Davutoğlu: “Otoriterleşmeyle Yolsuzluk ve Yozlaşma Geliyor”
Muhalefet bugün de fikir birliği görüntüsü verdi
Muhalefet bugün de fikir birliği görüntüsü verdi
Bu arada Ankara siyasetinde muhalefet cephesinde siyasi partiler arasındaki karşılıklı ziyaretler trafiği kapsamında, Gelecek Partisi’nin “temiz siyaset” çağrısı yaptığı toplantısında da işbirliği görüntüsü verildiği gözlendi. Muhalefet partileri “parlamenter sisteme geri dönüş” ekseninde uzlaşma sağlanmışken siyaset alanında da reform ihtiyacı konusunda da hemfikir görünüyor.
Toplantıya CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, İYİ Parti Grup Başkanvekili İsmail Tatlıoğlu, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcıları Sabri Tekir, Atik Akdağ, Birol Aydın’ın yanı sıra, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nazlı Seda Vural, HDP’den Ali Özkan, Anavatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Semih Narlı, DSP Genel Başkan Yardımcısı Ejder Onursal, Demokrat Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Cahit Karakuş katıldı.
Gelecek Partisi’nin önerisinde “siyasi partilere Hazinenin yapacağı yardımlardaki yüzde 3’lük şartın yüzde 1’e indirilmesi” görüşü de dikkat çekti.
Siyasi kadrolardaki zenginleşmeye işaret etti
Davutoğlu, toplumsal gücün bilgi, servet ve iktidar şeklinde üç noktada görüldüğünü belirterek, “Ne zaman otoriterleşme eğilimi olmuşsa yolsuzluklar ve güç yozlaşması beraber gelmiştir. Lord Acton’un ‘Güç bozar, mutlak güç mutlaka bozar’ deyişi doğrudur. Otoriterleşme ile desteklenen güç yozlaşması kişisel ve münferit yozlaşmaya sistemik bir nitelik kazandırır. Sistemik yolsuzluk ortaya çıkar. Şu anda içinde bulunduğumuz kamu, siyaset ve iş dünyası arasındaki ilişkilerde de yozlaşma söz konusu. İlişkilerdeki yozlaşmayla daha önce zenginleşmesi mümkün olmayan siyasi kadroların zenginleşmesi söz konusu olur” diye konuştu. Kamu kaynakları kullanımıyla bugün siyasi otorite tarafından çok dar bir iş çevresine kaynak aktarımı olduğunu söyleyen Davutoğlu, “Siyaseten zenginleşme diyeceğimiz haksız kazanç kapıları ortaya çıkıyor” dedi, diğer taraftan da medya üzerinde kurulmuş baskı/kontrol mekanizmasıyla bir anlamda iş dünyasına da tehdit uygulandığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “uzay programı” açıklamasına gönderme yaptığı gözlemlenen Davutoğlu, Türkiye’nin ekonomik kriz ortamında olmasına rağmen bunun iktidarca algılanmadığını anlatarak, “Bir gün uzayda da etkili bir konuma geleceğiz ama akşam pazar artıklarını toplayan yoksulların halini görmeden bunu söylemek tipik Sovyet dönemini hatırlatıyor” dedi.
“Şahsi ahlak yeterli değildir güçler ayrılığı şart” mesajı
Davutoğlu, siyasetçiler açısından “şahsi ahlaklı kişi” bakışıyla yetinilemeyeceğini; denetim mekanizması için kuvvetler ayrılığına dayalı bir sistem gerektiğini söyleyerek, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni eleştirdi. Davutoğlu, “Yaşanılan tecrübeler göstermiştir ki şahsi ahlak unsuru gerekli olmakla birlikte yeterli değildir. Şahsi ahlak zaruri ama subjektiftir ve insanoğlu melekleşemeyeceği için toplumsal geçerliliği olan bir teminat olarak görülemez. Sosyo-kültürel iklim ve kurallar manzumesine dayalı anayasal sistem desteği olmaksızın şahsi ahlakın yaşaması da belirleyici olması da mümkün değildir. Çöl ikliminde gül ağacı varlığını sürdüremez. Demokratik toplumlarda en temel kural olan güçler ayrılığı ilkesi ise gücün objektif hukuk normlarına dayalı denetimi açısından yegane teminattır. Aslında sağlıklı işlediğinde güçler ayrılığı ilkesi insanoğlunu kendi nefsine ve dürtülerine karşı da koruyan bir ilkedir” diye konuştu.
