Davutoğlu: İttifak bloku yeni baştan yapılanmalı
İLAHİYATÇILARIN FAİZ FETVASINDA ZİHİNSEL BİR ÇÜRÜME GÖRDÜM
Davutoğlu: İttifak bloku yeni baştan yapılanmalı
Karar TV’de konuşan Davutoğlu, muhalefet liderleriyle yaptığı görüşmelerde gündeme gelen ‘yeni ittifakı’ anlattı. “Var olan yapılara katılmamız bekleniyor, bunu kabul etmiyoruz” diyen Gelecek Partisi lideri ‘yeniden yapılanma’ vurgusuyla iş birliği mesajı verdi: Türkiye’nin altı partinin de içinde olduğu geniş tabanlı ittifak oluşturmaya ihtiyacı var. Öyle bir zemin oluşturmalıyız ki İzmir’de bir araya gelmeliyiz, Konya’da, Diyarbakır’da hitap etmeliyiz.
YEŞİM GÖKÇE
İktidar partisini sandıkta yeneceğiz, tabana yenilgiyi tattırmayacağız. Kitleler ‘Biz sahipsiz kaldık rövanş geliyor’ kanaatine sahip olmayacaklar. Endişeli muhafazakarların garantörü biziz. Erdoğan’ın sürekli hatırlattığı ‘kazanımlarımızı kaybederiz’ korkusunu yok etmek lazım.
İLAHİYATÇILARIN FAİZ FETVASINDA ZİHİNSEL BİR ÇÜRÜME GÖRDÜM
Hazine garantili dövize endeksli mevduat başlayınca ilahiyatçıların verdiği tepkiler beni üzdü. Zihinsel bir çürüme gördüm. Hepsi bilir ki bu örtülü faizdir. Bazı hocaları aradım. Bu hibe olamaz. Oran tespit ediliyor, kimin kesesinden veriliyor, 85 milyonun hazinesinden. Hepsi ‘haklısınız’ diyor.
Beştepe’dekilerin çok azının muhafazakâr geçmişi bulunuyor. Maocular, Sorosçular var. Bir sandık koysanız AK Parti’nin oy oranı yüzde 20’yi bulmaz. Büyük rantlar elde eden şirketler önceki iktidarlar döneminde de aynı rantları elde etti, AK Parti gittikten sonra da elde etmeye çalışacak.
‘ERDOĞAN GİTSİN SONRA BAKARIZ’ ANLAYIŞINI DOĞRU BULMUYORUM
Devlet mimarisini bütünüyle inşa etme sorumluluğumuz var. ‘Erdoğan gitsin sonra bakarız’ı doğru görmüyorum. Mesele bir kişi değişimi değil. Adayın nitelikleri ve çalışma prensiplerinde mutabık kalınmalı. Aday bu şekilde belirlenmeli. Birinci tercihim tek aday ama çok aday dünyanın sonu değil.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, KARAR TV’de Elif Çakır ve Taha Akyol ile ‘Gündem Özel’ programında gündemi değerlendirdi.
Gelecek Partisi lider Davutoğlu şunları söyledi:
“Türkiye’deki bu siyasi öngörülmezliği aşabilmek için hepimizin üzerine görevler düşüyor. Bunları konuşuyor ve tartışıyoruz. Son bir haftadır sayın Akşener ve Kılıçdaroğlu ile yaptığımız görüşmelerde bir ülkenin önünü açacak bir siyasi iklimin oluşmasını nasıl sağlayabiliriz? Mesele Türkiye’de bir kişi değişimi değil. Türkiye’nin biriken sorunlarını aşabilecek bir görüşmeyi nasıl sağlayabiliriz? Bütün bu süreçteki en önemli şey güven unsuru. Son görüşmelerimizde bu güvenin gittikçe derinleştiğini birbirimizi daha iyi anlayabileceğimizi görüyorum.
ÇOĞULCU BİR ZEMİN OLUŞTURABİLİRİZ: Yaptığımız görüşmelerde bir seçim kazanmaya yönelik değil, Tayyip Erdoğan gitsin kim gelirse gelsin anlayışı değil, bir parti meselesi değil. Öyle bir zemin oluşturmalıyız ki İzmir Karşıyaka’da da bir araya gelmeliyiz, aynı şekilde Konya’da, Diyarbakır’da da hitap etmeliyiz. Hep beraber bunu yapacağız. ‘Erdoğan gitsin sonra bakarız’ı doğru görmüyorum. Devlet mimarisini bütünüyle inşa etme sorumluluğumuz var.
