Çöküş Tehlikesi Kapıda

Kurumların Çöküşü ve Meşruiyet Krizi

Çöküş Tehlikesi Kapıda




Çöküş Tehlikesi Kapıda

ŞEHİTLER ÖLMEZ / TÜRKİYE

Türkiye, son yıllarda toplumsal şiddet ve cinnet halinin giderek daha belirgin hale geldiği bir süreçten geçiyor. Eray Özer'in T24'te yayımladığı "Bir Cinnet Toplumuna Nasıl Dönüştük?" başlıklı yazısı, bu süreci derinlemesine inceleyerek Türkiye’nin karşı karşıya olduğu toplumsal çöküş tehlikesini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.

Özer’in yazısında vurguladığı en temel nokta, son dört buçuk yılda yaşanan büyük travmaların toplumu derinden sarstığı ve bu olayların, bireylerin psikolojik yapılarında büyük hasar bıraktığı. Pandemi süreci, depremler, ekonomik krizler, artan şiddet olayları ve sürekli medya üzerinden yayılan tehdit ve korku ortamı, Türkiye’yi adım adım bir "cinnet toplumu" haline getirdi.

Pandemiden Sonra Artan Şiddet Dalgalanması

Pandemi süreciyle birlikte insanlar hayatlarının kontrolünü kaybetti ve ölüm korkusu hayatlarına hükmetti. Bu sürecin ardından yaşanan doğal afetler, ekonomik krizler ve toplumsal olaylar, toplumun ruh halini daha da kötüleştirdi. İnsanlar artık birbirlerine güvenmiyor, sokaklarda güvende hissetmiyorlar. Özellikle ekonomik krizle birlikte artan geçim sıkıntısı, şiddet vakalarının tırmanmasına neden oldu.

Sosyal Medyada Şiddet

Özer, sosyal medyada sürekli paylaşılan infaz ve şiddet videolarının toplum üzerinde yarattığı olumsuz etkiye de dikkat çekiyor. Şiddetin normalleşmesi, toplumun her kesiminde huzursuzluk ve paranoya yaratıyor. Özer’in belirttiği gibi, trafikte veya markette basit bir tartışma bile kurşun yağmuruna dönüşebiliyor. Bu durum, insanların kendi yaşamlarını güvende hissetmelerini zorlaştırıyor ve toplumun genel ruh sağlığını derinden etkiliyor.

Kurumların Çöküşü ve Meşruiyet Krizi

Eray Özer, devletin temel kurumlarına olan güvenin hızla eridiğine de işaret ediyor. Yasaları uygulamakla yükümlü olan kişilerin, aynı yasaları ihlal ettiğini görmek, toplumda meşruiyet krizini tetikliyor. Toplum, artık kurumların işlevsiz hale geldiğine inanıyor ve bu inanç, devletin yönetim mekanizmalarına olan güveni yok ediyor. Özellikle adalet sistemi üzerindeki bu algı, toplumun çöküş sürecine girmesine neden oluyor.

Sonuç: Çöküş Tehlikesi Kapıda

Özer’in yazısında ortaya koyduğu tablo, Türkiye’nin hızla bir çöküşe doğru gittiğini gösteriyor. Bu süreç durdurulmazsa, toplumun her katmanına yayılan şiddet ve cinnet hali, geri dönüşü olmayan bir çöküşe yol açabilir. Yazarın uyarısı ise oldukça net: “Hepimiz aynı gemideyiz ve bu gemi her gün artan bir hızla su alıyor.”

Toplumsal cinnet halinin durdurulabilmesi için acil ve etkili çözümler üretilmeli, kurumlar ıslah edilmeli ve toplum üzerindeki baskılar azaltılmalı. Aksi halde, bu sürecin sonunda büyük bir toplumsal çöküş yaşanabilir.

Bu yazı, Türkiye’nin içinde bulunduğu kritik durumu anlamak ve çözüm yolları aramak için önemli bir analiz niteliği taşıyor.

www.sehitlerolmez.com