Duruşmalara kimse alınmıyor, hukukçular itiraz ediyor

"Hakimlerin bu kadar geniş bir takdir yetkisi olamaz"

Duruşmalara kimse alınmıyor, hukukçular itiraz ediyor




Duruşmalara kimse alınmıyor, hukukçular itiraz ediyor

Pandemi nedeniyle duruşmalara taraflar dışında kimse alınmıyor. Hukukçular, uygulamanın Anayasa’ya ve İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu söylüyor.

Türkiye'de Covid-19 salgınının ilk dönemlerinde devam eden davalarda duruşma salonlarına hakimlerin kararıyla sadece belirli sayıda izleyici, gözlemci ve gazeteci alınıyordu. Ancak son zamanlarda davaya müdahil avukatlar ve taraflar dışında hiç kimsenin duruşmayı takip etmesine izin verilmiyor. Bu durum büyük bir tartışmayı da beraberinde getirdi. 

İstanbul Barosu, yapılan uygulamanın hukuki alt yapısının hazırlanması için Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulundu. DW Türkçe’ye konuşan İstanbul Barosu Başkanı avukat Mehmet Durakoğlu, duruşmaların aleniliğinin hukuki olarak çerçevesinin belirlendiğini, bunun da evrensel bir kural olduğunu söyledi. Durakoğlu, Covid-19 nedeniyle bazı önlemlerin yapılması söz konusu olsa dahi alenilik ilkesinin kesinlikle çiğnenmemesi gerektiğinin altını çizdi: "Hakimler duruşma salonunun gerçek hakimi olsa bile böyle bir evrensel hukuk kuralının ortadan kaldırılmasına yönelik bir hukuki dayanak yoktur. Bunun doğuracağı sonuçlar da olacaktır. Alenilik ilkesi çiğnendiği anda neler olabileceğini düşünemezsiniz zaten. Her şey söylenebilir."

Mehmet Durakoğlu

Mehmet Durakoğlu

Avukatların bulunmasının alenilik ilkesi için yeterli olmadığını savunan Durakoğlu’na göre, dileyen herkes duruşmaları izleyebilmeli. Salonların küçük olduğu için bulaşma riskinin bulunduğunu ancak mutlaka bir hukuki düzenleme yapılması gerektiğini hatırlatan Durakoğlu, baro olarak bakanlığa yaptıkları başvuruda, sadece duruşmalarla ilgili değil, genel olarak hukuki düzenleme yapılması talebinde bulunduklarını kaydetti. İstanbul Barosu Başkanı, "Özellikle de temel hakları sınırlayacak düzenlemelerin mutlaka yasal zemine oturtulması gerekiyor." şeklinde konuştu.

Bir davada duruşmaların nasıl izleneceği usül yasalarınca belirlenmiş durumda. Türkiye’deki duruşmalara kimsenin alınmaması uygulaması hakimlerce verilen bir karar. İnsan hakları hukukçusu avukat Kerem Altıparmak’a göre, hangi duruşmanın kapatılabileceği açıkça belli. Bunun dışındaki bir uygulama adil yargılanma hakkına aykırı. "Yasalarda açıkça çerçevesi çizilmemiş bir düzenlemeyi hakim kafasına göre yapamaz" diyen Altıparmak, salgın olduğu için kimsenin bu uygulamanın yasal olup olmadığını sorgulamadığını hatırlatıyor. 

İktidara da eleştiride bulunan Altıparmak, yaz boyu baroların statülerinin nasıl değiştirilebileceği ile ilgili düzenlemeler yapıldığını belirterek, "Bu kadar zaman buna harcanacağına duruşmaların nasıl izleneceği ile ilgili bir yasal düzenleme yapılabilirdi" diyor.

İçişleri Bakanlığı’nın keyfi bir şekilde yasaklar açıkladığını, bunlar için mutlaka yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini anlatan Altıparmak, uygulamanın sakıncaları hakkında şunları söyledi: "Hakimlerin bu kadar geniş bir takdir yetkisi olamaz. Orada herhangi bir hukukçunun, vatandaşın, gazetecinin, gözlemcinin duruşmaları izlemesi gerekir. Bu adil yargılanma hakkının bir parçası. Denetlenmesi gerekir. Yapılmadığı takdirde adil yargılanma hakkını etkiliyor." Altıparmak, gelecek hafta Osman Kavala’nın duruşmasının olduğunu hatırlatarak, "Uluslararası gözlemciler gelip izleyecek, nasıl izleyecekler?" sorusunu yöneltiyor.

Tora Pekin

Tora Pekin

"Ortada alınmış bir karar da yok"

Avukat Tora Pekin de, yapılan uygulamada bir başsavcılık, bakanlık talimatı olmadığını, bunun tamamen hakimlerin kendi inisiyatifleriyle alınmış bir karar olduğunu ifade ediyor. "Bir emir olsa mücadele etmek daha kolay, ortada alınmış bir karar da yok. Tamamen keyfi bir uygulama" diyen Pekin, bunun "ancak otoriter rejimlerin kullanabileceği bir yöntem" olduğunu belirtiyor ve böylece hakimlerin davalarda "kamunun baskısını hiç hissetmeden karar verme" yetkisine sahip olduklarını vurguluyor. Avukat Pekin, "Kamu gücünün erkleri denetlemediği rejime de demokrasi denemez" diyerek, yapılan keyfi uygulamanın Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne de aykırı olduğunu söylüyor. 

Duruşmalara kimsenin alınmaması konusunda İstanbul Barosu’nun yaptığı başvuruya şu ana kadar Adalet Bakanlığı’ndan bir yanıt yok. Bu konuda yeni bir düzenlemenin yapılıp yapılmayacağı ise şimdilik bilinmiyor. 


Serkan Ocak

 Deutsche Welle Türkçe