Bu zemini kurarsak Türkiye’de çoğulcu bir zemin oluştururuz. Muhafazakar tabanın dönüşüme ikna edildiği yerlerde Türkiye dönüşümü yaşadı. Genç muhafazakar kesim ikna olduğunda statükoyu değiştiriyor. CHP’nin kendi tabanıyla ilgili meydan okumaları var. Buna karşı bizim liderler düzeyinde yol kazası olmaması için birbirimizi anlamamız gerekiyor. Önümüzde seçimlere kadar doğru bir yöntem benimsenmezse seçimlerden sonra kim cumhurbaşkanı olursa olsun kaosla karşılaşır.
SELÇUK ÖZDAĞ’A YAPILAN SORUŞTURMA: Elif Çakır’ın “Erdoğan gitsin de ne olursa olsun endişesini neye bakarak söylüyorsunuz” sorusuna “Topluma bakarak söylüyorum. Bu seçimin bir kazananı olacak. Kazanan taraf siyaset alanında kalsın. Toplumsal alanda kimse kazandık, kaybettik demesin. Gelecek Partisi olarak bugün bir sürprizle uyandık. Selçuk Beye soruşturma açıldı. Selçuk Beye fiili saldırı oldu, sonra saldıran failler serbest bırakılıp ödüllendirildi.
Öyle bir ortam oluşturmak isteniyor ki siyasetçiler soruşturma açılır düşüncesiyle fikir beyan edemez hale gelsinler. Sayın Erdoğan’ın açıklamalarına bakın, ‘Sonuna kadar kovalayacağız’ diyor. Kimi nereye kovalıyorsun? İstenen şu; toplum gerilerek seçime gidilsin. AK Parti ve MHP’nin etkilendiği kitleler olumsuz düşüncelerle 28 Şubat geri gelebilir, 15 Temmuz geri gelebilir gibi düşüncelerle onlara destek versinler isteniyor. Hikmetli bir yaklaşımla biz buna karşı olamayız. Muhafazakar kitledeki kazanımlarımızı kaybederiz korkusunu, Erdoğan’ın hatırlattığı bu korkuyu yok etmek lazım.”
BEN BURADAYIM HESAP VERMEYE HAZIRIM: Davutoğlu, Elif Çakır’ın “Muhafazakar kesimin endişeleri de gündemde. Bugün Ahmet Şık’ın endişeli muhafazakarlar yok, imtiyazlı muhafazakarlar var. Herkes o dönemin içerisindeydi şimdi yargılanmamak için endişeliyiz diyorlar. Siz ne düşünüyorsunuz?” sorusuna şöyle cevap verdi:
“Bir başbakan makamını terk ederken hesap veremeyeceği bir durum varsa terk edemez. Ben buradayım hesap vermeye hazırım. Bizim bir hesaptan korktuğumuz yok. Böyle bir endişemiz yok. Korkmuş olsam başka işlerle uğraşırdım.”
BEŞTEPE’DE AK PARTİ’NİN OYU YÜZDE 20’Yİ BULMAZ: Bugün Beştepe’de çok azının muhafazakar geçmişi var, maocular, ateistler var, sorosçular var. Beştepe’ye bir sandık koysanız AK Parti’nin oy oranı yüzde 20’yi bulmaz. Bunların çoğunun muhafazakarlıkla ilgisi yok. Aralarında muhafazakar olan çok azdır. Sayın Cumhurbaşkanı sorosçular diye başkalarını itham etti, baksın en yakınlarına. Burada imtiyazlı otoriterler var. Bunlara karşı demokrat kimlikle bir araya gelmek zorundayız. 2 tür endişeli muhafazakar var. Birincisi bu iktidardan rahatsız olan, temsil sorunu yaşayanlar var. Bunlar gençler. Doğru bir endişe bu. İkincisi ise hala iktidarı destekliyor olabilir ama rövanşiz bir tavra muhatap olacak ve kazanımlarını kaybedecek olan muhafazakarlar var.
