Devlet Bahçeli mi Derin Devlet mi? Terörle Mücadelede Şifreli Siyaset

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Öcalan ve DEM Partisi ile ilgili çağrıları tartışma yaratıyor. Bahçeli’nin çıkışları derin devlet stratejisi mi, yoksa siyasi bir manevra mı? Erdoğan’ın sessizliği ise dikkat çekiyor. Devlet Bahçeli’nin Öcalan ve DEM ile ilgili cesur çağrıları, terörle mücadelede yeni bir strateji mi, yoksa siyasi bir taktik mi? Erdoğan’ın sessizliği ve ABD’nin terörle mücadeledeki rolü tartışılıyor.

Devlet Bahçeli mi Derin Devlet mi? Terörle Mücadelede Şifreli Siyaset


Devlet Bahçeli mi Derin Devlet mi? Terörle Mücadelede Şifreli Siyaset

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terör örgütü PKK ve onun siyasi uzantısı olarak görülen DEM Partisi ile ilgili son çıkışları, Türkiye siyasetinde tartışmaların odağı haline geldi. Bahçeli’nin Öcalan ve DEM Partisi işbirliği çağrıları, hem destek hem de eleştirilerle karşılanırken, bu söylemlerin “derin devlet” stratejisinin bir parçası olup olmadığı sorusu gündemi meşgul ediyor.


Bahçeli’nin Çıkışları: Stratejik Bir Hamle mi?

Devlet Bahçeli’nin “DEM, İmralı ile yüz yüze görüşsün” çağrısı, terör örgütüyle mücadelede yeni bir strateji mi, yoksa emperyalist planların bir yansıması mı sorusunu beraberinde getirdi. Bahçeli’nin bu söylemi, MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın tarafından şu şekilde açıklandı:

“Bahçeli'nin çağrısı, DEM Partisi’ne emperyalizmin taşeronu olmaktan vazgeçme çağrısıdır. ABD'nin mayın eşeği PKK ile bağlarını tamamen koparıp Türkiye partisi olma tavsiyesidir.”

Ancak bu çağrı, “DEM emperyalizmin taşeronu olmaktan vazgeçer mi?” sorusuyla tartışmaya açıldı. PKK ile bağlantısını reddedemeyen DEM’in, bu bağları koparması mümkün mü? Bahçeli’nin önerilerinin uygulanabilirliği, siyasi ve toplumsal çevrelerde ciddi şüphe uyandırıyor.


Erdoğan Neden Sessiz?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Bahçeli’nin bu çıkışlarına yönelik sessizliği dikkat çekici. Erdoğan’ın suskunluğu, eleştirel yorumlara neden oldu. Bazı çevreler, Erdoğan’ın Bahçeli’nin bu cesur çıkışlarını desteklemediğini, hatta “ateşi Bahçeli’ye tutturduğu” iddiasını dile getirdi.

Öte yandan, Bahçeli’nin önerileri ve AKP’nin tutumu arasında bir çelişki olup olmadığı tartışılıyor. AKP’nin bu projede “misafir sanatçı” olarak mı yer aldığı sorusu hâlâ yanıt bekliyor.


Terörle Mücadele: ABD ve Emperyalizm Faktörü

Bahçeli’nin çağrılarının arka planında, PKK’nın ABD tarafından desteklenmesi ve emperyalist güçlerin maşası olarak kullanılması vurgusu yatıyor. Orhan Uğuroğlu, yazısında şu çarpıcı ifadeleri kullandı:

“PKK, DEM ve Öcalan maşadır. Emperyalist ülkeler, özellikle Amerika, bu maşayı 40 yıldır Türkiye’nin aleyhine kullanmaktadır.”

Uğuroğlu, PKK ve DEM’in ayrılmaz bir bütün olduğunu ve bu işbirliğinin terörü sonlandırmaktan ziyade, Türkiye’yi siyasi ve toplumsal kaosa sürüklediğini belirtiyor. Terör örgütüyle mücadelenin ABD’nin desteğiyle mümkün olmadığını, aksine ABD’nin PKK üzerindeki etkisini artırdığını savunuyor.


Kulislerde Dönen İddialar

Bahçeli’nin çıkışlarının, derin devlet stratejisinin bir yansıması olduğu iddiası da sıkça dillendiriliyor. Bu stratejinin temel amacının, Türkiye içindeki ve çevresindeki terör yapılanmalarını sona erdirmek olduğu belirtiliyor. Ancak bu süreçte ABD’nin rolü ve uluslararası ilişkilerin etkisi, çözümün önündeki en büyük engel olarak görülüyor.


Sonuç ve Değerlendirme

Bahçeli’nin Öcalan ve DEM üzerinden yaptığı çağrılar, terörle mücadelede yeni bir döneme mi işaret ediyor, yoksa siyasi arenada dikkatleri başka yönlere çekmek için kullanılan bir taktik mi? Erdoğan’ın bu süreçteki sessizliği, AKP-MHP ittifakı içinde farklı stratejilerin varlığını mı gösteriyor? Tüm bu sorular, Türkiye siyasetindeki belirsizliklerin artmasına neden oluyor.


www.yerelgundem.com