliğiyle mücadele için yürütülen çalışmalar ve üretilen yayın ve materyaller paylaşıldı. Inditex'in finansal desteği ile yürütülen projede Bağcılar Rehberlik Araştırma Merkezi, Bağcılar Belediyesi, Türk Kızılayı İstanbul Toplum Merkezi, İstanbul Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ve Öğretmen Ağı gibi kurum ve kuruluşlarla işbirlikleri gerçekleştirildi. 

Öğretmenler için “Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yol Haritası” ve çevrim içi eğitimler hazırlandı

Daha kapsayıcı eğitim ortamları yaratmak, yerelde çocuk işçiliğiyle mücadele etmek ve bu konudaki farkındalığı arttırmak amacıyla yola çıkılan proje kapsamında yapılanları anlatan İstanbul Bilgi Üniversitesi (BİLGİ) Çocuk Çalışmaları Birimi Proje Koordinatörü Ayşegül Kanal, 2017 yılında yerel düzeyde çocuk işçiliği konusuna dikkat çekmeyi ve okul ortamlarını daha kapsayıcı hale getirmeyi hedeflediklerini ifade etti. Kanal; “Bu 4 yıl içinde Bağcılar – Küçükçekmece bölgesindeki çocuk işçilerin durumunu analiz etmek amacıyla bir araştırma yürüttük. Bağcılar Rehberlik Araştırma Merkezi ile işbirliğimiz çerçevesinde psikolojik danışmanlarla görüşmeler yaptık, ihtiyaçları belirledik ve kapsayıcı eğitim üzerine eğitimcilerle çalıştık. 2017 yılından bu yana yürüttüğümüz tüm çalışmaların bir çıktısı olarak hazırladığımız Eğitimcilere Yönelik Çocuk İşçiliği ve Ayrımcılıkla Mücadele Rehberi’ni, Eğitimcilere Yönelik Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Yol Haritası’nı, uzman videolarını ve ‘Çocuk İşçiliği ile Mücadele Eğitimi’ çevrim içi eğitim videolarını 2021 yılında kamuoyu ile paylaştık” dedi.

Her 4 çocuktan 1’i “okulda ‘daha başarılı’ olsaydı” okulu bırakmayacağını ifade etti

İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci çocuk işçiliğinin büyük bir yoksulluk sorunu olduğunu bununla birlikte farkındalık eksikliği, çocuk işçiliğinin meşrulaştırılması ve var olan yasal durumun uygulamaya geçirilememesinin de çözüm bekleyen önemli sorunlar arasında olduğunu belirtti. Uyan Semerci; “Akademi dünyasında bizler yaptığımız araştırmaların ve çalışmaların kamuoyuna tesir etmesi ve farkındalık yaratması anlamında çoğu zaman zorlanıyoruz. Bu nedenle bu çalışmamızın sonuçlarını herkesin ulaşarak faydalanabileceği şekilde tasarlamayı hedefledik. Çocuk işçiler birer sayı değil, her bir çocuğun üstün yararını gözetir şekilde çocuk işçiliğiyle mücadelede elbirliği şart” dedi. Proje kapsamında Bağcılar-Küçükcekmece bölgesinde yürütülen araştırmanın sonuçlarını paylaşan Uyan Semerci, “Prof. Dr. Emre Erdoğan ve Gözde Durmuş ile birlikte dezavantajlı mahallelerde yaşayan 12 ila 18 yaş aralığındaki çalışan çocukların durumunu tespit etmeyi amaçladık. Tespit edilen 301 çalışan çocuk ve ailesiyle yapılan görüşmeler gösteriyor ki; 16-18 yaşındaki çocuklar da dâhil olmak üzere bu çocukların neredeyse tamamı yasaya uygun şartlarda çalışmıyor. İş yerinde patronlarından veya üstlerinden kötü muamele gördüğünü ifade eden çocukların sayısı yüzde 50’den fazla. En önemli bulgulardan biri ise okulu bırakan çocukların yüzde 40’ı para kazanmak için çalıştığını ifade ederken 4 çocuktan 1’i de ‘eğer okulda başarılı olsaydım okulu bırakmam gerekmezdi’ diyor.  Yalnızca ‘çobanlık yapıyordu, dereceye girdi’ gibi manşetlerde yer alan yılmaz, dayanıklı çocuklar değil ‘başarı’ gösteremeyen çocukların da eğitim sistemi içinde kalması için kapsayıcı bir perspektif gerekiyor, eğitimin her çocuk için bir hak olduğunun anlaşılması şart” dedi.

Çocuk işçiliğiyle mücadelede nereden nasıl destekler alabilirim?

BİLGİ Çocuk Çalışmaları Birimi’nden Gözde Durmuş, sahada karşılaştıkları en büyük sorunlardan birinin, insanların çocuk işçileri tespit ettiğinde ne yapacaklarını bilememeleri olduğunu ifade etti. Bu sorundan yola çıkarak, Bağcılar’da yaptıkları saha görüşmeleri ve haritalama çalışmalarıyla birlikte “Çocuk İşçiliğiyle Mücadelede Nereden Nasıl Destekler Alabilirim?” dokümanını hazırladıklarını belirtti. Çocuk işçiliğinin önlenmesi, bildirilmesi ve denetlenmesi için çocuğun en yakınından başlayarak yerelde tüm ilgili bakanlıkların ve müdürlüklerinin, belediyelerin, kolluk kuvvetlerinin ve ilgili STK’ların sorumluluğunu ve işbirliği yapmasının önemini vurguladı. BİLGİ Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Projeler Yöneticisi Gizem Külekçioğlu ise 8 adımdan oluşan öğretmenler için hazırlanan yol haritasını aktardı. Web sitesi üzerinden erişilebilen bu haritayla interaktif bir şekilde çeşitli kriterler ve öneriler eşliğinde, eğitimciler tarafından karşılaşılan vakalarda izlenebilecek yöntemler için destek sağlamanın amaçlandığını belirtti. Danışman ve Eğitimci Ayşe Beyazova, çocukların kararlara katılımının olmadığı durumlarda kapsayıcılıktan söz edilemeyeceğini belirterek, “Eğitimciler için hazırladığımız rehberde üç temel sorudan yola çıktık. Bunlar; ‘Farklı sosyal ekonomik statülerden gelen çocukların hepsi gerçek anlamda eğitime katılabilir mi?’, ‘Bir sınıftaki tüm çocukların farklı ihtiyaçlarını gözetmek mümkün mü?’, ‘Çocuk işçiliği konusunda öğretmenin ve okul yönetiminin yapabilecekleri nelerdir?’ soruları. Eğitimde kapsayıcılık çocuklar için bir dönüm noktası yaratıyor. Çocukların sınıfta kendini daha güvende, ait ve yetkin hissetmesine büyük katkısı var.” dedi. Etkinlikte söz alan öğretmen Esra Deniz; “Verilen eğitimler öğretmenler açısından benim sınıfımda çocuk işçi var mı sorusunu sormalarına neden oldu. Ve bu çocuklarla nasıl çalışmamız gerektiğine yönelik hazırlanan el kitapları çocuklara yaklaşımımızda çok etkili oldu.” diyerek kendi deneyimini aktardı.