Doktorlar sağlık alanındaki düzenlemeleri yeterli görmüyor
"Şiddetle ilgili düzenleme olumlu ama yetersiz"
Doktorlar sağlık alanındaki düzenlemeleri yeterli görmüyor
Sağlık çalışanlarının sorunlarına çözüm getirmesi öngörülen iki düzenleme hafta içinde TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Ancak TTB ve sendikalara göre bu düzenlemeler yeterli değil.
Türkiye’de başta hekimler olmak üzere sağlık çalışanları, 14 Mart Tıp Bayramı haftasında iki ya da üç gün grev yaptı. Sağlıkta şiddet, ücretlerin yetersizliği ve malpraktisin (tıbbi yanlış uygulama) getirdiği yüksek tazminat yükü en sık dile getirilen şikayetlerdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu konularda adım atılacağını duyururken hafta içi iki düzenleme Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığına sunuldu. DW Türkçe greve giden Türk Tabipleri Birliği (TTB), Hekim Birliği Sendikası, Tabip Sendikası (Tabip-Sen) ve Hekimsen’e söz konusu yasa teklifini sordu. Hekimsen konuyla ilgili ayrıca açıklama yapacağını bildirerek görüş vermedi.
"Şiddetle ilgili düzenleme olumlu ama yetersiz"
Yasa teklifinde sağlıkta şiddetle ilgili iki düzenleme yer aldı. Bunlardan ilki Türk Ceza Kanunu’nun 119. maddesinde yer alan "kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi" suçunun cezasının, söz konusu sağlık hizmeti olunca, altıda bir oranında artırılmasıydı. Diğeri ise sağlıkta şiddetin, tutuklama gerektiren katalog suçlar kapsamına alınmasıydı.
TTB Genel Sekreteri Prof. Vedat Bulut sağlıkta şiddetin halihazırda Sağlık Hizmetleri Temel Kanununa göre tutuklama gerektirdiğini ancak bunun savcılar tarafından göz ardı edildiğini söyledi. Yapılan bu düzenlemeyle hükmün daha görünür olacağını ve sahada olumlu sonuçlar beklediklerini ifade etti. Bulut bunun yanında "sağlıkta şiddeti artıran" beş dakika muayene süresi gibi uygulamaların ortadan kaldırılmamasını da eleştirdi.
Hekim Birliği Sendikası Başkan Yardımcısı Dr. Yakup Gökhan Doğramacı da sağlıkta şiddetin katalog suçlar içerisine alınmasıyla hakimlerin bu konuyu daha ciddiyetle ele alacağını ifade etti. Doğramacı bunun yanında, "Bizim derdimiz failin sadece tutuklanması değil. Biz silahla tehdit de ediliyoruz. Buna ilişkin ek bir düzenleme yapılmadı" dedi.
Tabip-Sen Başkanı Dr. Ahmet Erçek ise şiddet düzenlemesini, "olumlu ama yetersiz" bulduklarını ifade etti. Sağlıkta şiddetin komplike bir durum olduğunu söyleyen Erçek, "Hastaneye silahla girilmemesi gibi tedbirler, (şiddet uygulayan) vatandaşın sağlık hizmeti alması konusunda yaptırımlar, para cezaları gibi taleplerimiz olmuştu" diyerek, bunların gelecekte uygulamaya geçmesini diledi.
"Malpraktiste 'kasıt' net olarak ifade edilmiyor"
Yasa teklifindeki diğer düzenleme ise malpraktisle ilgili Sağlık Bakanlığı bünyesinde bir Mesleki Sorumluluk Kurulu oluşturulması oldu. Yedi kişilik kurulda Bakanlığın beş bürokratı ve iki hekim yer alacak. Sağlık çalışanları malpraktisle ilgili bu kurul izin verirse soruşturulabilecek. Malpraktis tazminatının kimin tarafından ödeneceği, "(sağlık çalışanının) görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanıp kullanmadığı ve kusur durumu gözetilmek suretiyle" kararlaştırılacak.
Bu tazminatı kimin ödeyeceği hekimler arasında da tartışma konusu oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan tazminatın, ancak kasıt varsa sağlık çalışanından alınacağını ifade etmişti.
Dr. Doğramacı metinde yer alan "görevi kötüye kullanma" ve "kusur" ifadeleri yerine doğrudan "kasıt" ifadesinin kullanılması gerektiğini, metnin bu haliyle muğlak olduğunu savundu. Dr. Erçek de benzer şekilde, "Cumhurbaşkanı konuşmasında kasta atıf yaptı, ancak bu atıf metne yansımadı" dedi. Her iki hekim de yasa teklifinin bu haliyle, mevcut yerel kurulları merkezileştirmekten başka bir amaca hizmet etmeyeceğini ifade etti.
Hekimler ayrıca kurulda yalnızca iki doktorun yer almasının durum tespiti açısından sıkıntı yaratabileceğini kaydediyor. Prof. Bulut ise meslek örgütleri ve sendika temsilcilerinin kurulda bulunmamasının tarafgirliğe yol açabileceğini savunarak, "Bir Demokles’in kılıcı gibi bazı hekimlerin tazminatını devletin ödemesi, bazı hekimlerin ise tazminatını kendisinin ödemesi sonucunu doğurabilir" sözlerini kullandı.
Ücretlerle ilgili düzenleme yok
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın duyurduğu bir diğer düzenleme ise ücretlerle ilgiliydi. Erdoğan sağlık çalışanlarının sabit ek ödemelerinin merkezi bütçeye alınacağını, döner sermaye ödemelerinde de artış yapılacağını söylemişti. Ancak bu konuda henüz bir adım atılmış değil.
Dr. Doğramacı artışın sadece yan ödemelerle sınırlı kalmamasını, temel ücretlerde de artış yapılmasını talep etti.
Dr. Erçek de doktorların cebine girecek toplam miktarın önemli olduğunu söyleyerek çalışmaların bir an önce tamamlanması gerektiğini dile getirdi. Prof. Bulut ise doktorların satın alma gücünün 2003 yılına göre 3’te 1 oranına düştüğünü kaydederek, "Bu nedenle yüzde 150'lik bir zam gerekiyor" dedi.
Grevler sürecek
Bu düzenlemeler duyurulurken sağlık çalışanlarının grevlerine devam edip etmeyeceği merak konusu oldu. Prof. Bulut gelişmeleri takip edeceklerini, gerekirse Nisan ayında yeniden eylem yapacaklarını ifade etti. Dr. Doğramacı sahadan "süresiz grev" talebi geldiğini söyleyerek yakın zamanda eylem planlarını belirleyeceklerini bildirdi. Dr. Erçek de, "Özlük haklarımızla ilgili adımlar realize edilmezse elbette ki eylemler devam edecek. Bunda şüphe yok" dedi. Malpraktis ve sağlıkta şiddetle ilgili düzenlemelerin önümüzdeki günlerde yasalaşması bekleniyor.
Batu Bozkürk
Deutsche Welle Türkçe