Dilipak: Politikacı cam evde oturmalı

“Çıplak kralların kaftanlarına övgüler dizildiği gün helak yakındır"

Dilipak: Politikacı cam evde oturmalı


Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, bugünkü köşe yazısında politikacıların her konuda şeffaf olması gerektiğini söyledi.

Dilipak, bugünkü “Makasıd-ı İdare ve Riayet-i Maslaha” başlıklı köşe yazısında bir dizi eleştirisini gündeme getirdi.

Dilipak, rüşvet ve torpil konularında şunları yazdı:

Bakın yasayla düzenlediğiniz her konuda karar veren siyasilerdir. Uygulayıcılar da bürokratlardır. Rüşvet de, torpil de işte bu bataklıkta hayat bulur. Kapalı kapılar arkasında gizli kapaklı işlerle Şeytanları ile buluşur insan. Politikacı “cam ev”de oturmalıdır. Şeffaf olmalıdır, icraatı denetlenebilir olmalıdır. Hesab verilebilir konumda olmalıdırlar. La yüs’el olmamalıdırlar. Erişilebilir olmalıdırlar. Değilse kibir onları Haktan ve halktan uzaklaştırır. “Selam verirsiniz rüşvet değildir diye almaz olurlar”. Hayır diye yaptıkları gösteriştir, günahlarını gizlemek için halkın gözüne çektikleri perdedir onlar. “Bir hırsız bir bağdan bir bostan çalarmış rüşvet alan biri bir bostan karşılığında bir bağı satarmış”. Torpil de makam hırsızlığıdır aslında. Başkasının hakkını yemektir. Kul hakkının gasbıdır. Kişi şarap masasından kalkmadan tevbe etmiş sayılmayacağı gibi, haram mal ve parayı, kul hakkını sahibine iade etmeden de tevbe kabul edilmez. Tevbe etmeden de affedilmez. Aksine gazaba muhatap olur. İşler çığırından çıkınca, kendilerine kamu malına ve makamına tamah eder, servet ve makam düşkünü kifayetsiz muhterisler, makamları işgal edince “kahtı rical” dönemi başlar. Cilalı adam döneminde her iyilik onların, her kötülük ötekilerin olur. Herkes kendini merkezde görür. Onlar olmasalar her şey mahvolurdu sanki! Etrafındaki meddahları hep bunu söylerler. “Şeyh uçmaz, mürit uçurur” hesabı, gün gelir kerametleri anlatılmaya başlar. Böyledir bu işler. Tarihin çöplüğü bu hikayelerle doludur.. Çıplak kıralların kaftanlarına övgüler dizilir gün gelir. İşte o zaman helak yakındır. Siyaset “dua ile istenen bela”ya dönüşür.

Her topluluğun layık olduğu gibi idare edileceğini işaret eden Akit yazarı şunları yazdı:

Tencere yuvarlanır kapağını bulur. Yoldan çıkmış bir kavime zalim bir hükümdar gerekir. Hep birlikte cehenneme giderler. Bu oyunun dışında kalanlara gelince, Allah’ın ipine sımsıkı tutunanlar mahzun olmayacaklar. Birilerinin zulmüne uğrasalar da o Allah’ın gazabının onlar üzerinde tecellisinin vesilesi olacaktır. Allah’ın ipine tutunanlara gelince onlara bu yolda sabır ve direnişleri sebebi ile din günü yaptıklarının karşılığını kat kat fazlası ile alacaklardır. 

 

Akit, Independent Türkçe