Çocuktur deyip geçme…

Zorbalık yapan çocukların yüzde 60’ı 24 yaşına kadar birkaç suça bulaşıyor

Çocuktur deyip geçme…




Akran zorbalığına dair araştırma yapan Doç. Dr. Sevil Albayrak, ortaokul yıllarında zorbalık yapan öğrencilerin yüzde 60’ı, 24 yaşına kadar en az birkaç kez suç işlediğinin tespit edildiğini belirterek, ailelere uyarılarda bulundu

Akran zorbalığı çocukların psikolojik gelişimini olumsuz etkileyebiliyor / Fotoğraf: Twitter

Okulda cüceliği nedeniyle zorbalığa maruz kalan sekiz yaşındaki Avustralyalı çocuk Quaden Bayles’in annesi çocuğuğunun yaşadığı üzüntüyü kameraya alıp yayınlaması dünyada gündem oldu.

Bayles’e yardım için kampanya başlatılırken diğer taraftan da yaşanan akran zorbalığının çocukların psikolojisinde ne kadar büyük travmalar yaratabileceğini gösterdi.

Kırıkkale Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşerilik Bölümü’nden Doç. Dr. Sevil Albayrak, “Akran Zorbalığı” çalışmasında bu konuda önemli tespitlere yer verildi.

cüceçocuk.jpg

Akran zorbalığı mağduru Quaden Bayles, gündeme oturdu / Fotoğraf: AP

 

“Zorbalık büyümenin doğal bir parçası değil”

Çalışmasında akran zorbalığının büyümenin doğal bir parçası olmadığını belirten Albayrak şu bilgileri aktardı:

Aksine eğer önlem alınmazsa, bu olumsuz davranışlar yıllar içinde başka olumsuz davranışlara dönüşmektedir.  Ortaokul yıllarında zorbalık yapan öğrencilerin yüzde 60’ı, 24 yaşına kadar en az birkaç kez suç işlemektedir. ABD’de öğrencilerin yüzde 20’si zorbalık içeren davranışlara maruz kalmaktadır. Resmi tahminlere göre 160.000 öğrenci her gün zorbalığa uğrama korkusu ile okula gitmeyi ret etmektedir.

Akran zorbalığının çocuklar arasında zaman zaman görülen kavgalardan anlaşmazlıklardan ayıran önemli bir farkı var.

Albayrak’ın çalışmasında akran zorbalığı bir veya birçok kişi tarafından bir bireyin açıkça, tekrarlı olarak ve birçok kez, olumsuz hareketlere maruz kalması durumu veya bir ya da birden çok öğrencinin, kendilerinden daha güçsüz öğrencileri kasıtlı ve sürekli olarak rahatsız etmesiyle sonuçlanan ve kurbanın kendisini koruyamayacak durumda olduğu bir saldırganlık türü olarak tanımlanıyor.

Akran zorbalığı, fiziksel zorbalık (vurmak, yumruklamak, tekmelemek, tırmalamak, çelmelemek, tükürmek vb.), sözel zorbalık (isim takmak, alay etmek, onurunu zedelemek, küçük düşürmek, iğnelemek, hakaret etmek, söylentiler çıkarmak ve küfür etmek vb.) veya cinsel saldırganlık, teknolojik araçların kötüye kullanılması ile ortaya çıkabiliyor

Albayrak, akranlarına zorbalık uygulayan çocukların genellikle kendilerinin de aile çevrelerinde şiddete maruz kaldıklarına dikkat çekti.

Erkek çocuklar zorbalığa daha yatkın

Albayrak, Ankara’da 1063 ergen üzerinde yapılan bir araştırmada zorbalığın daha çok okul içinde meydana geldiği ve erkek ergenlerin kız ergenlere oranla hem okul içinde hem de okul dışında zorbalık yapmaya daha fazla eğilimli oldukları rapor edildiğinin kaydedildiğini belirterek,  ailelere şu uyarılarda bulundu:

çocuk.jpg


Şiddete maruz kalan çocuklar daha çok içlerine kapanıyor / Fotoğraf: AA

 

Aileler çocukları akran zorbalığına karşı nasıl koruyabilir

Çocuklara zaman zaman arkadaşları içinde  onları üzen veya kızdıran arkadaşları olup olmadığı sorulmalıdır.

Zorbalığın nerede meydana geldiği, nasıl oluştuğu öğrenilmelidir.

Çocuklarla birlikte nasıl yardımcı olunabileceği araştırılmalıdır. Duruma erken müdahale de önemlidir.

 Zor olan bu durum tek başına çözülmeye çalışılmamalıdır. Okulun ve okulda çalışan ilgili tüm personelin çözüm içine dahil edilmesi faydalı olacaktır.

Çocuk başkalarından yardım alma konusunda zorlanmamalı, çocuğun istekli ve hazır olması sağladıktan sonra bu çözüme başvurulmalıdır.

Zorbalık okula geliş gidiş yolunda oluyorsa, çocuğun başka bir yolu kullanması ya da okula giden diğer çocuklara katılması sağlanabilir.

Bu süre içinde çocuğun daha güçlü başka bir çocukla arkadaşlık etmesi sağlanabilir.

Çocuk arkadaş edinmekte güçlük çekiyorsa, kendisi bu konuda özel çaba göstermeye özendirilebilir.

Okulda başlayan ilişkileri güçlendirmek için çocuğun okul arkadaşları eve davet edilebilir. 

Ali Kemal Erdem  / Independent Türkçe