Deniz Zeyrek, "Daha önce de yazıp söylediğim gibi, Suriye'den çekilme konusunda bu kez kararlı görünen Trump, ABD'deki, Avrupa'daki karşıtları kıyameti koparsa da geri adım atacağa benzemiyor." ifadelerini kullandı.

İşte o yazı

Barış Pınarı Harekatı'nı  yürüten Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Suriye'nin kuzeyindeki ilerleyişi, terör örgütü YPG/PYD ile birlikte Amerikan Başkanı Donald Trump'ı da köşeye sıkıştırıyor.

Bölgesindeki muhabirleri aracılığıyla yayın yapan Amerikan TV kanalları, şu dört görüşü öne çıkarıyor:

– Müttefiklerimizi savunmasız bıraktık.

– Siviller hedef alınıyor, on binlerce sivil göç etmek zorunda kalıyor.

– M-4 karayolunun Türkler tarafından kontrol edilmeye başlanması, Amerikan askerlerinin doğu-batı istikametinde hareket alanını bitirdi.

– IŞİD militanları kaçıyor, IŞİD ile mücadele sekteye uğruyor.

CNN'de Pazar sabahı (TSİ 15:30) yapılan yayına bölgeden bağlanan muhabir Nick Paton Walsh, bir taraftan YPG liderlerinin ABD'ye yönelik sert eleştirilerini aktarıyor, diğer taraftan M-4 karayolunun Ez Zeide Köyü yakınlarında TSK destekli Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) tarafından tutulmasının, aynı zamanda Münbiç'teki ABD askerleri ile doğudaki ABD askerleri arasında ulaşımı kestiğine dikkat çekiyordu.

Trump'a yoğun bir şekilde muhalefet eden Amerikan medyası, yorumcular Trump'ı “bütün bu gelişmelere yeşil ışık yakmakla” suçluyor. Hemen bütün yorumcuların hemfikir olduğu görüş, “Trump'ın bu adımı, hakkındaki azil süreci devam ederken gündemi değiştirmek için attığı, ancak o adımın da ters teptiği” yönünde.

EVANGELİSTLERİN NİHAT HOCASI DA ELEŞTİRDİ

Son olarak Trump'ın sıkı destekçilerinden, Trump seçmenlerinin sıkı takip ettiği, büyük önem verdiği Evangelist Pat Robertson da “eleştirenler” kervanına katıldı. Robertson, bizde Ramazan aylarında en çok izlenen programlara imza atan Nihat Hatipoğlu'na benzetilebilir. Kendisi 12 ay ekranlarda ve hem televizyon dünyasında hem Cumhuriyetçi Parti tabanında çok aktif ve etkili bir isim. Hatta bu yüzden kendisi “Evangelist” yerine “Televangelist” diye anılıyor.

Robertson, Trump'ın Suriye'den askerleri çekme kararıyla “Mandate of Heaven”ı, yani “Cennetten gelen yönetme yetkisini” kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Robertson'ın bu açıklamaları Trump karşıtı bütün haber kanallarında gösterilmeye başlandı. (Çin tarihinde yönetim hakkı ve yetkisinin hanedanlara cennetten geldiğine inanılıyordu ve bu nedenle o yetkiye “Mandate of Heaven” deniliyordu. Evangelistlerin de sahiplendiği bu görüşe göre, liderler “adil ve bilgece” yönetemezse bu yetkiyi kaybedebilir.)

TRUMP GERİ ADIM ATMIYOR

Kendisine karşı olan medyayı “devlet düşmanı” ve “yalan haber yapanlar” diye tanımlayan Trump, TSK'nın Suriye'nin kuzeyine gerçekleştirdiği operasyona dair kendisine yöneltilen eleştirileri azil sürecine bağlıyor.  Paylaştığı Twitter mesajları çok bunaldığını gösteriyor ama bölgedeki askerlerini geri çekme kararında çok kararlı görünüyor. Hatta YPG'den kaynaklı eleştirileri yanıtlarken (mealen) “Onlar için çok büyük miktarlarda para harcadık, kendi topraklarını savunuyorlar” yorumunu yapıyor.

Trump'ın bu kararlılığını gösteren bir haber de dün geldi. ABD Savunma Bakanı, 1000 Amerikan askerinin daha Trump'ın talimatıyla Kuzey Suriye'den çekildiğini ve bölgeden tamamen çekileceklerini duyurdu. Trump'ın Hazine Bakanı'na “Yaptırımlar konusunda bekleyin” talimatı verdiği de aynı saatlerde ortaya çıktı.

Daha önce de yazıp söylediğim gibi, Suriye'den çekilme konusunda bu kez kararlı görünen Trump, ABD'deki, Avrupa'daki karşıtları kıyameti koparsa da geri adım atacağa benzemiyor.

Bu da Ankara'nın Barış Pınarı Harekatı'na kararlı bir şekilde devam etmesi için önemli bir fırsat yaratıyor.