Depremzedelerin hukuki hakları ne?

"Delil testi yaptırılmalı"

Depremzedelerin hukuki hakları ne?




Depremzedelerin hukuki hakları ne?

Depremde maddi - manevi zarara uğrayanlar haklarını nasıl aramalı? Sorumlular tespiti için ne yapmalı? Deprem sigortası olanlar nasıl hareket etmeli? DW Türkçe, TBB Başkanı Erinç Sağkan'a sordu.

Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle 11 ilde 507 bin bağımsız bölümden oluşan 156 bin binanın yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğu tespit edildi. 1 Mart itibariyle 45 bin 89 kişi hayatını kaybederken yaralı sayısı 100 bini aştı. En az 2 milyon kişi, deprem bölgesinden başka illere göç etmek zorunda kaldı.

Peki, depremin yol açtığı bu ağır yıkımdan etkilenen vatandaşların hukuki hakları neler? Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, DW Türkçe'nin konuya ilişkin sorularını yanıtladı:

"Delil testi yaptırılmalı"

DW Türkçe: Depremde maddi zarara uğrayanlar, oluşan zararın ve sorumluların tespiti için ne yapabilir?

Erinç Sağkan: Depremde maddi zarar uğrayan yurttaşların ileride tazminat taleplerinde kullanmak üzere delil tespitlerini yaptırmaları gerekiyor. Özellikle ölüm gerçekleşmiş binalar için, açılacak ceza davalarına esas oluşturmak üzere binalardan karot örnekleri alınıyor ve soruşturmalar yürütülüyor. Ceza soruşturma ve kovuşturmalarındaki deliller hukuk yargılamalarındaki tazminat taleplerinde de kullanılabilecektir. Ancak bir ceza soruşturmasının başlamadığı, örneklerin re'sen toplanmasını gerektirir, bir durumun bulunmadığı hallerde Sulh Hukuk Mahkemesine veya ileride asıl davanın görüleceği mahkemeye başvurularak delil tespitinin yaptırılması gerekiyor. Bu davalar açılırken yurttaşların adli müzaharet (yardım) talep etmeleri, dava harçlarından muaf olmalarını sağlar. Aslında 4539 sayılı Doğal Afet Bölgelerinde Afetten Kaynaklanan Hukuki Uyuşmazlıkların Çözümüne ve Bazı İşlemlerin Kolaylaştırılmasına İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabulü Hakkında Kanun'un 3. Maddesine göre adli müzaharetin her halükarda uygulanması gerekir.

Depremde evi yıkılan veya hasan görenler veya yakınlarını kaybedenler, yaralananlar ceza davası yönünden kimler hakkında suç duyurusunda bulunma hakkına sahiptir?

Bunları tek tek saymak yerine şu şekilde kategorize edebiliriz: Binanın hukuka uygun yapılmasını sağlamayanlar veya hukuka uygun binaya daha sonradan çeşitli müdahalelerde bulunanlar, depreme ilişkin öncesinde yapılması gereken hazırlıkları yapmayanlar ve deprem gerçekleştikten sonra arama kurtarma çalışmalarını gerektiği gibi yürütmeyerek ölüme ölümlerin ve yaralanmaların gerçekleşmesine sebep olanlar. Bu kategorilerin her biri kapsamına onlarca farklı kişi girebilir; örneğin müteahhit, mühendis, yapı denetimci, zemin etütçü, belediyenin denetim görevlileri, bazı kamu görevlileri… Ancak her birinin cezai sorumluluğunun boyutu, her bir bina için değişebilir. Örneğin bir bina için müteahhidin kullandığı malzemeden kaynaklı bir sorumluluk durumu söz konusu olabilir; bir diğer bina için bina hukuka uygun inşa edildiği halde, daha sonrasında kolonlara müdahale edilmiştir. Suç ve cezaların şahsiliği ilkesi gereği, her bir somut vakadaki sorumlulukların tek tek belirlenmesi gerekecektir. İşte delillerin sağlıklı tespiti tam da bu noktada büyük önem arz ediyor.

"Kamu görevlilerinin üç sorumluluğu var"

Evin yıkılması konusunda müteahhitler, yapı denetim şirketlerinin yanı sıra hangi kamu görevlilerinin ne sorumluluğu vardır? Bunun için mağdurlar, hangi hukuki yollara başvurabilir?

Bu kişilerin de cezai sorumluluğu, hukuki sorumluluğu ve kamu görevlileri bakımından idari sorumluluk söz konusu olacaktır. Ceza sorumluluğu için suç duyurusunda bulunmak gerekiyor. Hukuki sorumluluk için tazminat davaları açılması gerekiyor. İdari sorumluluk söz konusuysa, idareye karşı dava açılmalı. Burada söz konusu olan idari dava türü tam yargı davası yani tazminat davasıdır.

Arama kurtarmadaki yetersizlikler

Depremin ardından arama kurtarma çalışmalarının yetersizliği gündeme geldi. Zamanında arama kurtarma yapılmadığı ve sağlık hizmeti verilmediği gerekçesiyle mağdurlar hangi yollara başvurabilir? Bu noktada kimlerin sorumluluğu gündeme gelir?

Arama kurtarma çalışmaları veya sağlık barınma gıda gibi hizmetler, kamu tarafından idare tarafından sağlanması gereken hizmetlerdir. Dolayısıyla bu hizmetlerin zamanında ve gerektiği gibi sunulmaması nedeniyle hem cezai sorumluluk (görevi kötüye kullanma vb. gibi) hem de idarenin tazminat sorumluluğu söz konusu olacaktır.

Depremde evi yıkılan, yaralanan veya yakınını kaybedenler, devlete karşı maddi ve manevi tazminat davası açabilir mi?

Hizmet kusurunun ortaya çıkması halinde idarenin tazminat sorumluluğu söz konusu olacaktır ve tam yargı davası açılabilir.

Deprem sigortası ne kadar ödenir?

Evini DASK sigortası yaptıranlar, oluşan zarara göre kimden ne kadar para alabilir? Bunun için nasıl bir başvuru yolunu izlemesi gerekir?

Zorunlu deprem sigortası (DASK) bulunan yapılar için Doğal Afet Sigortaları Kurumu, depremden dolayı meydana gelen maddi hasarlar için 25.11.2022'den itibaren 640.000 TL üst sınırına kadar olmak üzere ev sahibi olan sigortalıya sigorta tazminatı öder. Afet Sigortaları Kanununa göre zorunlu deprem sigortası bulunan ve deprem nedeniyle hasar gören binalara ilişkin tazminat, gerekli bilgi ve belgeler ile hasar tespitinin tamamlanmasını müteakip en geç otuz gün içinde ödenir. Zarar görenler bu kapsamda olmak üzere Alo Dask 125, e-Devlet veya SMS üzerinden başvuruda bulunabilir.

ALİCAN ULUDAĞ /  DW