Dünyanın en büyük mülteci kampında virüs korkusu
Kamptaki ilk vaka
Bangladeş’teki Kutupalong Kampı’nda alınan önlemlere rağmen ilk koronavirüs vakası tespit edildi. Yardım örgütleri, 855 bin kişinin kaldığı kampta mültecileri koruyabilmek için destek çağrısında bulunuyor.
Pandemi başladığından bu yana yardım örgütleri, dünya genelinde mülteci kamplarında salgının korkunç sonuçları olabileceği konusunda uyarıda bulunuyor. Bu senaryonun önüne geçmek için Bangladeş’de bulunan ve dünyanın en büyük mülteci kampı olan Kutupalong Kampı, Nisan ayı başında büyük ölçüde dış dünyaya kapatıldı. Kampa giriş çıkışlar yalnızca acil durumlarla sınırlandırıldı. Bu düzenlemenin denetimi için sokaklar kapatılırken, polis ve devriye güçleri görevlendirildi.
Uluslararası Kurtarma Komitesi (IRC) ve CARE Almanya gibi yardım örgütleri, geçen haftalarda olabildiğince kapsamlı önlemler aldı. Sağlık personeline gerekli eğitim verildi, karantina alanları oluşturuldu. IRC’nin verilerine göre bir birimin bin 700 yataktan oluşması planlanıyor, bu yataklardan birkaç yüzü ise kullanıma hazır durumda. Ayrıca 10 solunum cihazının bulunduğu bir yoğun bakım bölümü de oluşturuldu.
Kamptaki ilk vaka
Birkaç gün önce ise korkulan oldu. Kendini iyi hissetmediği için en yakın muayenehaneye giden bir mültecide COVID-19 semptomları görüldüğü tespit edildi. Bunun üzerine yapılan test, şüpheleri doğrulayan bir sonuç verdi. Test sonucu pozitif çıkan mültecinin ailesindeki altı kişiden daha test için örnek alınarak, bu kişilerin karantinaya gönderildiği kaydedildi.
Bangladeş Hükümeti ve IRC, Deutsche Welle’ye enfeksiyon zincirini kırmak için büyük bir baskı altında çalıştıklarını ve sürecin devam ettiğini aktardı.
Teşhis edilen vaka nedeniyle şu anda kapasitesinin çok üzerinde kişinin kaldığı kamptaki 855 binden fazla mültecinin yanı sıra, kampın yakınlarında yaşayan 440 binden fazla bölge sakini de tehdit altında. Hükümet, kampın dışında da vakalar görüldüğünü, ancak durumun kontrol altında olduğunu kaydediyor.
Yardım örgütlerinden destek çağrısı
IRC Bangladeş Direktörü Manish Agrawal, kampta olası bir felaketin önlenmesi için daha fazla yardıma ihtiyaçları olduğunu söylüyor. Sağlık ünitelerinin şimdiden dolduğunu belirten Agrawal, hastaların tedavisi için gereken tıbbi personel ve ilaçtan da yoksun olduklarını ve yer sıkıntısı yaşadıklarını aktarıyor.
Teşhis edilen koronavirüs vakası nedeniyle Kutupalong Kampı'ndaki 855 binden fazla mülteci tehdit altında
Kamptaki hijyen koşullarının ise, pandemi öncesinde de de yetersiz olduğuna dikkat çekiliyor. Kampta, çok sayıda aile tek bir tuvaleti paylaşırken, içme ve çamaşır suyu için uzun kuyruklar oluşuyor. Mültecilerin yaşadığı yer sıkıntısı ve doluluk oranı da fiziki mesafenin korunmasını imkansız kılıyor. Agrawal, kamptaki yoğunluğun, virüsün Vuhan’dan dört kat daha hızlı yayılma imkanı bulduğu Diamond Princess gemisindekinin de 1,6 katı olduğuna dikkat çekiyor. Tüm bu koşullar göz önüne alındığında virüsün hızlı bir biçimde yayılmasının önüne geçmek mümkün görünmüyor.
IRC Bangladeş Direktörünün dikkat çektiği bir başka nokta ise, farklı dillerdeki bilgilendirme kampanyalarına rağmen mültecilerin yine de yeterli bilgi alamaması. Bunun bir nedeni de Bangladeş hükümetinin sahte haber ve enformasyon yayılımının önüne geçmek amacıyla uyguladığı internet kıstlaması. Bu kısıtlamanın kampta, virüs hakkında doğru bilgiye ulaşılmayı güçleştirdiğini ve mültecilerin virüsten nasıl korunacaklarına ilişkin gerekli şekilde bilinçlenmesinin önünde geçtiğini belirten IRC’ye göre bu durum insani yardım kuruluşlarının da işini zorlaştırıyor.
''Rohingyalar yeterince travma yaşadı''
Kamplarda 2017’de bu yana görev yapan Alman yardım örgütü CARE de, IRC’nin destek talebi çağrısını yineliyor. Örgüt, virüs oraya çıktıktan sonra hijyen koşullarını iyileştirmek için çalışmalar yürüttüklerini ancak bunu ek yardım olmadan devam ettirmelerinin mümkün olmadığını kaydediyor.
CARE Asya Bölge Direktörü Deepmala Mahla, Cox’s Bazar’daki Rohingyaların halihazırda korkunç travmalar yaşadıklarına dikkat çekerek, ''Uluslararası toplumu, ısrarla Bangladeş’te görev yapan yardım örgütlerini finansal olarak desteklemeye davet ediyoruz'' diyor.
Rodion Ebbighausen / Ahmed Faisal
Deutsche Welle Türkçe