“Cuma namazına 150 arabayla gidilmesi bürokratları etkiliyor”
Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan, Türkiye’de öncelikli olarak zihniyet ve ahlak dönüşümüne ihtiyaç olduğunu dile getirerek, “Elimizde uygulanabilir bir reçete var. Aslında zihniyet ve ahlakta bir devrim yaratmaktan bahsediyoruz. Türkiye’de bulunan merkezi yönetim başkanlık sistemiyle birlikte hantallaşmış bir yapıya sahip oldu. Kamu kaynaklarının kullanımında hangi risklerle karşı karşıya geliyoruz buna bakmamız gerekiyor. Kamu kaynaklarının kullanılması çerçevesinde israf, rüşvet, bütçe dışı fonlar ve varlık fonu başlıklarında toplanıyor. Cuma namazına 150 arabayla gitmenin o ildeki memurlar üzerinde bir etkisi var. Büyük harcamalar gerektiren harcamaları ortadan kaldıran yeni bir yöntem öneriyoruz. Bunun yapılabilmesinin kolay yolu kurumsal yapılarsa sadeleşmeyi sağlamak” dedi.
Politika İzleme Kurulu Üyesi Feridun Bilgin de, Gelecek Partisi olarak tüm kamu ihalelerinde şeffaflık ilkesiyle hareket edilmesini istediklerini vurguladı. Bilgin, “Kamu ihaleleri, ihale kanunu çerçevesinde yürütülmektedir. Kamu ihale kanunu yüzlerce kez değiştirilerek hem rekabete hem de fiyat oluşumunda kaynak kayıplarına neden oldu. Sürekli aynı insanlar tarafından kamu ihaleleri alınıyor. Türkiye’de yapılan ihaleler şeffaf yapılmıyor. Kamu ihale kurumunun internet sitesinde yayımlanmamış hiçbir ihalenin gerçekleşmesine izin vermeyeceğiz” şeklinde açıkladı.
Bu noktada Davutoğlu, “Kamuda hamili kart yakınımdır olayını bitirmek istiyoruz” dedi.
“Türkiye’de spor ve siyaset finansmanı gri alan”
Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk İşleri Başkanı Ayhan Sefer Üstün de Türkiye’de finansman açısından spor ve siyasette finansman denetimi olmadığı için “gri alanlar” oluştuğunu söyledi. Üstün, “Siyasi partilere Hazine yardımları kapsamında yüzde 3 olan oy alma şartının yüzde bire düşürülmesini öneriyoruz. En büyük sivil toplum kuruluşu partilerse siyasi partilere yapılan bağışların vergiden muaf olmasını öneriyoruz. TOKİ benzeri yatırımcı kurumlar üzerinden siyasetin finansmanının da sağlandığını biliyoruz. Partilerin il ve ilçe başkanlıklarının mal bildiriminde bulunmasını öngörüyoruz. Siyasi partilerin normal zamanlarda yaptıkları faaliyetler ile seçim zamanlarındaki bütçenin ayrılmasını istiyoruz. Adil siyasi rekabeti sağlayacak bütün tedbirlerin alınmasını istiyoruz. Bazı partilerin derya deniz bazı partilerin miting verecek maliyeti olmuyor. TBMM, hem hukuki denetim hem de yerindelik denetimi yapması gereken bir kurumdur. TBMM üyelerinin mutlaka bir etik yasasına tabi olması gerekiyor. Bize parti içi darbe yapılmasının bir sebebi de siyasi etik yasasının meclise gönderilmesidir. Meclis soruşturması fiilen ortadan kalkmıştır. Meclis soruşturmasını tekrar takip edeceğiz” dedi.
VOA