Diken üstündeki İstanbul'un deprem risk haritası...
Hangi ilçenin zemini nasıl?
Diken üstündeki İstanbul'un deprem risk haritası... Hangi ilçenin zemini nasıl?
İstanbul'un riskli ve sağlam zeminli bölgelerinin detaylı haritalandığı araştırmada, deprem büyütmesi olarak tanımlanan zemin hareketlerinin yüzeye nasıl yansıyacağı da ele alındı
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nden Jeoloji Yüksek Mühendisi Can Akın, İstanbul'un riskli ve sağlam zeminli bölgelerini detaylı şekilde haritalandırdı.
Çalışma ile ilgili Milliyet gazetesine bilgi veren Akın'ın olası büyük İstanbul depreminde zemin bina ilişkisini içeren çalışmasının öne çıkan kısımları şöyle:
Avrupa yakası
Danişmen Formasyonu: Silivri'den Beylikdüzü'ne uzanan kesimi kapsıyor. Kıyıdan içeriye 10-15 kilometrelik zemin de riskli. Bölgenin zemini, kil, kömür, kum ve çakıldan oluşuyor. Deprem dalgaları zeminde kayda değer büyütmeye neden olacak. Çantaköy, Değirmenköy, Gürpınar hattında da kayda değer büyütmeler görülecek. Hoşdere, Kıraç ve güneye bakan yamaçlarda balçık heyelanları oluşabilir.
Bakırköy-Güngören hattı: Bakırköy katmanı dediğimiz bölge, kireçtaşı ve zayıf kaya niteliğinde. Bölge yatay tabakalı, tebeşirsi, killi kireçtaşından oluşuyor. İstanbul'un tüm tarihsel yapıları Bakırköy çevresinde işletilmiş olan eski taşocaklarından çıkartılan taşlar ile yapıldı. Merter ve Haznedar çevresindeki kireçtaşları içinde erime boşlukları söz konusu. Güngören ve Çukurçeşme birimleri deprem dalgalarında önemli büyütmelere neden olacak zemin özelliğine sahip. Nitekim 17 Ağustos 1999 depreminde Anakaya üzerindeki Maslak'ta yüzde 4, Mecidiyeköy'de yüzde 6 yatay maksimum ivme ölçülürken, Fatih'te yüzde 19, Yeşilköy, Ataköy, Zeytinburnu ve Büyükçekmece'ye uzanan sahil bandında yüzde 12-21 arasında değişen ivmeler kaydedildi. Yamaçlık yerlerde heyelan riski söz konusu.
Kuşdili ve Kurbalığıdere: Kuşdili formasyonu genellikle kil ve çamurdan oluşuyor. Yapılaşma açısından önemli sorunlar çıkabilecek zayıf zemine sahip. Killerin plastik davranışlarıyla yüksek binalarda tasman ve deprem sırasında sıvılaşma türü olaylar bekliyoruz. Kadıköy'e bağlı, Kurbağalıdere, Kuşdili dediğimiz bölgenin zemini yumuşak bir tabaka ve deprem büyütmesinin görüleceği yerlerin başında geliyor.
Aydos Formasyonu: Anadolu Yakası'nın doğu kesimindeki yüksek tepeleri kapsıyor. Deprem yükleri altında belirlenen bölgelerde, sıvılaşma, yumuşama, oturma gibi zayıflamalar ortaya gibi, deprem dalgalarında bir büyütme de ortaya çıkmayacak
Anadolu Yakası
Yayalar Formasyonu: Deprem yükleri altında zemin dinamiği süreci yaşanmayacak. Yer hareketlerinde kayda değer büyütme görülmeyecek.
Pelitli Formasyonu: Bu formasyonun yüzeylediği yerler kaya niteliğinde. Dayanım özellikleri ve taşıma gücü yüksek. Yapı yükleri altında oturma beklenmiyor. Deprem yükleri altında sıvılaşma veya başka bir zemin dinamiği süreci yaşanmayacak. Yer hareketlerinde kayda değer bir büyütme olmayacak.
Gözdağ Formasyonu: Orta sert kaya niteliğinde. Bu nitelikleri ile taşıma gücü yüksek ve yük altında sıkışmayan olumlu ortamlar söz konusu. Ana kaya niteliğinde olduğundan yerlerde deprem dalgalarında bir büyütme ortaya çıkmayacak.
Kartal Formasyonu: Marmara kıyı kuşağı boyunca tabaka kalınlığı değişken. Taşıma gücü genellikle yüksek. Ancak kireçtaşı ara tabakalarının ortaya çıktığı yerler ve sığ derinliklerde yeraltı suyu dolaşımı nedeniyle pek çok bodrum katında nem ve sızıntılar görülebilir. Bu birimin bulunduğu alanlarda derin kazılara başvurulmamalı.
Trakya Formasyonu: Orta ve sert kaya niteliğinde. Anadolu yakasında Üsküdar ve çevresini kapsıyor. Trakya yakasında ise geniş alandaki yüzeyi oluşturuyor. Yüzeydeki yumuşak killi tabaka 4-10 metre arasında değişiyor. Bina temellerinin kaya zemine oturması için en az 8, 10 metre derine inilmesi gerekiyor. Bu takdirde çok katlı yapılar güvenli ve deprem yükleri altında sıvılaşma, yumuşama, oturma gibi zayıflamalar ortaya çıkmaz. Ana kaya niteliğindeki yüzeylerde deprem dalgalarında bir büyütme ortaya çıkmayacak.
Independent Türkçe, Milliyet