Cumhurbaşkanı Erdoğan: S-400'ü kaldırma teklifini olumlu bulmuyoruz
Erdoğan, ABD ziyaretinde ele alınan konulara değindi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD temaslarını bitirmeden önce medya mensuplarının sorularını yanıtladı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD ziyareti dönüşü medya mensuplarının sorularını yanıtladı.
Erdoğan, ABD ziyaretinde ele alınan konulara değindi.
Beyaz Saray'da Suriye’deki gelişmeler, ABD ile varılan 17 Ekim mutabakatı, PKK/YPG unsurlarının bölgeden tamamen çıkartılması, IŞİD ile mücadele ve IŞİD'lil tutukluların durumu, siyasi sürecin ilerletilmesi, güvenli bölgenin kurulması, S-400, Patriot ve F-35 programı ve NATO gibi son dönemde üzerinde çokça tartışılan konular ele alındı.
Cumhurbaşkanı söz konusu sorunların karşılıklı saygı ve milli çıkarlar temelinde çözümü için Trump’ın samimi bir çaba içinde olduğunu belirtti:
Trump’a karşı olan çevrelerin ilişkilerimizin bozulması için yoğun bir çaba içinde olduğunu da ifade etmemde fayda var. 1915 olaylarıyla ilgili tasarının bir yaptırım yasasıyla birlikte Temsilciler Meclisi’nden geçirilmesinin temel sebebi de zaten bu. Özellikle Ermeni meselesi ve 1915 olaylarıyla ilgili olarak hem Sayın Trump’a hem Beyaz Saray’da buluştuğumuz senatörlere detaylı bilgi verdim ve tarihi hadiselerin siyasileştirilmesinin büyük bir hata olduğunu kendilerine anlattım.
S-400 ve F-35 meseleleri
Erdoğan ABD'nin 'S-400 varsa F-35 yok' yaklaşımını eleştirdi, S-400 meselesinin çözümü için NATO'nun koordinasyonunda iki ülke bakanlıklarının birlikte çalışabileceği vurgusu yaptı:
S-400’ü alıyoruz. Bir parti kaldı sadece. Onlarla görüşülecek olan işin teknik, teknolojik boyutu. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg bu konuda ne diyor? “NATO üyesi ortaklarımızın hangi silahı alacağının ya da almayacağının kararını biz vermeyiz. Bu kendi takdirleridir” diyor. Kayıtlarımızda bunlar var. Onlar da hiçbir şey diyemediler. Tabi İbrahim Bey’in O’Brien ile yapacağı görüşme ve Savunma Bakanlığından katılacak arkadaşların yapacakları görüşmeler neticesinde bizim geleceğimiz yer bundan daha farklı olmayacak. Sayın Trump’ın Oval Ofis’e davet ettiği beş senatöre Suriye’deki durumu, YPG’nin bir terör örgütü olduğunu ve S-400 konusunu anlatma imkanımız oldu. Patriotları almaya hazır olduğumuzu Sayın Trump’a söyledim. F-35 programının müşterisi değil ortağı olduğumuzu da kendilerine hatırlattım. Biz NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahibiz. Amerika ile de güçlü ilişkilerimiz var. Fakat savunma kaynaklarımızı çeşitlendirmek de ulusal çıkarlarımızın ve egemenlik haklarımızın bir gereğidir. “S-400’ü de savunma sistemlerimizin içerisinde önemsiyoruz. Uygun şartlarda verecekseniz biz Partiotları da alabiliriz” dedik. “Patriotları alırken S-400’ü tamamen kaldırma teklifini biz egemenlik haklarımız üzerinde bir tasarruf olarak görüyoruz ve kesinlikle doğru bulmuyoruz. Aynı şeyi Yunanistan için bugüne kadar hiç söylemediniz. Şu anda Yunanistan’da S300 var. Orası için hiç böyle bir ses çıkmadı. Orası için böyle bir adım atmıyorsunuz.” dedik. Diyorlar ki “S-400 F-35’le koordineli bir savunma sistemi değil.” Zaten F-35’i vermiyorsun ki. Bu da ayrı bir olay. 2 milyar 400 milyon dolar bir total fiyatı var. Biz şu ana kadar 1 milyar 400 milyon dolarını ödemişiz ve siz bize daha bir tane F-35 vermiş değilsiniz. Hep söylediğimiz şey şu; biz müşteri değil ortağız. Şu anda bu görevlendirmeyi yaptık. Temennim odur ki çalışmalar sonunda olumlu bir netice alırız. Fakat ben burada da yine Trump’ı çok daha olumlu gördüm. Yaklaşımlarında daha yapıcı gördüm.
Gazeteciler Erdoğan'ın Trump'a izlettiği video ve Türkiye'nin terörle mücadelesini anlatan kitapçığı sordu.
