'Damgalanma' korkusu yaşayan polisler psikolojik sorunlarını gizliyor

Polis intiharlarına dair iddia

'Damgalanma' korkusu yaşayan polisler psikolojik sorunlarını gizliyor


Polis intiharlarına dair iddia: 'Damgalanma' korkusu yaşayan polisler psikolojik sorunlarını gizliyor

1 Ocak’tan beri 12 emniyet mensubu intihar etti. Türkiye’deki en yüksek intihar oranına sahip meslek grupları arasında olan polislerin meslek içinde damgalanma korkusundan dolayı psikolojik rahatsızlıklarını gizledikleri öne sürüldü

2 Ocak 2020: Ankara Gölbaşı’nda Siber Suçlarla Mücadele Bürosu’nda görevli olan Taner K. adlı polis memuru intihar ederek yaşamına son verdi. İntihar nedeni medyada “Kız meselesi” olarak duyuruldu.

4 Ocak 2020: Bor İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Amirliğinde görevli 33 yaşındaki polis memuru Süleyman Y. (33), Fatih Mahallesi’ndeki evinde beylik silahı ile intihar etti.

15 Ocak 2020: İzmir Çeşme’de görev yapan 2.5 yıllık polis memuru Muhammed Emin K. evinde silahıyla kendisini vurarak intihar etti.

Genç polis memurunun amiri tarafından hırsızlıkla suçlanması ve mobbing yüzünden bunalıma girmesi üzerine yaşamına son verdiğini iddia eden ailesi şikayetçi oldu.

17 Ocak 2020: Muş’ta görev yapan Ş.K. adlı polis memuru yıllık izin için geldiği memleketi Kırıkkale'de telefonla konuştuktan sonra herkesin gözü önünde silahıyla intihar etti.

Ş.K.’nin intihar etmeden önce telefonunu şarz etmek için girdiği bir akaryakıt isyasyonunda görevlilerle şakalaşarak kimlik sorduğu anlara dair görüntüler güvenlik kamerasına takıldı.

29 Ocak 2020: Balıkesir’de yaşayan ancak Trabzon’a tayini çıkan 4. Sınıf Emniyet Müdürü Serkan K., intihar ederek yaşamına son verdi.

8 Şubat 2020: Kocaeli’nde Cinayet Büro Amirliği’nde görevli olan 44 yaşındaki Hakan Mumcu, yalnız  yaşadığı evde beylik silahıyla başına tek el sıkarak intihar etti.

Bu isimler 1 Ocak 2020 tarihinden beri intihar eden 8 polis memuru, 1 emniyet müdürü, 1 bekçi, 2 emekli polisten sadece bazıları.

10 yılda 650 intihar

Emniyet teşkilatı Türkiye’de intihar oranları en yüksek meslek gruplarının başında geliyor.

Emniyet-Sen'in raporuna göre sadece 1996 - 2016 yılları arasında Türkiye'de 650 emniyet mensubu intihar etti.

Son verileri istediğimiz İçişleri Bakanlığı’ndan intiharlara dair rakamların paylaşılamadığı gerekçesiyle bilgi alamadık.

Ancak internette bile küçük bir arama yapıldığında polis intiharlarına dair son yıllarda onlarca intihar haberinin olduğu gözlerden kaçmıyor.

Peki emniyet mensupları arasında intihar vakaları neden yaygın görülüyor.

adilserdarsaçan.jpg

İstanbul eski Organize Suçlar Müdürü Adil Serdar Saçan / Fotoğraf: Twitter@AdilSerdars

 

“FETÖ soruşturmalarıyla oluşan açık iş yoğunluğunu arttırdı”

Bir dönem İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürü olarak görev yapan Avukat Adil Serdar Saçan, geçmişte daha az intiharın olduğuna dikkat çekti.

FETÖ soruşturmaları sürecinde açığa almalardan dolayı oluşan personel açığı oluştuğunu belirten Saçan, “Tabi açık yeni alımlarla kapatıldı. Ancak bu süreçte özellikle büyükşehirlerde iş yoğunluğunun, çalışma şartlarının ağırlaştığı görülüyor. Buna bir de ekonomik koşulların zorlaşması eklenince bunalanlar olabiliyor” dedi.

“TSK’da rehabilitasyon merkezleri var Emniyet’te yok”

Çözümün rehabilitasyondan geçtiğini söyleyen Saçan, şöyle konuştu:

TSK bünyesinde rehabilitasyon merkezleri var. Emniyet’te yok. Bir ara yapmaya çalıştılar ama olmadı. Sıkıntı yaşayan personelin rehabilite edilmesi, psikolojik destek verilmesi lazım. Görev yaptığımız dönemde Doğu’da çok çatışmalar oluyordu. Bu bölgeden gelen Özel Harekat mensupları bir rehabilitasyondan geçiyordu. GATA’da da asker için vardı benzer bir uygulama. Polis Moral Merkezleri’nin kuruluş amaçları da buydu.

