Doğu ve Güneydoğu koronavirüsten nasıl korundu?
Güneydoğu’da risk seviyesi neden düşük?
Doğu ve Güneydoğu koronavirüsten nasıl korundu?
Koronavirüs risk haritasına göre Doğu ve Güneydoğu’daki 13 kent ve Uşak, riskin en az olduğu iller olarak belirlendi. Riskli bölgelerin başında gelen Güneydoğu’da bu başarı nasıl sağlandı, rakamlar gerçeği yansıtıyor mu?
Sağlık Bakanlığı’nca açıklanan koronavirüs risk haritasına göre, riskin en düşük olduğu 13 şehir, Doğu ve Güneydoğu’da yer alıyor. Yaz aylarında günlük vaka sayılarının Türkiye ortalamasının çok üstünde olduğu bölgede 13 kentin düşük riskli olarak işaretlenmesi vatandaşları şaşırttı. Risk seviyesinin düşük olması nedeniyle normalleşme de diğer illere göre daha erken başladı.
Güneydoğu’da risk seviyesi neden düşük?
Peki, Güneydoğu illerinde risk seviyesi neden düşük? Uzmanlara göre, vaka sayılarındaki artışın yol açtığı toplumsal bağışıklık, kısıtlamalar, aşılamanın başlaması ve vatandaşların kurallara uyması en önemli nedenler. Bölgede görev yapan bir aile hekimi, Kasım ayında günde 120 Covid veya temaslı vaka takibi yaparken, şu anda bir veya iki hasta takip ettiğini söylüyor. Uzmanlara göre, geçen yaz ve sohbahar mevsimlerinde hızlı bir yükseliş gösteren salgın nedeniyle birçok kişi enfekte oldu. Buna bağlı olarak toplumsal bağışıklığın geliştiğini ve insanlarda korunma bilinci oluştuğuna dikkat çeken doktorlar, son zamanlarda hastalığın etkisinin azalması nedeniyle insanların eskisi gibi test yaptırmaya da çok rağbet göstermediği görüşünde.
Diyarbakır’da günlük vaka sayısı 45’e düştü
Yaz aylarında vakaların hızlı arttığı yerlerin başında Diyarbakır geliyordu. Salgının pik yaptığı dönemde günde bin kişiyi bulan vaka sayıları şu anda ortalama 45’e düşmüş durumda. O dönemde vefat eden hasta sayısının çokluğuna dikkat çeken Dicle Üniversitesi Covid-19 Yoğun Bakım Koordinatörü Prof.Dr. Recep Tekin, tedbirlerle birlikte insanların daha hassas davranmaya başladığını düşünüyor. Eylül ve Ekim aylarında bölgedeki vaka sayısının fazlalığına dikkat çeken Tekin, sürü bağışıklığı olmasa bile vaka sayısının yüksekliğinin de salgının hız kesmesine katkı sağladığı görüşünde. Aşı çalışmaları ile birlikte kırılmanın devam ettiğini belirten Tekin, "Korkumuz, umarım ki çok fazla bir artış olmaz. Belki küçük bir kıpırdanma olabilir. Yüzde 5, 10’luk bir artış olursa da bunun çok sıkıntı yaratacağını düşünmüyorum. Kontrollü bir artış olabilir belki” diye konuşuyor.
Rakamlar doğru mu?
Peki, Doğu ve Güneydoğu için açıklanan rakamlar gerçeği yansıtıyor mu? Türk Tabipler Birliği, bölgede aşı çalışmalarının yetersiz ve test oranlarının düşük olduğu görüşünde. TTB Merkez Konsey Üyesi Halis Yerlikaya’ya göre, sahadan alınan verilerle Sağlık Bakanlığı’nın dün açıkladığı veriler uyuşuyor. Bölge genelinde vaka sayılarının az olduğunu ifade Dr. Yerlikaya, ancak pandeminin henüz tamamen kontrol altına alınmadığının da unutulmamalsı gerektiğini belirtiyor. Yerlikaya, aşılama oranının düşük olması ve mutant virüsün yayılımının daha fazla olmasının da kaygı yarattığını belirtiyor.
“Herşey bitmiş değil”
Sürecin en başından beri şeffaflık çağrısı yaptıklarına dikkat çeken TTB Merkez Konseyi Üyesi Halis Yerlikaya, sonuç olarak Türkiye'de pandeminin yıkıcı etkisinin yaşandığını kaydetti. Yaz dönemlerinde Diyarbakır’ın sadece bir hastanesindeki vefat oranlarının tüm Türkiye’de açıklanan rakamların yarısı kadar olduğunu belirten Yerlikaya, Türkiye’de son iki hafta içerisinde yüzde 20’lik bir artış olduğu görüşünde. Yerlikaya’ya göre, dün bölgesel bazda alınan kararlar doğru, ancak bu durum herşeyin kontrol altında olduğu anlamına gelmiyor.
Yerlikaya, "Bir önceki süreçte düştüğümüz hatalara düşmememiz lazım. Fiziksel mesafe, hijyen ve maske kullanımının devam etmesi gerekiyor. Henüz tehlike geçmiş değil. Bu süreçlerde bazı illerde oranlar çok düşük olsa bile kısıtlamaların ortadan kaldırılması ile birlikte yeniden artışlarla karşı karşıya kalabiliriz. O nedenle herkesin kurallara daha fazla uyması gerekiyor” diye uyarıyor.
Esnaf memnun, vatandaş temkinli
Bölgede normalleşme adımlarından en çok memnun olanlar ise esnaflar. Pandemi nedeniyle aylardır iş yerlerini açmayan gıda sektöründeki esnaflar, sabahtan itibaren yeniden çalışmaya başladı. Diyarbakır’ın Sur ilçesinde kahvaltı lokantası işleten Edip Bektaş o esnaflardan biri. Yaklaşık dört aydır iş yerini açamadığını belirten Bektaş, bu nedenle ekonomik olarak oldukça zorlandığını belirtiyor.
Sur'da çay ocağı işleten Nizamettin Torun ise pandemi dönemini çok sıkıntılı geçirdiklerini, dört ay boyunca evden çıkamadıklarını ve bunun ekonomik olarak kendilerini çok yıprattığını ifade ediyor.
Normalleşme kararı bugün sokağa çıkan vatandaşların bir kısmını memnun ederken, bazı vatandaşlar ise erken olduğunu düşünüyor. Vaka sayılarının değişkenlik gösterdiğini belirten Mehmet Kızıl, “Vaka sayıları belli bir seviyenin altına inmeden ve aşılama ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 50'si, 60’ının üstünde yapılmadan normalleşmenin yapılması iyi değil. Ama esnaflarımız için iyi olacaktır” diyor.
Felat Bozarslan / Diyarbakır
Deutsche Welle Türkçe