Doğu Perinçek'ten Ülker Grubu ve Sabancı örneği
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Habertürk’te Mehmet Akif Ersoy’un sunduğu “Nedir Ne Değildir?” programına konuk olan Perinçek, kendisine sorulan Vatan Partisi’nin “Aynı Gemideyiz” siyasetiyle ilgili olarak, şunları söyledi:
"'Aynı gemideyiz’ demek, ‘Aynı Türkiye İttifakı içerisindeyiz’ demektir. Türkiye Gemisi, zaferden zafere ilerliyor. Atlantik sistemine bağlandığımız 1945’ten bu yana, Türkiye’nin en iyi dönemindeyiz."
Perinçek, Türkiye’nin Asya yöneliminin konjonktürel olup olmadığıyla ilgili soruya ise, Ülker Grubu ve Sabancı örneği ile anlattı. Perinçek, "Sayın Güler Sabancı, kendisine sorulan ‘Türkiye’nin yeri ne olabilir?’ sorusuna tek cümleyle yanıt verdi: ‘Üretim Asya’da’ Yine Ülker’in sahibi Sayın Murat Ülker’in, Çin’le ilgili analizleri ve yaptıkları yatırımlar büyük sermayenin gelişmeyi Asya’da gördüğünü ispatlıyor. Üretim, teknoloji, icatlar, yapay zeka, Koronavirüse çözüm… hepsi Asya’da. Kısaca Türkiye’nin Üretim Devrimi için uygun iklim burada. Batı ise her yönüyle perişan vaziyette" diye ifade etti.
Perinçek'in programdaki açıklamaları şu şekilde:
“Siyasetimizi, Sayın Erdoğan bizim çizgimize geldi’ şeklinde ifade etmiyoruz. ‘Aynı gemideyiz’ demek, ‘Aynı Türkiye İttifakı içerisindeyiz’ demektir. Türkiye Gemisi, zaferden zafere ilerliyor. Atlantik sistemine bağlandığımız 1945’ten bu yana, Türkiye’nin en iyi dönemindeyiz. Türkiye’yi, borçlanma ekonomisi içerisinde boğulmaya ve bölünmeye zorlayan Atlantik’teki zincirlerimizi kırıyoruz. Eskiden Türkiye’nin hükümetlerini ABD belirliyordu. ABD’ye koşuluyor ve oradan iktidar ruhsatı alınıyordu. Şimdi ise kim Atlantik’e kafa tutuyorsa o hükümette kalıyor.
ERDOĞAN’IN BAKÜ’DEKİ KAFKASYA PLATFORMU ÖNERİSİ
Dış ticaretimizin birinci ortağı Rusya, ikinci ortağı Çin. Demek ki ekonomide Atlantik’ten ayrılmışız. Güvenliğe bakıyoruz… Atlantik sistemi bize teslim olmayı ve parçalanmayı dayattı. Türkiye’ye karşı siyasetlerinde ‘sözde Kürdistan’ı, 2. İsrail devletini kurup seni parçalayacağım’ dediler. Ergenekon kumpasları, 15 Temmuz darbe girişimi… Hepsi Atlantik merkezli tehditlerdi. Bölünmeyi kabul edemezdik ve etmedik de… Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan da Bakü’de Zafer Bayramı kutlamasında dedi ki, ‘Türkiye, Rusya, İran, Azerbaycan, Gürcistan Batı Asya’da beraberlik üretiyoruz. Ermenistan da bunun içinde gelecekse gelsin.’ Bu tespit tabii, Astana süreci, Soçi mutabakatı deneyimleri sonrasında yapılıyor. Ülkemizin güvenlikte de Asya mevzilerine yerleştiği bir kez daha dile getiriliyor. Kafkasya Platformu önerisi Asya mevzisini güçlendirecektir.
ASYA YÖNELİMİ DALGALANMA MI, NESNEL Mİ
Bu süreç nesneldir. Vatan Partisi, yıllar önce Atlantik’in gerilediğini ve Asya – Avrasya’nın yükseldiğini saptadı ve Türkiye’nin bugünkü konumunu gördü. Sayın Erdoğan da Birleşmiş Milletler (BM) kürsüsünden ilan etti. Dedi ki, ‘Tarihin sarkacı Asya’ya kaydı’ Türkiye’nin, Asya Açılımını yaptığını, hem Cumhurbaşkanı hem de Dışişleri Bakanı Sayın Çavuşoğlu açıkladı. Çok doğru tarihsel ve stratejik bir tespit. Yalnız hükümet değil, bu gerçeği TÜSİAD ve Türkiye’nin en büyük holdingleri de ifade ediyor. Sayın Güler Sabancı, kendisine sorulan ‘Türkiye’nin yeri ne olabilir?’ sorusuna tek cümleyle yanıt verdi: ‘Üretim Asya’da’ Yine Ülker’in sahibi Sayın Murat Ülker’in, Çin’le ilgili analizleri ve yaptıkları yatırımlar büyük sermayenin gelişmeyi Asya’da gördüğünü ispatlıyor. Üretim, teknoloji, icatlar, yapay zeka, Koronavirüse çözüm… hepsi Asya’da. Kısaca Türkiye’nin Üretim Devrimi için uygun iklim burada. Batı ise her yönüyle perişan vaziyette. Siz şu kararı vereceksiniz: Çağdaş uygarlığın içinde yer alacak mısınız? Yoksa ayak mı sürüyeceksiniz?”
Odatv.com