“Tedaviye gitmeyi kişinin insiyatifine bırakmayacaksın”            

Sorun yaşayan polislerin bunun sicillerine işleneceği korkusuyla destek istemedikleri iddiasıyla alakalı olarak da Saçan, şöyle dedi:

Bunu kişinin insiyatifine bırakmayacaksın. Sıralı amiri takip ederek sorun yaşadığını düşündüğü personelini rehabilitasyona gönderecek. Ayrıca bir yönetmelik değişikliğine giderek rehabilitasyona gitmenin kişinin görevlerini ve atamasını asla etkilemeyeceğini açık bir şekilde yazarak bunu kanuni güvenceye alacaksın. Türkiye’de maalesef halen psikoloğa, psikiyatriste gideni ‘Deli’ olarak gören yanlış bir anlayış var. Önce bu anlayışı yenmeliyiz. Sorunun çözümü için bu konunun da düzenlenmesi lazım. 

ayhan akcan.jpg

Psikiyatrist Ayhan Akcan / Fotoğraf: Umut Vakfı

 

“En çok intihar soruşturma süreçlerinde oluyor”

Aynı zamanda bireysel silahlanmaya karşı mücadele eden Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi olan Uzman Psikiyatrist Doktor Ayhan Akcan, polislerin dünya genelinde de en yüksek oranda intihar eden meslek grubu olduğunu belirterek sözlerini şöyle devam ettirdi:

İntiharlarda ölüm oranının yüksek olmasının en önemli sebebi silahın ellerinin altında olması. İntiharları tetikleyen nedenlere gelirsek stresli ve ucu açık bir meslek. Mesai kavramı yok. Bir de sorunlu bir alanda oldukları için çok çabuk soruşturmaya uğrayabiliyorlar veya olaya taraf olabiliyorlar. İki durum da intihar riskini tetikliyor.

İntiharlar çoğunlukla sabah saatlerinde

İntiharların genellikle soruşturma süreçlerinde ve sabah saatlerinde olduğunu belirten Akcan, “Sabah saatlerinde sorgulama artıyor. İntihara niyetlenen görevli iki üç gün öncesinden belirtisini veriyor. Sessizleşiyor. Varsa borçlarını ödüyor. Eşini çocuklarını kayınvalidesi gibi bir akrabasının yanına gönderiyor.”

“Sorguculuk, kuşkuculuk evlilikleri sıkıntılı hale geliyor”

Polislerde evlilik sorunlarının fazla olduğunu iddia eden Akcan bunun bir nedeninin meslek nedeniyle süreç içerisinde daha şüpheci ve sorgulayıcı hale gelmelerinden kaynaklandığını söyledi.

“İçine kapalı topluluk”

Polislerin kendi içinde kapalı bir topluluk olduğunu söyleyen Akcan, “Kendilerini saklama eylemi var polislerin. Oturduğu semtte bile kendisinin polis olduğunu söylemiyor. Sorunlarını anlatmaya açık değiller. Meslekleri de bunu örtüyor” dedi.

“Damgalanmaktan çekiniyorlar”

Akcan, son yıllardaki FETÖ soruşturmalarının teşkilat içindeki stresi yükseltmiş olabileceğini iddia ederek çarpıcı bir iddiada bulundu:

Psikolojik tedavi görenlerin damgalanmasından çekiniyorlar. Tedavi görürsem silahla görev yapabilir miyim? Görevden el çektirilir miyim? gibi endişelerle tedaviden kaçınıyorlar.

“Emniyet bünyesinde birim kurulması lazım”

Akcan, intiharların önüne geçilmesi için tedaviye ihtiyacı olan polisler için Emniyet bünyesinde bir birim kurulması gerektiğini, psikolojik tedavi görenlerin mesleki olarak güvenceye alınmaları gerektiğini belirterek ayrıca evlilikten ve sosyal yaşamdan kaynaklanan sorunları varsa silahlarının büroda bırakılmasının sağlanması gerektiğini de söyledi.

mustafapolis.jpg

Emekli Polis Mustafa Bayram / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

“İntiharlar hep vardı duyarlılık son yıllarda oluştu”

Uzun yıllar boyunca İstanbul Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği’nde çalışıp buradan emekli olan Mustafa Bayram, emniyet teşkilatında geçmişten beri intiharların görüldüğünü ancak tıpkı kadına şiddet olayları gibi son yıllarda bu konuda bir duyarlılık oluştuğunu söyledi.

