Dikkat! Ağız yıkamak da, el yıkamak kadar önemli!

COVİD-19’U BASİT BİR GRİP GİBİ GEÇİRMEK MÜMKÜN, AMA!

Dikkat! Ağız yıkamak da, el yıkamak kadar önemli!


“Bahar geldi diye orman, deniz havasında olmayalım lütfen. Zorunlu olmayan herkes sosyal hayatının fişini çeksin ve evinde beklesin!” diyerek, bu süreçte evde kalmanın, sanılandan çok daha kritik önem taşıdığını vurguluyor Acıbadem Altunizade Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hacer Kuzu Okur. Dünyada salgın hastalık olarak ilan edilen koronavirüs ile ülkemizde de yüzde 80’imizin enfekte olacağını belirterek “Siz grip gibi geçirebilirsiniz ama başkalarının hayatına mal olabilirsiniz!” diyen Doç. Dr. Hacer Kuzu Okur virüsle savaşta bir başka önemli noktanın daha altını çiziyor: “Ağzımızı yıkamak!” İşte, Doç. Dr. Hacer Kuzu Okur’dan önemli uyarılar, öneriler…

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de bilançonun her geçen gün arttığı koronavirüsün hasta bireylerin öksürmeleri, aksırmaları ve hapşırmaları ile ortaya saçılan damlacıkların solunması yoluyla bulaştığını bilmeyenimiz kalmadı. Yine bu virüslerin her tür yüzeye yapışarak canlılıklarını korudukları esnada ellerimiz aracılığıyla hücrelerimize doğru yolculuğa çıktığını da! Acıbadem Altunizade Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hacer Kuzu Okur “Virüs, insan vücudu dışında cansız ortamlarda 4 güne kadar canlılığını sürdürebiliyor. Koronavirüs için temel kaynak enfekte hastalardır. Sağlıklı değil hasta kişilerin maske takması gerekiyor. Çünkü solunum yolumuzdan damlacık yolu ile havaya yayılan virüsler ya doğrudan solunum havasından alınır ya da bir süre havada asılı kaldıktan sonra yüzeylere konar ve canlılığını sürdürdüğü sırada ellerimizle dokunduğumuz yerlerden virüsü alırız. Ellerimize virüs bulaştıktan sonra yıkamadan gözümüze, burnumuza, ağzımıza, yüzümüze götürülmesi ile virüsün vücudumuzda yolculuğu başlamış olur” derken kritik bir noktanın altını çiziyor: “Virüs üst solunum yolu mukozamızda temas ettiğinde; su ile mukozayı yıkayıp ıslatır ve yutarsak mide asidinde canlılığını sürdüremez. Bu nedenle su içmek ve ağzımızı sık sık çalkalamak da el yıkamak kadar önemli!”

Covid-19 vücudumuzda böyle yolculuk ediyor!

Virüs üst solunum yolumuza girdikten sonra üremek için uygun ortamı bulduğu için hızla üremeye başlıyor, savunma sistemimizi aşıp hızla üremesini sürdürdüğünde alt solunum yolumuz olan bronşlarımızı etkileyerek bronşit ve zatürreye yol açıyor. Doç. Dr. Hacer Kuzu Okur “Virüsün üremesi çok olduğunda çok sayıda hava keseciklerinin içinde sıvı birikmeye başlar, fazla sayıda savunma hücreleri hücumu olur. Virüs, savunma hücreleri ve su ile dolan akciğerler işlevini yapamaz ve yetmezliğe girer” diyor.

Siz basit bir grip gibi geçirebilirsiniz ama!

Vücudumuzun koronavirüsle savaşma gücünü bağışıklık sistemimizin belirlediğini belirten Doç. Dr. Hacer Kuzu şöyle konuşuyor: “Virüs üst solunum yolu mukozamıza girdikten sonra vücudumuzun virüsle savaşma gücü bizdeki seyrini değiştirir. Astım, KOAH gibi kronik hastalıklar var ise ya da sigara içiyorsanız, bağışıklık sisteminizde zayıflık var ise hastaneye yatış gerekebilir. Bağışıklık sistemi iyi ve sağlıklı olan kişiler ise virüsle temas etmiş olsalar bile büyük çoğunluğu basit grip gibi atlatabilir. Ancak zeminde bağışıklık sistemini bozan hastalık varsa virüs 1-14 gün içerisinde hasta edebilir.” Doç. Dr. Hacer Kuzu Okur, koronavirüsten korunmak için 1-1,5 metre mesafesinin korunmasının, yüzeylere temas ettikten sonra ellerin su ve sabun ile en az 20 saniye yıkanmasının ya da alkol bazlı el antiseptiği ile temizlenmesinin ve ellerin yüzümüze götürülmemesinin şart olduğunu belirtirken, bu süreçte evde kalmanın, sanılandan çok daha kritik önem taşıdığını vurgulayarak “Bahar geldi diye orman, deniz havasında olmayalım lütfen. Zorunlu olmayan herkes sosyal hayatının fişini çeksin ve evinde beklesin!” diyor.

Yaşlılarımızı koruyalım!

Covid-19’un özellikle yaşlılarda ve kronik hastalığı olanlarda öldürücü olabildiğini belirten Doç. Dr. Hacer Kuzu Okur “Yaş ilerledikçe beslenme yetersizliği olur ve bağışıklık sistemi zayıflar. Yaşlılarımızı korumak için onlarla yakın mesafe kuralına ve beslenmelerine çok dikkat etmemiz gerekiyor. Beslenme yetersizliği ve yorgun olanlarda daha ağır tabloya yol açabiliyor. Ayrıca 1-1,5 metreden yakın mesafede 15 dakikadan daha az bulunsak bile virüsle enfekteysek onlara bulaştırabiliyoruz.” diyor.