Depremin en ilginç hikayesi mi, en çarpıcı yalanı mı?

Kadın hakları derken tüyleri ürperten bir dram!

Depremin en ilginç hikayesi mi, en çarpıcı yalanı mı?




Depremin en ilginç hikayesi mi, en çarpıcı yalanı mı?

İnternet siteleri, gazeteler, haber kanalları ve sosyal medya bir kaç gün önce ajanslara düşen depremzede bir kadının hikayesiyle çalkalandı. İddiaya göre Canan Tuğ, 3 yaşındaki kızı Ömür'le birlikte boşanma aşamasındaki eşi tarafından 6 Şubat günü gece 02.00 sıralarında sokağa atılmış ve geceyi sığındıkları bir parkta geçirmişti. Onları sokağa atan eşi Zeki Tuğ ise, saat 04.17'de meydana gelen 7.7'lik depremde enkaz altında kalarak hayatını kaybetmişti... Peki bir anda Türkiye'nin gündemine oturan bu hikaye gerçek miydi? Bu sorunun peşine düştük ve 'depremin en ilginç hikayesi'nin aslında hiç de masum olmayan bir yalan olduğunu ortaya çıkardık...

Kahramanmaraş merkezli iki depremin yıktığı kentlerden birçok hikaye haberlere konu oldu. Onlardan biri, belki de en ilginci Malatya’da depreme yakalandığını iddia eden Canan Tuğ’un hikayesiydi.

Canan Tuğ, 5 Şubat günü aylar önce boşanma kararı aldığı eşi Zeki Tuğ’la barışmak için Malatya’daki evinde görüştü.

İddiaya göre, Zeki Tuğ 6 Şubat saat 02.00 sularında tartışma yaşadıkları Canan Tuğ ve 3 yaşındaki kızları Ömür’ü evden kovdu. Kalacak yeri olmayan Canan Tuğ, depreme de kentte sığındıkları bir parkta yakalandıklarını öne sürdü.

Hikayenin ilginç yanı ise, Zeki Tuğ’un eşini evden kovduktan sonra depremde yıkılan apartmanın enkazında hayatını kaybetmesi ve kızıyla birlikte evden kovulan Canan Tuğ’un bu sayede hayatta kalmasıydı.

Ancak habere konu olan bu hikayede bazı eksiklikler vardı. Zeki Tuğ hayatta değildi. Bu bilgiyi teyit edebilecek yakınlarına cevap hakkı da verilmemişti. Depremin olduğu gece Malatya merkez ve çevresi kar yağışı altındaydı ve hava oldukça soğuktu. Böyle bir havada bir insanın yanında 3 yaşında bir çocukla sokakta olması oldukça zordu. Bu iddianın peşine düşüp Zeki Tuğ’un kardeşi Barış Tuğ’a ulaştık ve hikayeyi bir de ondan dinledik.

“DEPREMDEN AYLAR ÖNCE EVDEN AYRILDI”

Kardeşiyle birlikte aralarında akrabalarının da olduğu 11 kişiyi Adıyaman’ın Çelikhan ilçesine Bağlı Aksu Köyü’nde kaybettiklerini ifade eden Barış Tuğ şunları anlattı:

“Canan, abim Zeki Tuğ’la evliydi ama aralarında detaylarını çok da bilmediğim sorunlar vardı. Depremden bir ay kaç önce Canan abimle konuşarak çocuğuyla birlikte evden ayrılma kararı aldı. Bir sığınma evine başvurduğunu öğrendik ama nerede olduğunu abim de dahil kimse bilmiyordu. Ara sıra irtibat kuruyor daha sonra telefon numarasını değiştiriyordu.

Zeki Tuğ’un Adıyaman Çelikhan’a bağlı Aksu Köyü’nde hayatını kaybettiği ev ve ölüm tutanağı.

“ABİM MALATYA’DA DEĞİL ADIYAMAN’DA ENKAZ ALTINDA KALDI”

Canan Tuğ’un hikayesini biz de herkes gibi medyadan öğrendik ve gerçekten anlattıkları karşısında hayrete düştük. Çünkü abim anlatıldığı gibi Malatya’da bir apartmanda değil, Adıyaman’ın Aksu Köyü’ndeki evinde tek başına yaşıyordu. Depreme de orada yakalandı ve ankaz altında hayatını kaybetti. Canan’ın anlattığı gibi abimin evinde olsalardı ve abim onları kovsaydı dışarda yaşama şansları yoktu. Çünkü o gece köyde hava sıfırın altındaydı, kar yağıyordu ve yollar kapalıydı. Ayrıca köyde park da yok.”

“ABİM MALATYA’DA HİÇ İKAMET ETMEDİ”

Canan Tuğ’un neden bu konuda yalan söylediğini anlayamadığını ifade eden Barış Tuğ sözlerini şöyle sürdürdü:

“Abim Zeki, Malatya’da hiç yaşamadı. Evli oldukları dönemde de eşiyle birlikte köyde tütün işiyle uğraşıyorlardı. İkametini bir dönem Malatya’da oturan diğer abimin evinde göstermişti ama hiç bir zaman orada oturmadılar. Zaten o bina da depremde yıkılmadı. Hasar alsa da hâlâ ayakta. Kendi imkanlarımızla köy evinin enkazından çıkardığımız abimin şuan ki ikamet adresi de resmi olarak Adıyaman’ın Recep köyü olarak gözüküyor. Biz de bunu ölüm işlemleri yapılırken savcılık kayıtlarından öğrendik.

