Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu YASED United’ın konuğu oldu

‘Önlemler tedarik zincirine zarar vermiyor’

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu YASED United’ın konuğu oldu


Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) online etkinlik serisi YASED United toplantıları devam ediyor. T.C Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve YASED ev sahipliğinde gerçekleştirilen yeni toplantısının konuğu Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu ve McKinsey & Company Partner’lerinden Dr. Knut Alicke oldu. Web seminerinde konuşan Dağlıoğlu, Covid-19’a karşı alınan önlemlerin tedarik zincirine zarar vermediğini belirtti. Dağlıoğlu, Türkiye’nin özel teşvikler yoluyla katma değeri yüksek üretimi desteklediğini ve bu sayede Türk imalat sektörünün son 15 yılda 40 milyar dolar civarında doğrudan yabancı yatırım çektiğini söyledi.

Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) üye ve paydaşlarının COVID-19 ile mücadelede düzenli bilgi ve deneyim paylaşımı için başlattığı ve bugüne kadar 12 kez gerçekleştirilen online etkinlik serisi YASED United toplantıları devam ediyor. T.C Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) ev sahipliğinde gerçekleştirilen YASED United’ın yeni toplantısının konuğu Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu ve McKinsey & Company Partner’lerinden Dr. Knut Alicke oldu. “Covid-19 Sonrası: Küresel Tedarik Zincirlerinde Dönüşüm” başlıklı etkinlikte, küresel ekonomiyi derinden etkileyen Covid-19 pandemisi sonrasında küresel tedarik zincirlerindeki dönüşüm senaryoları konuşuldu.

‘Önlemler tedarik zincirine zarar vermiyor’

YASED Başkanı Ayşem Sargın ve YASED Genel Sekreteri Serkan Valandova’nın da katıldığı web seminerinde konuşan Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu, “Türkiye’nin pandemi ile mücadeledeki başarısının ardında Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde alınan hedef odaklı önlem ve politikalar bulunmaktadır. Tüm bakanlıklarımız ve kurumlarımız, sorumlulukları dâhilinde süreci başarıyla yönetmektedir. Türkiye bu süreçte gereken her türlü önlemi almış ve almaya da devam etmektedir.Bu tedbirlerin ekonomik faaliyetler ve tedarik zincirini sekteye uğratmayacak seçici ve üretken politikalar olmasına özellikle önem verilmektedir” dedi.

‘Özel teşviklerle katma değerli üretim destekleniyor’

Dünya Bankası'nın ‘2020 Dünya Kalkınma Raporu: Küresel Değer Zincirleri Çağında Kalkınma için Ticaret’ raporuna göre, Türkiye son on yılda değer zincirini yukarı çekerek sınırlı üretimden gelişmiş üretime geçiş sürecinde olduğunu hatırlatan Dağlıoğlu, Türkiye’nin özel teşvikler yoluyla katma değeri yüksek üretimi desteklediğini ve bu sayede Türk imalat sektörünün son 15 yılda 40 milyar dolar civarında doğrudan yabancı yatırım çektiğini söyledi.

Türkiye’nin küresel değer zincirlerine katılımında lojistiğin kilit rol oynadığını belirten Dağlıoğlu, “Bu nedenle Türkiye, son on yedi yılda ulaşım altyapısına önemli yatırımlar yaparak yurt içi ve yurt dışı ulaşım bağlantılarını güçlendirmiştir. Türkiye’nin jeostratejik konumu, uluslararası şirketlerin üretim ve yönetim faaliyetlerini konumlandırmaları için de eşsiz bir fırsat sunmaktadır. Bu yönüyle Türkiye, kaynak ve hedef pazarlara yakın olmak isteyen şirketler için cazip avantajların yanı sıra çok sayıda bölgesel pazara da kolay ve verimli erişim imkânı sunmaktadır. T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak tedarik zincirlerini çeşitlendirme arayışındaki çok uluslu şirketler için kapılarımızın ardına kadar açık” diye konuştu.