Bayram da mesailerin uzunluğundan ve ekonomik sıkıntılardan kaynaklanan sorunlara dikkat çektikten sonra şu önemli tespiti yaptı:

“Büyükşehirlerdeki polislerin altı ayda bir psikoloğa gitmesi lazım”

Özellikle metropol şehirde görev yapan psikologların altı ayda bir psikoloğa gitmesi lazım. Giden var mı? Hayır. Çünkü gitsen adamın yazacağı ilaçlar senin silah kullanmana engel olabilir. Bu sefer mesleğini yapamıyorsun. Psikoloğa gittiğinde hemen tam teşekküllü hastaneye sevkedilme durumun var. Ne oluyor adam psikolojisi bozuk halde işe gidip geliyor. Oysa yaşadığı sıkıntının durumuna göre silahını almadan ya da tam teşekküllü hastaneye gitmeden tedavi olabilir.  Gerekiyorsa ilaç kullanıyorsa o günlerde izinli sayılsın. Ondan sonra yine işinin başına dönsün.

“Polis ötekileştiriliyor”

“Polisi ihraç etmeyle, açığa almaya tehdit eder gibi yaparsan adam bu sefer tedaviye gitmiyor. Ya kendini tedavi etmeye çalıyor ya özele gitmeye çalışıyor” diyen Bayram, polislerin depresyona girmesinde toplum içinde ötekileştirilmesinin de etkili olduğunu şöyle iddia etti:

Bir olay olur herkes polisi eleştirir. Kimseye yaranamıyorlar. Mesleğe yeni alınan gençler de sivil hayattan polisliğe adapte olmakta zorluk çekiyor.

 

“Sevgilisinden, amirinden intikam duygusuyla canından vazgeçebiliyor”

Halen Emniyet’te görevli olduğu için adını veremeyen üst düzey bir polis yetkilisi ise Independent Türkçe’ye polis intiharlarıyla ilgili önemli tespitlerde bulundu.

Polislerimizin intihar etmedeki sebeplerden bir tanesi baş etme becerilerini geliştirmemiş olması ve silaha yakın olmaları bu durumu arttıran sebepler arasında” diyen yetkili sözlerini şöyle sürdürdü:

Bunun yanısıra polislerimiz de intihar edenlerin çoğunda intikam alma duygusu yani birilerini cezalandırmak duygusu ön plana çıkmaktadır. Bazen ayrıldığı sevgilisinden bazen ailesi içerisindeki yaşadığı problemlerden bazen ve işyerindeki amirleri veya arkadaşlarıyla yaşadığı sorunlardan dolayı onları cezalandırmak için kendinden vazgeçebiliyor.

“Üniversite mezunu polislere emir almak zor geliyor”

Yetkili, göreve yeni başlayan polislerin kimi zaman değersizlik hissi yaşayabildiğini iddia ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

Polislerimizin çoğunun üniversite mezunu ve ortalama 27-28 yaşlarında olduklarını düşünürsek emir altına girdiklerinde sorgulama veya onlara karşı yapılan hakaretler fazlasıyla onları üzmekte. Bu da maalesef bu mesleğin içerisindeki hiyerarşide yer almaktadır. Polislerimiz ile ilgili amirleri ile yaşanan sıkıntılar çok fazla dikkate alınmamakta bunu en üst rütbeden en alt rütbeliye kadar herkes bilmekte lakin çözüm olarak hala daha hiç kimse elini taşın altına sokmaktadır.

“İzin konusunda keyfi davranan amirler var”

Emniyet içerisindeki mesai saatlerinin fazlalığını dikkat çeken ve çalışanlara izin konusunda kimi amirlerin keyfi davrandığını öne süren yetkili, “Yani amir isterse izne çıkar istemezse çıkamaz. Buraya özellikle dikkat çekmek istiyorum. Bazen amirlerin benimsediği felsefe şu, ben yaptım oldu” diye konuştu.

 

"Polisler borç yüzünden intihar ediyor denip konu kapatılıyor"

Emniyet’in bu konuları görüşmek için yaptığı çalıştaylarda kurum içindeki psikologları toplayıp bilgi alışverişinde bulunduğunu kaydeden yetkili, “Lakin şu ana kadar yapılan çalıştaylardaki psikologların anlattığı ya da söylediği şeyler dikkate alınmayarak, ‘Polisler borcu yüzünden intihar ediliyor’ denilerek konu kapatılmıştır” diye konuştu.

“Emniyet’teki psikologların etkisi yok”

Yetkiliye göre bugünkü şartlarda emniyet içerisindeki görevli psikologların da bir etkisi yok.

