Cumhurbaşkanı bir genelgeyle “Yapın” dedi.

“Şu birkaç konuda da uyumu sağlarsanız, ülkeniz vatandaşları Avrupa’da vizesiz seyahat edebilir” 

Cumhurbaşkanı bir genelgeyle “Yapın” dedi.


Cumhurbaşkanı bir genelgeyle “Yapın” dedi, o dedi diye yapılacak mı bakalım? Bu arada THY’ye yönelik bir sitemim olacak…

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Avrupa Birliği (AB) ile çoktan mutabakat sağlanmış Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına Avrupa’da serbestçe seyahat edebilme imkanı sağlayacak vize muafiyeti konusunda son engellerin kaldırılması için Resmi Gazete’de bir genelge yayınladı. Genelgenin gereği yerine getirilirse, daha önce çoğu zaten AB ile uyumlu hale getirilmiş değişiklik listesinin son altı maddesi daha istenilen hale getirilmiş olacak.

AB, Suriye’den kapılarına dayanan göçmenler krizinin çözülmesinde sorumluluk üstlenen ülkemize, “Şu birkaç konuda da uyumu sağlarsanız, ülkeniz vatandaşları Avrupa’da vizesiz seyahat edebilir” sözünü vermişti.

“Genelgenin gereği yerine getirilirse” şart cümleciğini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açık talimatı olduğu halde kullanmam, uyum için istenen bir-iki maddenin son yıllarda Batı’dan Türkiye’ye yönelik eleştirilerin hedefinde bulunan uygulamalarla ilgili olması yüzünden… Hak ve özgürlüklerin genişletilmesi, demokrasinin bütün kural ve kurumlarının benimsenmesi, şeffaflık ve hesap verilebilirlikle ilgili maddeler bunlar…

İktidar bugüne kadar direndiği bu alandaki değişiklikleri gerçekleştirmeye yanaşırsa yarından itibaren AB üyesi ülkelerin temsilcilikleri önündeki vize kuyrukları kalkacağı gibi, vizeler için her yıl ödemekte olduğumuz milyonlarca Euro da ceplerimizde kalacak.

AB bunu sağlamakla bir lütufta bulunmuş olmayacak; AB ile en baştan yapmış olduğumuz anlaşmalar bunu gerektiriyor çünkü.

İhtiyat yerinde

Yalnızca bir genelge yayınlanmış olmadı; aynı konuda bazı hazırlıklar yapıldığının işaretleri de alınmaktaydı. Adalet bakanlığının üzerinde çalıştığı bilinen ‘yargı reformu paketi’ AB’nin istediği bazı değişiklikleri içermekte. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan da, adalet yılının ve üniversiteler eğitim yılının açılışları vesilesiyle yaptığı konuşmalarda yanlış uygulamalarla arasına mesafe koymak niyetinde olduğunu belli etmişti.

Sevinelim mi?

Bana kalırsa erkenden sevindirik hale gelmek yerine ihtiyatlı olmakta yarar var. Böyle ortamlar geçmişte de kendilerini belli etmiş, ancak niyetleri kursakta bırakan olumsuz gelişmeler yüzünden herbiri akamete uğramıştı.

Ya terör yeniden baş gösterdiği için ya da hükümetin elini kolunu bağlayan beklenmedik siyasi gelişmeler yaşanması yüzünden…

Terör azınca terörle mücadele yasasında değişiklik yapılabilir mi? Uğursuz bir darbe girişimine muhatap edilmiş bir iktidardan reform beklenebilir mi?

‘Reform paketi’nin sahibi olan bakana yönelik son saldırıları bu yüzden hayra yormak kolay değil.

Ancak niyet de ortada. 

İhtiyatlı bir iyimserliğe sahip olabiliriz.

[AB ile vizesiz dolaşım konusunu başbakan iken Ahmet Davutoğlu kotarmış, Cumhurbaşkanı Erdoğan konuya sahip çıkmadığı için mutabakat sonuca ulaşamamıştı. Hak ve özgürlüklerin genişletilmesi, şeffaflık, hesap verilebilirlik ilkeleri ise Ali Babacan’ın açıklamalarının tam merkezinde yer alıyor. İktidarın bu konuya yaklaşımı ile her iki siyaset adamının yeni oluşumlar için kollarını sıvamaları arasında muhtemelen doğrudan bir ilişki var. Ama olsun. Yasal düzenlemelerle konu bu defa sonuca ulaştırılabilirse, yeni oluşumcular, daha partileşmeden kendilerini başarılı sayabilirler.]

******

 

Türk Hava Yolları’na bir teşekkür, bir de “Ayıp ediyorsun” mesajı

Yeni İstanbul Havalimanı’ndan ilk kez yararlandım. Birkaç saatlik mesafelere araçla gitmeyi yeğlediğim için uzun zamandır uçakla seyahat etmiyorum.

İstanbul Havalimanı her bakımdan mükemmel, hayran kalmamak elde değil. Uzak görünse de, trafiğe takılmadan gidilebildiği için, daha erken varıldığı kesin.

Büyüklüğü sebebiyle havalimanı içerisinde bir yerden diğerine gidişin bayağı yorucu olabileceğini sanıyorum. 

“Sanıyorum” dememin sebebi, THY’ye teşekkür etmemi gerektiren bir kolaylık: İçerideki mesafeyi yürümeyi göze alamayanlar için bedeli karşılığı çalışan dahili araçlar var ve 65 yaş üzeri yolculara da bedava.

Bizi taşıyan görevliye teşekkür ettiğim gibi, bu servisi düşünenleri de tebrik etmeden geçmek istemiyorum.

Yazımın “Ayıp ediyorsunuz ama” kısmı ise yalnız beni değil, eminim benim gibi bir çok başka THY yolcusunu da ilgilendiriyor.

THY, başka havayolu şirketleri gibi, çok seyahat eden  yolculara daha rahat seyahat kolaylığını CIP ile sağlıyor. Özel hizmetler de sunan ‘CIP’ salonlarında ağırlanıyor bu yolcular.

Ben de neredeyse bu uygulamanın başladığı ilk yıldan itibaren, uçakla çok seyahat ettiğim için, hak ederek ‘CIP’den yararlanmamı sağlayan ‘Miles & Miles Elite’ kartı sahibiyim.

Son seyahatim için gittiğim İstanbul Havalimanı’nda CIP salonu kapısından çevrildim. Eskisi kadar çok seyahat etmediğimden kartımın düzeyi ‘düşürülmüş’CIP kapıları bana kapanmış…

Görevli, eşimin ve diğer sıra bekleyen yolcuların önünde, öyle söyledi.

İyi de, insan emekli olur, fazla seyahat etmesi gerekmez. Yaşlanır, istese de fazla seyahat edemez. Tam CIP hizmetlerinden en fazla yararlanması gerekecek bir duruma geldiğinde, kartınızı 20-30 yıldır taşıyan birine CIP kapılarını kapatmanız biraz ayıp olmuyor mu THY?

Kendi adıma artık uçakla seyahati azalttığım için THY tarafından maruz bırakıldığım muameleyi fazla umursamıyorum; ama yapılanın nezakete aykırı bir yanlışlık olduğunu da söylemeden edemedim. 

Uzun yıllar o kartınızı taşıyanlara seyahat sayıları artık azaldığında da saygı göstermelisiniz THY.

 

FEHMİ KORU