ÖCALAN’I SİYASİ BİR AKTÖR YAPIYOR: Ahmet Davutoğlu, Çakır’ın “Selahattin Demirtaş’la alakalı Erdoğan’ın ‘Sen hesabı İmralı’ya vereceksin’ açıklaması” ile ilgili sorusuna, şu cevabı verdi: “Herhalde hiç izan kalmadı. Bilinçaltını yansıtıyor. Muhtemelen ona böyle söylendi ya HDP’yi kapatalım, nasılsa Öcalan elimizde. O Demirtaş’a talimat verir ve Kürt seçmeni yönetebiliriz. Ya da Demirtaş’ı dize getiririz. Bu iki tarafta cezaevinde. Erdoğan meşru siyaset alanını daraltırken illegal paralel bir siyaset alanı oluşturuyor. 2019’dan ders almamış. Şimdi Öcalan’ı siyasi bir aktör yapıyor.
ANKET MANİPÜLASYONLARI: Biz Gelecek Partisi olarak, Türkiye’de en saygın anket formunu göstereceğim. Türkiye’yi kimin yönetmesini istersiniz? Ali Babacan, Mansur Yavaş, Demirtaş, Ekrem İmamoğlu, Recep Tayyip Erdoğan, Muharrem İnce ve hiçbiri. Herkes var bir tek Ahmet Davutoğlu yok. Bunlarla görüşüyorum. Bana diyorlar ki 13 kişiye soruyoruz 1 kişi cevap veriyor. Size yakın olanlar görüş beyan etmeye korkuyor. Bu çok sık rastladığımız bir şey. Bu yolla bu ülkeye siyasi bir değişimi manipüle edemezsiniz. Biz halkın içindeyiz. Önümüzdeki gerçek anket halkın seçimleriyle çıkacak. Cumhurbaşkanı adayının nitelikleri ve çalışma prensiplerinde mutabık kalınmalı. Aday bu şekilde belirlenmeli. Birinci tercihim tek aday ama çok aday da dünyanın sonu değil. Seçimin olacağını dönem geldiğinde bakılır.
MUHAFAZAKARLAR DÖNÜŞÜM İÇİN İKNA EDİLMELİ
Hazine garantili dövize endeksli mevduat başlayınca, ilahiyatçıların verdiği tepkiler beni üzdü. Zihinsel bir çürüme gördüm burada. Hepsi bilir ki bu örtülü faizdir. Yüzde 14 diye ilan edilen faiz yüzde 25’e çıkarılıyor. Bu hibe olamaz. Beytül-maldan veriliyor. Fitneden daha kötü olan şey adaletsizliktir, kul hakkının yok edilmesidir. Bütün bir camiayı maalesef güç ve odaklı bir zemin şekillendiriyor. Muhafazakar kesim siyasal dönüşüme ikna edilmeden de büyük dönüşümler gerçekleşemez.
İktidar partisini sandıkta yeneceğiz o kesimi destekleyen kitleler AK Partili MHP’li kitleler, ‘Biz sahipsiz kaldık şimdi rövanş geliyor’ kanaatine sahip olmayacaklar. O endişeli muhafazakarların da garantörü biziz. Tabanlarda bir CHP alerjisi var. Tek parti döneminin CHP’si, 28 Şubat’ın CHP’si. Sayın Erdoğan’ın bu konudaki politikası iki yüzlülüktür. Kim kimlerle beraber dediğimizde yanındakileri sayalım.
Bahçeli, baş örtü yasağını meşrulaştırdı. Doğu Perinçek, bütün dini değerlere itiraz etti. Ezanın Türkçe okunması gerektiğini söyledi. 28 Şubat’ın perde gerisindeki aktörlerin çoğu bugün Erdoğan’la beraber. Erdoğan’ın otoriterliği bunlardan besleniyor. Kendisi her şeyi yapmaya hakkına sahip, Öcalan’dan mektup getirip seçimi kazanma hakkına sahip ama HDP ile kimse görüşemez.
Öcalan’a doğrudan çiçek sunan Perinçek’e ne zaman soruşturma başlatacaksınız? Kendi yaptıklarında siyasetin gereği oluyor, başkaları yaptığında siyaset karşıtı oluyor. Hangi açıdan bakarsanız bakın, her gün bir mağdur bizim partiyi ziyaret ediyor. KHK, EYT mağdurları... Eskiden yoksulluk kırsal kesime has bir şey gibi görülürdü. Şimdi orta sınıf yoksullaşıyor. Sosyal travma artıyor.
KARAR