DEVA’dan AB raporu değerlendirmesi: AB üyeliği vazgeçilmezdir

‘HÜKÜMET AB KRİTERLERİNİ YERİNE GETİRMEK İÇİN SOMUT ADIMLAR ATMALI’

DEVA’dan AB raporu değerlendirmesi: AB üyeliği vazgeçilmezdir


DEVA’dan AB raporu değerlendirmesi: AB üyeliği vazgeçilmezdir

DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu, Avrupa Komisyonu’nun Türkiye raporunu değerlendirdiği açıklamasında, “Hükûmetin bir kenara bıraktığı Avrupa Birliği üyeliği hedefi bizim için vazgeçilmezdir” dedi.

ANKARA - DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Avrupa Komisyonu’nun 2021 Türkiye raporuna ilişkin değerlendirme yaptı.

Raporda, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik çabasını bir kenara bıraktığının ifade edildiğini belirten Yeneroğlu, “Avrupa Komisyonu’nun 2021 Türkiye raporu ülkemizin demokrasi, temel haklar ve hukuk devleti sorunlarını gözler önüne seriyor” dedi.

‘HÜKÜMET AB KRİTERLERİNİ YERİNE GETİRMEK İÇİN SOMUT ADIMLAR ATMALI’

Hükümetin Avrupa Birliği (AB) üyeliği hedefini bir kenara bıraktığını, DEVA için üyelik hedefinin vazgeçilmez olduğunu belirten Yeneroğlu, “Milletimiz insan hakları, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama ve ekonomik refah açısından AB vatandaşlarının imkanlarına sahip olmayı hak ediyor. Hükûmeti, AB kriterlerini yerine getirmek üzere derhal somut adımlar atmaya davet ediyoruz” dedi ve yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

HÜKÛMET RAPORUN İÇERİĞİNİ DİKKATE ALMADI: Hükûmet her zaman yaptığı gibi Avrupa Komisyonu Raporu’na kalıp ve ezber ifadelerle tepki gösterdi. Raporun içeriğini dikkate almayan, AB’yi dahil olmayı hedeflediğimiz bir birlik gibi görmeyen, tamamen raporu geçiştirme amacıyla verilmiş bir tepkiydi. Halbuki Türkiye’nin gelişmesini ve ilerlemesini sağlayacak her türlü nesnel ve somut nitelikteki tespitler ve önerilerin dikkate alınması gerekir. Demokrasi, insan hakları, hukuk devleti, hesap verebilir, şeffaf ve kurumsallaşabilmiş idari yapılar AB’nin bir dayatması değil, tüm dünyaca kabul görmüş gelişmişlik kriterleridir.

RAPORDA TÜRKİYE’NİN İÇLER ACISI HALİNİN FOTOĞRAFI ÇEKİLİYOR: Raporda adeta Türkiye’nin içler acısı halinin fotoğrafı çekiliyor: Demokratik kurum ve mekanizmalar çalışmıyor. Denge ve denetleme araçları zayıflatılmış durumda. Meclis’te ikinci en fazla sandalyeye sahip muhalefet partisi hakkında kapatma davası açıldı ve bu partinin seçilmiş yerel idare yöneticileri görevden alındı. Cumhurbaşkanı ve hükûmet yargının bağımsızlığını sağlayacak adımlar atmıyor. Özellikle sulh ceza hakimliklerinin mevcut yapılanması ve uygulamaları ciddi endişeler uyandırıyor.

RAPORUN YAZILDIĞI SÜREDE İKİ MERKEZ BANKASI BAŞKANI GÖREVDEN ALINDI: Raporun yazıldığı sürede iki Merkez Bankası başkanı görevden alındı. Enflasyondaki artış sürüyor, mevduat sahipleri paralarını dolara çeviriyor. Yolsuzluk ve rüşvetle mücadele etkin bir şekilde sürdürülmüyor. Bu iddiaların soruşturma ve kovuşturmalarını yürütecek yargı organları usulsüz bir siyasi etki altında. Kamu kurumlarının hesap verebilirlik ve şeffaflık ilkelerine uygun bir şekilde çalışması sağlanamıyor.

TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER KONUSUNDA GERİYE GİDİŞ DEVAM EDİYOR: OHAL 2018 Temmuz ayında resmen sona erdi ama OHAL’in devamı niteliğindeki bazı hükümlerin uygulanmasına 1 yıl daha devam edilebilmesi için yasa çıkarıldı. OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu halen görevini tamamlamadı. OHAL KHK’ları yasalaştırıldı ve OHAL etkisi halen sürdürülüyor. Temel hak ve özgürlükler konusunda geriye gidiş devam ediyor. Gazeteci, yazar, hukukçular, akademisyenler, insan hakları savunucuları ve kritik sesler ve görüşler hakkında tesis edilen işlemler insanları oto sansüre itiyor. İfade özgürlüğüne ilişkin iç hukuk Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla uyumlu değil. (HABER MERKEZİ)