Çocuklarda Cinsiyet Klişeleri ile Mücadelede Ailenin Rolü

Cinsiyet Kalıpları, Bütünlüğü Yansıtmıyor

Çocuklarda Cinsiyet Klişeleri ile Mücadelede Ailenin Rolü


Çocuklarda Cinsiyet Klişeleri ile Mücadelede Ailenin Rolü

 

Ebeveynlerin, cinsiyet klişelerinin doğuracağı olumsuz sonuçlara karşı, cinsiyeti geri planda tutarak çocuğun bireyselliğine odaklanması gerekiyor. Ebeveynler, “gerçekçi ebeveynlik” anlayışı ile hareket ederek çocuğun potansiyelini ortaya çıkarmasını sağlamaları cinsiyet klişeleri ile mücadele etmede büyük önem taşıyor. 

 

Bu kapsamda; Öğrenci Koçu Murat Karcıoğlu, anne ve babaların çocuğun cinsiyetini bilme ve merak etme arzularının altında yatan gücün, aslında ebeveynlik sürecinde kendilerini nelerin beklediğini öngörebilme arzularından kaynaklandığını dile getirdi ve cinsiyete dayalı klişelerin oluşma nedenlerini açıkladı. Karcıoğlu: “Doğduğumuz andan itibaren zihin, dış dünyayı anlamlandırmada girdileri işlemede bilişsel olarak “kategorize etme” eğilimi gösteriyor. Kategorize etme, bilgilerin zihinde işleme sürecini hızlandırıp kolaylaştırıyor. Çocuklarda doğuştan gelen aidiyet duygusunun varlığı, çocuğu zamanla bir cinsiyet grubunun parçası olmaya zorluyor. Böylece yetişkinlerin büyük önem verdiği bu cinsiyet klişelerine çocuk da sımsıkı sarılıyor’’ diye belirtiyor.

 

Cinsiyet Kalıpları, Bütünlüğü Yansıtmıyor

Toplumun, kadına veya erkeğe biçtiği roller, çocuğun bu rollere uyum göstermemesi durumunda kendisine dönük yetersizlik duygusu yaşamasına neden oluyor. Oysaki cinsiyete dayalı genellemeler gerçeği yansıtmıyor. Bir erkek çocuğu, bir kız çocuğuna göre daha hassas veya konuşkan olabileceği gibi bir kız çocuğu, bir erkek çocuğuna göre daha güçlü veya sayısal derslerde daha başarılı olabiliyor. 

 

Okullarda Cinsiyet Klişelerine Dayalı Akran Zorbalığı ile Mücadele Etmek Önemli

Okullarda cinsiyete bağlı zorbalığın altında yatan faktör, çocukların kendi cinsiyeti hakkında çok şey bilmelerine karşın, karşı cinse dair çok az şey bilmeleridir. Çocuğun, hayattaki yerine cinsiyet hükmetmeye başladığında kendisine biçilen role uymayan akranları üzerinde acımasızlaşıyor ve grup dinamiğine uygun bulmadığından bu çocukları ötekileştirme eğilimi gösteriyor. Bu konuda erkek çocukları, hemcinslerine karşı çok daha acımasız oluyor. Ötekileştirilen yani zorbalığa maruz kalan çocuk utanç duygusu yaşıyor. Bu dönemde ebeveynlerin zorbalıkla mücadele etmesinde çocuğun yanında olması ve okul-aile iş birliği büyük önem teşkil ediyor. 

 

Okullar Cinsiyet Klişelerinin Yuvası

Cinsiyet klişeleri çocuğun okul hayatı ile birlikte keskinleşiyor. Okul çağındaki çocukların yakın çevresini oluşturan arkadaşlarını hemcinslerinden seçmelerinde çevredeki etiketlemelerin rolü büyük. Cinsiyete dayalı düzen daha anaokullarının kapısının girişinden itibaren cinsiyete dayalı renk ayrımları, gruplandırma ve sıralamalarla kendisini göstermeye başlıyor. Çocuk, cinsiyet klişeleri karşısında cinsiyete bağlı olarak “doğru” olanı yapmak istiyor ve hemcinsleriyle oyun oynuyor. İlkokula gelindiğinde ise okul bahçeleri,  Cebel-i Tarık Boğazının içerisinde yer alan tatlı suyla tuzlu suyun birbirine karışmadığı bir yer oluveriyor. Çocuk böylece kendisine biçilen bu roller ile sosyal hayata dahil olmaya başlıyor. 

 

Cinsiyete Dayalı Etiketlemeler, Çocuğun Okul Başarısını ve Meslek Seçimini Etkiliyor 

Kız çocuklarının sözel becerilerinin erkek çocuklarına göre daha gelişmiş olması veya matematik başarısında erkeklerin kızlara göre daha başarılı olduğuna dair kanılar bilimsel araştırmaların sonuçları ile uyuşmuyor lakin bu cinsiyete dayalı etiketlemeler ile okulda erkeklerin okuma, yazma, resim, müzik gibi derslere; kızların ise matematik, beden eğitimi, fen bilimleri gibi derslere karşı olumsuz tutum sergilemesine neden oluyor. “Erkek işi” veya “Kız işi” meslek gruplarına yönelik gerçekleştirilen toplumsal etiketlemeler çocuğun bir işe ilgisi, yeteneği, başarısı olsa da bu kast sistemini andıran sınıflandırmada meslek seçimini kısıtlıyor. 

 

Oyuncak Seçimini Cinsiyet Klişelerinin Dışına Çıkarmak Önemli 

Erkek çocuklarına oynaması için oyuncak bebek almak; onların hislerini tanımalarını, empati kurabilmelerini, bir başkasının da sorumluluğunu alabilmelerine katkı sağlıyor. Hiçbir erkek çocuğu, oyuncak bebek ile oynadığı için eril cinsiyet kimliğinde değişme meydana gelmez ama ileriki dönemlerde “baba” olma ihtimali gerçekleşmesi durumunda çocuğunun üzerinde daha fazla sorumluluk alan, onunla sağlıklı bir bağ kuran ebeveyne dönüşür. Gelecekte sadece ebeveyn olacak kız çocukları değil. Aksi hâlde “baba figürü” çocuğunun gözünde kural koyucu, otorite koruyucu ve bankamatik olmaktan öteye geçemez. 

 

Cici Kızlar Değil; Güçlü Kızlar Yetiştiriniz

Küçük yaştan itibaren barbie oyuncakları ile büyütülen kızlar, güzel görünmeyi kendine görev ediniyor. Kızların her zaman zayıf ve güzel görünmesi gerektiğine dair cinsiyet yaftaları ergenlik ile birlikte kız çocuklarında bunalımı da beraberinde getiriyor. Olumsuz beden algısı, kızların özgüvenini ve benlik algısını zedeliyor. Bu dönemde kız çocukları beğenilmeme kaygılarından dolayı derslerde daha pasif kalmayı tercih ediyor, bu klişelere dayanarak sosyal ilişkilerinde de zorlanıyor.