"Olayın bir diğer can alıcı tarafı ise emniyet bünyesinde çalışan psikologların hiçbir etkisinin bulunmaması sadece hastaneye sevk etme yetkisine sahip olmaları. Bu da memura adeta ceza gibi gelmekte yönetimsel anlamda ya da yapılması gereken yer değişiklikleri gibi konularda psikologların öneri tavsiyeleri dikkate alınmamaktadır” diye konuşan yetkili iddialarını şöyle sürdürdü:

psikolog.jpeg

Emniyet içerisinde psikologların yetkilerinin kısıtlandığı iddia edildi / Fotoğraf: Twitter

 

“Yeni düzenleme ile psikologların önü tıkandı”

Hele ki son dönemde emniyet içerisinde çalışan psikologlar önceden Sağlık Daire Başkanlığı adı altında makama bağlı bir birim olarak çalışırken şimdi Sosyal Hizmetler ve Sağlık Daire Başkanlığı olarak birleştirilip illerde daha önce direk il müdürüyle temas grup sorunları çözmekle uğraşırken şimdi komiser yardımcısına psikolog sorunları iletmek zorunda. Komiser yardımcısı da hiçbir zaman bu problemleri alıp tepeye çıkaramaz yani korkar. Ve korkmak zorundadır. Çünkü üstlerini ezip tepeye bilgi veremez. Yani kısacası emniyet bünyesinde personelini rahatlatmak ve psikolojik açıdan destek vermesi amacıyla psikolog çalıştırmakta ama psikologların önü şu an ciddi anlamda tıkanmış durumda çünkü hiçbir yetkisi karar verme ya da tavsiye niteliğinde uygulama yapamamak da yaptırılmaktadır. Sadece görüntüden ibaret kalın var da eğitim vermenin dışında hiçbir iş yapamamaktadır.

 

“Çözüm yolu polise değer verilmesi ve değerlilik hissinin aşılanması”

Bu yıl daha şimdiden 10’dan fazla intiharın olduğunu geçtiğimiz yıllarda ortalama her yıl 56’ya yakın intiharın olduğunu söyleyen yetkili, intiharları önlemek için en başta polise değer verilmesi ve polise değerlilik hissinin onlara da aşılması gerektiğini söyledi.

“Emniyetin içindeki iç barışın sağlanması gerekir”

Yetkili bir diğer çözüm yolunun da emniyet içinde iç huzurun ve barışın sağlanması olduğunu söyleyerek, “ Çünkü hiç kimse birbiriyle barışık değil. Amirler ve memurlar arasında ciddi anlamda uçurum oluşmakta. Üst rütbeli müdürler ve bazı narsisizme yenilmiş yöneticiler burada personeli ne kadar sıkarsan o kadar rahat edersin mantığıyla gitmekte. Bunlara bir dur denmesi gerekiyor” dedi.

Polislerin yüzde 75’i mesleğin psikolojilerini tahrip ettiğini öne sürdü

Polis intiharlarıyla ilgili olarak 2015 yılında Kamu Denetçileri Kurumu’nca hazırlanan raporda önemli tespitlere yer verilmişti.

8 ilde 800 polis üzerinde yapılan araştırmaya da yer verilen ve İçişleri Bakanlığı’na sunulan raporda şu tespitlere yer verilmişti.

Polislerin yüzde 75'i mesleklerinin psikolojik yapılarını tahrip ettiğini söylediği, yüzde 74'ünün ise mesleklerinin aile yaşamlarına olumsuz etki ettiğine, yüzde 40'ının ise toplum içinde mesleklerinin saygınlığının kalmadığına inandığını söylediği belirtilmişti.

Raporda sadece 2009-2013 arasında 2 bin 323 polis ruh hastalıkları nedeniyle tedavi gördü. 360 polis ruh hastalığı nedeniyle sınıf değiştirdi. 5 polis ise ruh hastalığı nedeniyle emekli edildiği kaydedilirken, Türkiye'de ortalama yaşam süresi 73.8 iken polislerde bu sürenin 55'e kadar gerilediği tespit edilmişti.

 

Çalışma süresi sekiz saati geçmesin

Başdenetçi Nihat Ömeroğlu, Başbakanlık ile İçişleri ve Maliye bakanlıklarına tavsiyede bulunulmasına karar vererek şu önerilerde bulunmuştu:

Polise, haftalık çalışma saatini aşan ek görevlendirmeler için fazla mesai ödensin.

Polisin kesintisiz çalışma süresi 8 saati geçmesin.

Güvenlik zafiyeti oluşturmayacak ve sivil memur eliyle yürütülmesinde sakınca bulunmayan büro işlerinden polisler alınsın.

Polislik, doğası gereği memurun ruh halini etkileme potansiyeli yüksek olan bir meslek ve çabuk yıpranıyorlar. Bu nedenle polislere ihtiyaç duydukları psikolojik destek ve rehberlik mekanizmaları daha etkin kullanılsın.

Emniyet teşkilatı mensuplarının çalışma ile dinlenme saatleri ve şekilleriyle ilgili yeni bir yasal düzenleme yapılsın.

Ali Kemal Erdem   / The Independentturkish