Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Yargı Darbesi!

Halbuki, beklenen darbe Ak Parti Hükümeti’ne ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a zaten yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Yargı Darbesi!


Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Yargı Darbesi!

Boğaziçi olayları ve İlker Başbuğ’un Eğer Menderes, 25 Mayıs 1960 günü Eskişehir’de erken seçim tarihini açıklasaydı, 27 Mayıs askerî darbesi büyük bir olasılıkla önlenebilirdi”  açıklaması Ak Parti’yi tedirgin etmiş görünüyor.

İlker Başbuğ’un açıklaması sonrası Ak Parti Hükümeti içinden ve Cumhur İttifakı Üyelerinden peş peşe açıklama gelmesi “darbe” tedirginliğini dışa vurdu.

Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanan “Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli İstihbarat Teşkilatı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Taşınır Mal Yönetmeliği” adlı değişiklikle “milli güvenlik, kamu düzeni ve kamu güvenliğini ciddi şekilde tehdit eden terör, toplumsal olaylar ve şiddet hareketlerinin meydana gelmesi durumunda” TSK, Emniyet ve MİT, taşınır mallarını herhangi bir şarta bağlı olmadan birbirine devredebileceğine dair yapılan düzenleme Ak Parti Hükümeti’nin olası bir darbe girişimine hazırlık yaptığını düşündürdü.

Halbuki, beklenen darbe Ak Parti Hükümeti’ne ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a zaten yapıldı.

Önceki yazılarımda darbeler artık yol ve yöntem değiştirdi, demiştim.

Ak Parti’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Yargı Darbesi yapıldı, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün haberi yok!

FETÖ’nün Ahıska İmamı, Ukrayna’da Türk bayrağını kaidesinden söküp çöpe atan, Türk İş İnsanlarının malına ve mülküne çöken, arabasını ve parasını gasp eden, Türkiyeli iş insanlarını darp eden, Hain Ahıska Çetelerine arka çıkan DATÜB, Ukrayna Kiev Büyükelçisi,Odessa Başkonsolosu ile birlikte (bilerek veya bilmeyerek) darbe için zemin oluşturuyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a tuzak kuruyor, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun haberi yok.

Bir Emniyet Müdürü, Fethullah Gülen'in damadı olarak bilinen, aynı zamanda CHP’li belediye başkanlıkları ile ticari ilişki içinde olan bir Ak Parti Yöneticisi, ve FETÖ’nün üst düzey isimlerinin yanında çalışan bir şahıs ile birlikte illegal bir oluşum kuruyor. Ak Parti kurucularını, FETÖ’nün muhaliflerini, FETÖ’nün düşman ilan ettiklerini, CHP’nin muhaliflerini, FETÖ ve CHP ile kavgalı isimleri alt alta yazıyor ve bir liste hazırlıyor.

Üzerine de FETÖCÜ ibaresi ekleyerek, darbenin temel taşları döşeniyor.

Yargı Camiasında CHP ile içli dışlı olduğu bilinen bir Başsavcı Vekili, o da bir liste hazırlıyor.

Üzerine de FETÖCÜ ibaresi ekleyerek, Yargı Darbesi için adım atılıyor.

Bu isimler ve bu isimlerle irtibatlı yüzlerce kişi, yüzbinlerce benzer şekilde isim listesi hazırlıyor.

Hepsi resmi prosedüre sokulup haklarında işlem başlatılıyor.

15 Temmuz Hain Darbe Girişimi olmuş. At izi, it izine karışmış.

Kimse kimseye derdini anlatamıyor!

Soruşturmalar, tutuklamalar, cezaevleri ve uzadıkça uzayan davalar üzerinden Ak Parti  Hükümetine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a halk tabanından sessiz, sedasız tepki oluşturuluyor, 

Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı bu durumu görmüyor.

Ak Parti Hükümeti, Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında bazı reformları hayata geçiriyor ama nafile.

Bu sefer de yargının önü tıkanıyor. Davalar sürüncemede bırakılıyor. Ak Parti kurucuları, FETÖ’nün muhalifleri “masum olduklarını ispat etmeye zorlanıyor.”

Türkiye gündemi, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş davalarıyla oyalanırken, esas Yargı Darbesi Ak Parti Hükümeti'ne ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yapılıyor, kimsenin haberi yok!

Bitti mi?

Bitmedi...

Anket şirketleri Yargı Darbesinin etkilerini gizlemek istercesine, gerçek anket sonuçlarını açıklamıyor.

Açıklasalar, Cumhurbaşkanı  Erdoğan, Nitelikli Yargı Darbesini fark edecek ve oyunu bozacak!

Cumhurbaşkanından gerçekleri gizliyorlar!

Şimdi öyle bir konuma geldi ki, Sayın Cumhurbaşkanı yargı ve ekonomi reformu diyor, darbeciler reformların önünü kesiyor.

Zira reformlar hayata geçirilirse, yargıdaki ve kamudaki darbecilerin oyunu bozulacak!

O nedenle, reformların hayata geçirilmesine, sistemin çalışmasına, mağdur vatandaşların mağduriyetlerinin giderilmesine engel oluyorlar.

Yargıda İrfan Fidan, Boğaziçi Üniversitesi'nde Rektör Bulu gibi isimleri iktidar medyasının içine yerleştirdikleri darbeci,  sözde gazeteciler eliyle Türkiye ve dünya gündemine taşıyarak, kendi yaptıkları darbeyi gizliyorlar.

Türkiye ve dünya tarihinde bir ilk olarak polis üniversitenin kapısına kelepçe takıyor!

Ülkedeki ve yurt dışındaki tüm sinir uçları uyarılıyor!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kurulmuş tuzağı fark etmiyor!

Basit, normal, kendi kendine gelişen bir olay diye düşünüyor!

Halbuki bu süreç,  bürokrasi üzerinden kurgulanan “Nitelikli Darbe'nin” hayata geçirilmesi.

Başka bir şey değil!

Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, İrfan Fidan, Melih Bulu, Can Dündar, Amerikalı bir papaz ve Evanjelik Presbiteryen Kilisesi üyesi Andrew Craig Brunson, Enis Berberoğlu, Banu Özdemir, Eren Erdem, Alaattin Çakıcı bunların hepsi illüzyon!

Bu isimler üzerinden  kaldırılan toz bulutu ile yargı darbesinin üzeri örtülüyor!

Bu isimler üzerinden gündem karartılıyor.

Bu isimler üzerinden Nitelikli Darbe gizleniyor.

Boğaziçi olayını küçümsemeyin. Protestolar İzmir ve Ankara'dan sonra tüm Anadolu'ya yayılıyor.

Yarın tüm yurda yayılacak!

Türkiye, 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi günlerindeki Türkiye değil!

Türk Milleti, bu darbe için hazırlandı. Adliyelerde suçsuz olarak yargılandı, cezaevlerinde yatırıldı. Ak Parti'ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a düşman hale getirildi.

Şimdi de o halkın arasına, Boğaziçi Üniversitesi protestocularını salıyorlar.

Ülkeyi ateşe vermek için  hazırlanıyorlar.

Uzun sözün kısası, Ak Parti Hükümetine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik hazırlanan darbe planı son aşamaya geldi.

*

Daha ne yazayım?

Artık uyansanız diyorum!

YUSUF İNAN / ŞEHİTLER ÖLMEZ

www.sehitlerolmez.com

Twitter@Yusufinan2023

İnstagramyusufinan2023

E-Mail: [email protected]