Zeki Tuğ’un cansız bedeni akrabaları tarafından bu evden çıkarıldı.

“ÖLEN BİR İNSANIN İTİBARINI ZEDELEMEK KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL”

Canan ve abim anlaşamadı, ayrıldı. Bu iki insanın kendi aralarında verdiği bir karar. Buna müdahale etmemiz söz konusu değil. Ancak ölen bir insanın itibarını zedeleyecek, onu kendi çocuğunu, eşini ya da herhangi bir insanı sokağa atacak kadar vicdansız gibi gösterecek bir yalan söylemek ve bunun üzerinden menfaat sağlamaya çalışmak kabul edilebilir değil.”

“KAYBETTİKLERİMİZİN ACISINI DAHİ YAŞAYAMADIK”

Abisi hakkında çıkan haberlere çok üzüldüklerini ifade eden Barış Tuğ, “Bir çok yakınımızı depreme kurban verdik. Yakınlarımızın cansız bedenlerine günler sonra ulaştık. Geride kalanlarımız deprem bölgesinde birçok problemle boğuştu, acımızı dahi yaşayamadık. Şimdi bir de böyle bir yalanla muhatap oluyoruz. Bu gerçekten çok acı verici. Hâlâ yakınlarımızın taziyelerini kabul ediyoruz. Bunlarla şu an uğraşacak vaktimiz yok ama en kısa sürede hukuki yollara başvurup ölen abimizin hakkını yargı önünde arayacağız.” dedi.

“O GECE MALATYA’DAYDIM”

Barış Tuğ’la yaptığımız görüşme sonrası Canan Tuğ’a da ulaşıp hikayesini yeniden sorduk. Görüşmenin başında yaşananları ilk haberde olduğu gibi anlatan Canan Tuğ, deprem gecesi boşanma aşamasındaki eşi Zeki Tuğ’un Malatya’daki evinde olduğunu ve eşi tarafından evden kovulduğunu anlattı.

“YANLIŞ HATIRLAMIŞIM ADIYAMAN’DAYDIM”

Zeki Tuğ’un o gece Malatya’da olmadığını Adıyaman Çelikhan’a bağlı Aksu köyünde olduğunu hatırlatmamız üzerine ise, ilk anlattığı hikayesinde ısrar eden Canan Tuğ, daha sonra çelişkili yanıtlar vermeye başladı. Olayın şoku ve yaşadıkları nedeniyle bazı şeyleri yanlış hatırladığını öne süren Canan Tuğ, bu kez de farklı bir hikaye anlattı.

O gece Malatya’da olmadığını itiraf eden Tuğ, “Yanlış hatırlamışım sanırım. O gece Aksu Köyü’nde birlikte yaşadığımız evdeydik. Kavga edince eşim gece 02.00 sularında bizi köyden arabasıyla Adıyaman-Malatya karayoluna bıraktı oradan Malatya’ya geldik” dedi.

ÖNCE TELEFONU KAPATMAK İSTEDİ SONRA GERÇEĞİ ANLATTI

Köyde o gece kar yağışı olduğunu, bu nedenle köy yollarının kapalı olduğunu ve o saatte Malatya’ya araç bulanamayacağını dile getirdiğimizde ise, görüşmeyi sonlandırmak istediğini ifade eden Canan Tuğ ısrarlarımız üzerine gerçek hikayesini anlattı.

“KASIM AYINDA EVDEN AYRILDIM”

Eşi ve ailesiyle evliliklerinin başından bu yana sorun yaşadığını anlatan Canan Tuğ, “Defalarca kavga ettik. En son 2022’nin kasım ayında evden ayrılma kararı aldım. Eşim bizi aracıyla yol kenarına bırakıp bin TL para verdi. Önce Malatya’ya oradan da Hakkari’deki kadın sığınma evine gittim. Adıyaman ya da Malatya’da izimi bulur diye kalmak istemedim. Ocak ayında eşim barışmak için bana mesaj yolladı ama teklifini kabul etmedim. Son görüşmemizde oydu.” dedi.

DEPREMİN YAŞANDIĞI 6 ŞUBAT GÜNÜ NEREDEYDİ?

Depremin olduğu 6 Şubat’ta nerede olduğu ve neler yaşadığını sorduğumuz Canan Tuğ o geceyle ilgili de şunları anlattı:
“Deprem gecesi Hakkari’deydim. Haberi alınca o sabah sığınma evinden ayrılıp Diyarbakır’a gittim. Bir gece kızımla birlikte otogarda kaldım. İkametgahım Malatya’da yaşayan eşimin abisine ait evdeydi. Bu nedenle depremzede olarak valiliğe başvurdum onlar da beni çadır kente yerleştirdi.”

“NEDEN ANLATTIM BİLMİYORUM, O HABERLERİN SİLİNMESİNİ İSTİYORUM”

Eşiyle ilgili anlattığı ve doğru olmadığını kabul ettiği hikayeyi neden anlattığını sorduğumuzda ise sağlık sorunlarını gerekçe gösteren Canan Tuğ, “Neden anlattığımı bilmiyorum. Tansiyon hastasıyım. Bazen bazı şeyleri hatırlamıyorum. Eşimden ayrı olduğum dönemde ve sığınma evinde zor günler geçirdim. O haberlerin silinmesini istiyorum. Başka bir şey konuşmak istemiyorum.” diyerek görüşmeyi sonlandırdı.

SÖZCÜ