Çocuklara Sahip Çıkma Vakti: Cahiliye Dönemi Geri mi Dönüyor?

First Lady Emine Erdoğan’ı, çocuklarımızın geleceğini korumak ve onları kurtarmak adına harekete geçmeye davet ediyoruz...

Çocuklara Sahip Çıkma Vakti: Cahiliye Dönemi Geri mi Dönüyor?




YUSUF İNAN YAZDI...

Çocuklara Sahip Çıkma Vakti: Cahiliye Dönemi Geri mi Dönüyor?

Bir çocuğun tabutuna konan gelin duvağı… Sekiz yaşındaki Narin Güran'ın katledilmesi ve ardından tabutuna gelin duvağı konulması, toplumsal olarak ne denli yanlış bir zihniyete sahip olduğumuzu acı bir şekilde gözler önüne serdi. Narin bir çocuktu; onun hayalleri oyuncaklarla, oyunlarla dolu olmalıydı. Ezgi Mola’nın bu vahim duruma gösterdiği tepki sadece bir sanatçının sesi değil, aynı zamanda toplumun çocuklara sahip çıkma çağrısının yankısı olmalı. Çünkü artık çocuklara sahip çıkma zamanı geldi, hem de çok geç bile kaldık.

Bugün Türkiye, çocuk tacizleri, tecavüzleri ve cinayetleri ile sık sık gündeme geliyor. Kendi inancına ve kültürüne bağlı bir toplumda bu tür vahşet olaylarının artması, bir dönüşümün habercisidir: Cahiliye dönemi zihniyeti geri mi dönüyor? Hz. Muhammed, kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü o karanlık dönemden insanlığı kurtarmak için gönderildi. İslam, çocuklara yaşam hakkı verdi. Ancak aradan geçen 1400 yılın ardından, bizler yine aynı cehaletin kucağına mı düşüyoruz? Ve bu kez, yeni bir Hz. Muhammed gelmeyecek.

Toplum olarak gerçek İslam'ı yeniden hatırlama, yaşatma ve çocuklara hak ettikleri değeri verme vakti geldi. Çocuklarımızın oyuncaklar, eğitim ve sevgiyle büyümesi gerekirken, onları hayattayken gömüyoruz. Bu zihniyetle mücadele etmeden, çocuklarımızı koruyacak adımlar atmadan hiçbir ilerleme kaydedemeyiz. Artık bu cehalete son vermeliyiz ve çocuklarımızın geleceğini güvence altına almalıyız.

Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti, sadece modernleşmeyi değil, aynı zamanda kadınlara ve çocuklara hak ettikleri değeri vermeyi amaçlayan bir yapı üzerine inşa edilmişti. Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildiğinde, bu topraklar dünyaya bir mesaj gönderiyordu: Cahiliye döneminin karanlığından uzaklaşmış, çağdaş bir toplum. Fakat bugün, İslam’ı yanlış yorumlayan ve Atatürk’e düşmanlık yapan bazı kesimler, farkında olmadan bizi yeniden cahiliye dönemine döndürüyor. Oysa Atatürk, bu ülkeyi cehalete karşı bir siper olarak kurdu.

Günümüzde, Türkiye’nin çocukları yasal olarak yeterince korunmuyor. Sokaklarda çocuklara dokunmak, onları sokak ortasında ve canı çektiğinde öpmek normal bir şeymiş gibi görülüyor. Ancak bu masum bir hareket değil, suçtur! Çocukların taciz ve tecavüzden korunması için artık somut adımlar atılmalı. Özellikle dini eğitim veren Kur'an kursları gibi kurumlar modernize edilmeli, güvenli hale getirilmelidir. Her birinin sıkı denetime tabi tutulduğu, güvenlik kameraları ile izlendiği ve çocukların tam anlamıyla korunduğu bir sistem kurulmalıdır. Çocuklarımıza güvenli bir ortam sunmak, onların geleceğini korumak zorundayız.

Türkiye’de sadece çocuklar değil, ebeveynler de mağdur ediliyor. Meriç Nehri’nde annesi ve babasıyla ölen çocuklar, beşizlerin çaresizlik içinde büyümesi, Ukrayna’da sefalet içinde bırakılan Türk çocukları… Elif ve Ayşe, Ukrayna'da savaşın ortasında ıssız bir bağ evinde yaşam mücadelesi veriyor. Biz, bu çocuklara sahip çıkmazsak, onların hikayesi bizim vicdanımızı karartacak. Türkiye, kendi çocuklarını sahipsiz bırakarak, geleceğini de kaybediyor. Bu çocuklar kurtarılmadıkça, biz de insanlık olarak kurtulmuş sayılmayacağız.

FOTO: Ukrayna - Elif ve Ayşe Ukrayna'da sığınakta...

Sanatçılar, siyasetçiler, akademisyenler, bürokratlar ve tüm toplum, çocuklara yapılan bu zulme karşı sessiz kalamaz. Her kaybolan, her katledilen çocuk için toplumun her bir ferdi sorumludur. Türkiye’de her Narin’in, her Elif ve Ayşe’nin hikayesi, sorumluluğumuzu hatırlatıyor. Bugün sessiz kalmaya devam edersek, vicdanımızı kaybetmiş bir toplum olarak karanlığa sürükleneceğiz.

Cahiliye döneminin karanlık zihniyetine geri dönmektense, çocuklarımızı koruyarak, onların haklarını savunarak, Türkiye'nin aydınlık geleceğini inşa etmeliyiz. Çünkü bir ülkenin gerçek kalkınması, ancak çocuklarına sahip çıkması ve onları korumasıyla mümkündür. Çocukların özgürlüğü, Türkiye'nin geleceği demektir. Elif, Ayşe, Narin ve tüm çocuklarımızın hak ettikleri yaşamı sunmadıkça, ne bireysel ne de toplumsal anlamda mutlu bir geleceğe kavuşamayız. Çocuklarımız için, ülkemiz için, vicdanımız için adaletin peşinden gitmeliyiz.

FOTO: Anne ve babası cezaevinde beşizler ve ablası eski Ak Parti Milletvekili  Mustafa Yeneroğlu ile...

First Lady Emine Erdoğan’ı, çocuklarımızın geleceğini korumak ve onları kurtarmak adına harekete geçmeye davet etmeliyiz.

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

İnstagramfondinan2016