Devrimci İslam'dan şirk dine... Riyakâr Müslümanlar
Ebuzer neye itiraz etti?
Devrimci İslam'dan şirk dine... Riyakâr Müslümanlar
Soner Yalçın yazdı...
Acıdır:
Bugün Müslümanların çoğunluğu “tüketim putuna” tapmakta.
Zorlu koşullarda devrimci tavırla ortaya çıkan din, isyancı- reddedici-yenilikçi tavırla doğdu. İtibariyle:
Putlara teslim olmayan, boyun eğmeyen ve köleliği reddeden anlayışıyla büyük kitlelerce benimsendi.
Kur’an’ın dili “sınıfsal” tavrını belli ediyor. Örneğin:
Mele, mülk biriktirmekten dolayı tombullaşmış kimse...
Ağniya, zenginler…
Kaniz, mal yığan, biriktiren...
Müsrif, çaldıklarını hesapsızca harcayan...
Müstekbir, sahip olduğu servet ve makama dayanarak büyüklenen,
yasaklar koyan...
Mütref, zenginliği nedeniyle kariyer ve konfor şımarıklığı sergileyen..
İnfâk, kolektif ortakçı ekonomik bir düzen.
Af(v), dulet, zekat ihtiyaç fazlasını verme.
Sa’y, alın teri emek.
Mustazaflar, emekçiler.
Amil, bilinçli eylem koyan emekçi.
Yetim, politik, ekonomik ve toplumsal yönden sahipsiz bırakılarak aşağılanan, hakkı yenen, ucuz işler kendisine layık görülen.
Mahrum, mesleği ve yeteneği olmasına rağmen iş bulamayan veya iş bulması engellenen.
Miskin, işi olduğu halde zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamayan.
Necm, insanın emeğinin karşılığını alması.
Muksit, seva, rahman, eşitlikçi demek. Kimseyi kayırmadan ve kimseye pozitif ayrım yapmadan herkese eşit davranmak: İnne'l-lahe yuhibbul-mugisiddin; “Allah eşitlikçileri sever.”
Kur’an’da “eşitlik” üzerine çok kelime var.
Kelimelerin içeriğini değiştirdiler.
Dinin sosyal adaletini unutturdular.
Ezilenlerin rehberi devrimci dine dünyadan el çektirildi!
****
Devrimci doğan din, nasıl egemenlerin hegemonyasına sokuldu?
Mülkiyetin kamu değil, birey eğilimli okunmasına Emeviler/ Muaviye yol açtı: “Bütün mal Allah’ındır” deyince İslam’ı ilk kabul eden sahabelerden Ebuzer itiraz etti:
-“Sen bütün mülk Allah'ındır diyerek, kendini Allah'ın unvanıyla bu mülkün sahibi olarak görüyorsun. Halbuki ‘mülk halkındır’ demen gerekiyor.”
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, demektir bu…
Adalet mülkün temelidir, demektir bu…
Zamanla dini kontrolü altına alanlar ayet ve hadisleri çıkarlarına göre yorumlayarak tartışmalı din ortaya çıkardılar!
İpek giyme, şarkı dinleme gibi absürtler din sayıldı!
Mısırlı din bilgini/filozof Hasan Hanefi’ye kulak vermek şart:
-“Ritüel ve törenlerin ön plana fırladığı İslam, sağcı ideolojik bilince katkıda bulunmakta ve böylece ‘Allah’a iman’ kitleleri ikircikli bir anlayışla gerçekliğe yabancılaştırarak kabul ve teslimiyete koşullandırmaktadır…”
Teslim almak için din araç yapıldı.
İslam tarihinde Müslümanların birbirini kırması hep ayet, hadis ve mezhep yorumları üzerinden gerçekleşti.
****
Bugün karşımızda ne var?
Bugün neyi görüyoruz?
Geceleri teheccüd namazına kalkacak, abdestsiz gezmemeye özen gösterecek kadar dinine bağlı olanlar yoksulluk gibi insani sorunlara, dünyaya, topluma neden ilgisiz?
Ezilenleri görmezden gelip içine sindiren, elini taşın altına koymayan, her gelene ağam/paşam diyen, her türlü sistemin adamı olabilen, her lidere övgüler düzen, üsttekilere yalaka, alttakilere despot olanlar bugün niye çoğunluk?
Yanıtı Ali Şeriati verdi:
“Şirk dini; yorumlayan, kılıf uyduran, yasallaştıran, uyuşturan, duraklatan, sınırlayan, halkı sınıflara ayıran din demektir. Halk, bütün tarih boyunca bu dinin hile ve düzenbazlıkların kurbanı olmuş, daima sınıfsal, ırksal ve ailevi şirkten eziyet görmüş, kan vermiş, bitkisel hayata girmiş ve yok olmuştur. Halbuki tevhid dini aynı görüşten bir dünya, bir tarih sonra da bir insan tanıtıyor…”
Mesele, sadece Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın lükse tutkulu olması değil.
Mesele, İsmailağa’dan Menzil’e mülk kavgası değildir.
Riyakâr, kaypak, haysiyetsiz, bencil Müslümanların yüzüne gerçeği vuramamak!
Odatv.com