‘Kurumlar tedarik zincirine esneklik kazandırıyor’

Etkinlikte konuşan McKinsey & Company Partner’lerinden Dr. Knut Alicke de, Covid-19 salgının derin ekonomik şoklara neden olarak tüm sektörleri etkilediğini kaydetti. Bu krizin tedarik zinciri planlamasında birçok yeni zorluk oluşturduğunu anlatan Alicke, “Örneğin, pandemi geleneksel teknikleri etkisiz hale getirdi. Çünkü bu teknikler ileriye dönük dış verilere değil, bir şirketin geçmiş satış verilerine dayanıyordu. Diğer yandan, talep ve tedarik şokları, tedarik zincirinde kamçı etkisi yaratabilir. Sonuç olarak, kesintili geçişler ve tedarik zincirinin iyileşmesinin ardında bir ‘yeni normal’ görmeye başlayabiliriz. Beklemek yerine, kurumlar şimdiden tedarik zincirlerine esneklik kazandırmaya başlayabilirler” ifadelerini kullandı.

‘Tedarik zincirlerinde dijitalleşme artacak’

Tedarik zincirinin dönüşümünü anlamak için tedarik zinciri liderleri ile bir araştırma gerçekleştirdiklerini söyleyen Dr. Knut Alicke, Covid-19’un sanayinin geleceğini değiştirebileceğine dikkat çekti. Araştırmaya katılanların yüzde 75’inin üretim ve dağıtım ayak izi ile ilgili sorunlarla karşılaştığını anlatan Alicke, şunları aktardı: “Katılımcıların yüzde 85'i yetersiz dijital teknolojilerle mücadele ettiğini ettiğini belirtiyor. Araştırmaya göre; post-pandemi dünyası için temel olarak, tedarik zincirindeki esnekliği artırmak (yüzde 93), tedarik zinciri planlamasını bölgeselleştirmek, tedarik ve operasyon planlamalarını sıklaştırmak, gelişmiş analitik uygulamaları kullanmak (yüzde 54) ve şirket içinde dijital tedarik zinciri yeteneklerini artırmak (yüzde 90) planlanıyor.”

‘Yatırım Strateji Belgesi çalışmaları hızlanmalı’

Covid-19 salgınının küresel makroekonomik performansı önemli ölçüde etkilediğini belirten YASED Başkanı Ayşem Sargın, salgının ülkeleri ve şirketleri hazırlıksız yakaladığını anlattı. Dünya Ticaret Örgütü’nün 2020 yılında ticaret hacminde yüzde 13- 32 arasında düşüş beklediğini hatırlatan Sargın, “Uluslararası Doğrudan Yatırımlar (UDY) son yıllarda zaten azalmıştı. UNCTAD, 2020 yılında UDY’de yüzde 40’lık düşüş yaşanacağını tahmin ediyor. Şimdi yatırım rekabeti daha da önemli olacaktır. Bu nedenle Yatırım Stratejisi Belgesi çalışmalarını hızlandırmak büyük önem taşımaktadır” dedi.

‘Üretim başarısında tedarik zincirine bağlıyız’

Global şirketler olarak hem içinde olunan süreci yönetmeye hem de yeni dünya düzeninde yer edinmeye çalıştıklarını belirten Sargın, bunun şu anda büyük bir zorluk olduğunu kaydetti. Tüm planlarını tedarik zincirlerine göre yaptıklarını ifade eden Sargın, “Eğer tedarik zincirindeki partnerlerimiz süreci iyi yönetiyorsa, biz de global şirketler olarak kendi üretim sürecimizi iyi yürütüyoruz. Eğer onlar başarısız olursa, biz de başarısız oluyoruz. Tedarik zincirine bu kadar bağlıyız” diye konuştu.

Küresel tedarik zinciri için Türkiye’nin sağlam temellere sahip olduğunu anlatan Sargın, şöyle devam etti: “Türkiye önemli bir lojistik avantajına sahip. Endüstrisini geliştirdi. Nitelikli işgücü açısından önemli bir potansiyele sahip. Bu nedenle, Türkiye için pek çok olanak var. Öte yandan, endüstrinin detaylı bir değerlendirmesinin yapılması gerekiyor. Endüstrimiz daha fazla yüke hazır mı? Çünkü tüm global şirketler pek çok kriteri göz önünde bulunduruyorlar. Bu konudaki gelişimimiz gerçekten çok önemli. Covid-19 sonrasındaki süreçten ne kadar faydalanabileceğimizin belirleyici faktörü bu olacak. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi de iyi bir tedarik zinciri organizasyonu ve global tedarik zincirinden daha fazla pay almak için nelere ihtiyaç olduğunu biliyor.”