Cumhurbaşkanı bununla ilgili şunları söyledi:
Biz bunları kendilerine verdik. Bir de FETÖ’nün burada yaptıklarıyla ilgili ayrıntılı bir kitabı bütün o senatörlere verdik. Döner dönmez senatörlerin tamamına bir set olarak bunların tamamını göndereceğiz ve büyükelçilik vasıtasıyla bunları kendilerine dağıtacağız. Bu videoyu izledikten sonraki tavırlarında, bana göre en önemli hava Sayın Başkan’da oldu. O bayağı etkilendi. Diğerleri de zaten Abdi Şahin olayına farklı baktıkları için onu hala sahiplenmeye çalışıyorlar ve en önemlisi de olaya hala “Türkiye Kürtlere karşıymış” gibi bakıyorlar. Benim parlamentomda 50 tane Kürt milletvekilim var. Olaya bir de buradan bakın.
'CIA, Abdi Şahin'in terörist olduğunu söylüyor'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, SDG'li Mazlum Kobani (Abdi Şahin) ile ilgili bir CIA belgesinden de söz etti:
Tabi bu gizli bir belge. CIA Ferit Abdi Şahin’in nasıl bir terörist olduğunu belge ile bizim istihbarat teşkilatımıza gönderdi. Biz de “Buyurun, biz söylemiyoruz, CIA sizin istihbarat teşkilatınız, size onun evrakını veriyoruz” dedik.
FETÖ meselesi
5 senatöre ve kendisine bu konuyu izah ettim. Zaten basın toplantısında da bütün dünyanın gözü önünde söyledim. Ama şu an itibarıyla hala bizim beklediğimiz noktada değiller. Söylediklerinde elle tutulur bir şey yok. Biz şimdi yine bütün adli deliller ile dosyaları kendilerine verdik. Adalet bakanlıkları arasındaki görüşmeler hala devam ediyor, edecek. Yılmadan usanmadan takip edeceğiz.
'Senatörlerin ön kabulleri var'
Her şeyden önce şunu söylemem lazım; Sayın Trump bana göre çok farklı. Senatörlerin ön kabulleri var. Senatörlerin gelmesi teklifini Trump kendisi yaptı. Onları benim ikna etmemi ve dolayısıyla kendisi de rahatlamak istedi. Fakat işin enteresan yanı şu; ben dedim ki “Sayın Başkan uygun bulursanız ben Kongre’ye hitap edeyim. Kongrede bunu bir konuşalım ki işin aslı nedir, bunu bizzat bizden duysunlar, görsünler. Böyle çok daha isabetli olur.” Sayın Trump “Bu işi geniş bir basın toplantısı ile yapalım. Soru cevaplarla ulaşmak istediğimiz yere ulaşırız. Şimdilik Senato’dan bir grubu alalım. Onlarla konuşmamızda fayda var.” dedi. Buraya öyle geldik.
Mektup meselesi
Cumhurbaşkanı, ABD Başkanı Trump'ın kendisine hitaben 9 Ekim'de kaleme aldığı diplomatik teamüllerden uzak mektubun iade edildiğini söyledi:
Tepkileri olmadı. Böyle bir teröristle ABD Başkanı’nın görüşme yapmasını ben yadırgıyorum. Bunu basın toplantısında söylediğime göre ikili toplantıda hayli hayli söyledim. ABD gibi bir ülkenin başkanı böyle bir teröristle nasıl görüşür? Biz bu şekilde uluslararası terörle mücadeleyi nasıl yürüteceğiz? Bir terörist önemli bir devletin başı ile görüşebiliyorsa ve arabuluculuk için de böyle bir terörist teklif edilebiliyorsa bu işin suyu çıkmış demektir. Bu şekilde bir yere varmak mümkün değil. Yani terörü akladılar pakladılar. Tabi Kılıçdaroğlu’na da mektup iade edildi diye bir haber vermek lazım.
Suriye'deki YPG varlığı
Sayın Trump ve senatörlerle konuşurken kendilerine de söyledim; burada en önemli konu 20 mil yani 32 kilometre derinlik. Sayın Trump 444 km genişlik olarak kendisi söyledi bunu. Biz şu anda Tel Abyad ile Resulayn arası 120 kilometreyi kontrol altına aldık. Tabi derinlikle birlikte alan 4 bin kilometrekarenin üzerinde. “Güvenli bölge teklifini biz Obama’ya yapmıştık. Sizin döneminizde de yaptık. Gelin şimdi şu güvenli bölgeyi halledelim.” dedik. Trump buna yanaştı, “Bunu Avrupa ülkelerine de söyledim” dedi. Allah nasip ederse 3-4 Aralık NATO Liderler Toplantısı’nda da ben güvenli bölge konusunu gündeme getireceğim. Orada güvenli bölge konusunu gündeme getirdiğimizde NATO ülkelerinin tavrı ne olacak göreceğiz. Bu iş lafla olmuyor. Türkiye olarak biz zaten şu ana kadar yapacağımızı yaptık, yapıyoruz. NATO Zirvesi’nde olumlu yaklaşımlar alabilir ve en azından bir uluslararası donörler ya da NATO ülkeleri donörler toplantısından bir şeyler çıkartabilirsek, zaten bunun plan proje çalışmasını yaptık. İlk etapta kuzeyde bir barış koridoruyla ilgili adımları atabiliriz. Barış koridorunda biz konutlar, sağlık merkezleri, okullar ve kamu binaları inşa ettiğimiz anda buranın havası zaten değişecek.
Independent Türkçe