Dil Ne Bilir Şekeri Şerbeti, Aldığın Lezzeti Baldan mı Sandın?

Her Şey O’ndan

Dil Ne Bilir Şekeri Şerbeti, Aldığın Lezzeti Baldan mı Sandın?




Dil Ne Bilir Şekeri Şerbeti, Aldığın Lezzeti Baldan mı Sandın?

Her Şey O’ndan

Dil ne bilir şekeri, şerbeti
Aldığın lezzeti baldan mı sandın
Ne arı, ne de ağaç verir nimeti
Elmayı, narı daldan mı sandın.

Baharı gönderir al gelin gibi
Bir hazine ki görünmez dibi
O Cemildir; cemâl prensibi
Güzeli yeşilden, aldan mı sandın.

Taktirden öte muradın olmaz
Çok istesen de inadın olmaz
O uçurursa kanadın olmaz
Uçmayı kuştan, kartaldan mı sandın.

O’nun emriyle göktedir varlıklar
O’nun emriyle yerde kalabalıklar
O dilerse kavağa çıkar balıklar
Şu düzenli hayatı faldan mı sandın.

Gördüğün, göremediğin…Göz O’nun
Bildigin, bilemedigin…Öz O’nun
Dediğin, diyemediğin…Söz O’nun
Kelamı dudaktan, dilden mi sandın.

O dilerse azlar çok olur
O dilerse varlar yok olur
O dilerse açlar tok olur
Tokluğu paradan puldan mı sandın.

Kâh gülersin, kâh dilhûnsun gözyaşına
Gün olur tuz bulamazsın aşına
Dün, bugün ne geldiyse başına
Eden O’dur, eyleyen O; kuldan mı sandın.

Ateşini söndürdün suyunda kaldın
Sütünü içtin de koyunda kaldın
Bir ömür yaşadın oyunda kaldın
Dünyayı evlattan, maldan mı sandın.

O’nun sanatı kilimin nakışında
O’nun şefkati ananın bakışında
O’nun rahmeti suyun akışında
Suyu çeşmeden, gölden mi sandın.

Amele bakarsın ateşi tartar
Rahmete bakarsın ümidin artar
Kurtar beni Allah’ım kurtar
Gönül necâtı amelden mi sandın.

İbrahim Sayar