Dürzilerden Tarihi Başkaldırı: Özerklik Talebi ve Şam’a Meydan Okuma

Dürziler, Suriye’nin Süveyde şehrinde özerklik talebiyle Şam yönetimine karşı meydan okudu. Topluluğun silah bırakmama kararı, bölgedeki dengeleri nasıl değiştirecek?

Dürzilerden Tarihi Başkaldırı: Özerklik Talebi ve Şam’a Meydan Okuma


Dürzilerden Tarihi Başkaldırı: Özerklik Talebi ve Şam’a Meydan Okuma

YEREL GÜNDEM / ORTADOĞU

Suriye’nin güneyindeki Süveyde şehrinde yaşayan Dürziler, Şam yönetimine karşı ikinci kez silahlı direniş sergileyerek, “Şam’ın adamları giremez” mesajını verdi. Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri’nin “Silah bırakmıyoruz” açıklaması, bölgede dikkat çekici bir gündem oluştururken, uluslararası güçlerin bu meseleyi yakından izlediği bildiriliyor. Ancak bu meydan okuma, yalnızca Dürzilerin haklarıyla mı ilgili, yoksa İsrail’in yeni bir stratejisi mi devrede?

Geçmişten Günümüze Dürziler: Esad Safından Ayrılış

Dürziler, Suriye’de tarih boyunca varlık göstermiş ve genellikle rejim yanlısı bir tutum benimsemiş bir topluluktu. Ancak Suriye’deki iç savaş ve ardından gelen katliamlar, bu topluluğun Esad rejimiyle olan bağlarını koparmasına neden oldu. 2015-2018 yılları arasında Kalb Loze ve Süveyde’de yaşanan katliamlar, topluluğun güvenlik kaygılarını artırdı. Özellikle Süveyde’de IŞİD’in saldırıları sonucu 250’den fazla insanın hayatını kaybetmesi, Dürzilerin savunma reflekslerini güçlendirdi.

Bu süreçte, Dürzilerin saf değiştirmesi dikkat çekti. İç savaşın sonlarına doğru, Dürzi milislerinin Esad’a karşı savaşan gruplarla ittifak kurması, topluluğun gelecekteki siyasi yönelimleri hakkında ipuçları sundu.

Dürziler ve İsrail: Stratejik İşbirliği Mi?

Dürzilerin, İsrail’le olan bağlantıları yeni bir boyut kazanıyor. İsrail’deki Dürzi liderlerin, Tel Aviv yönetimine Suriye’deki topluluklarına destek olma çağrıları yapması, dikkatleri bu işbirliğine çevirdi. 2024’te İsrail Başbakanı Netanyahu ile Dürzi ruhani lider Mawafek Tarif’in görüşmesi, Dürzilerin İsrail’in Ortadoğu’daki yeni stratejilerinde önemli bir rol üstlenebileceğini gösteriyor.

İsrail’in Golan Tepeleri’ni işgal etmesi ve Suriye’nin savunma altyapısına yönelik müdahaleleri, bölgedeki güç dengelerini değiştirmişti. Dürzilerin bu süreçte hem Şam yönetimine karşı hem de İsrail’in desteklediği HTŞ gibi gruplara karşı duruşu, karmaşık bir güç mücadelesine işaret ediyor.

Kadın Vali ve Federal Sistem Mesajı

Süveyde’de Şam yönetiminin atadığı valiyi reddeden Dürziler, kendi seçtikleri bir kadın valiyi tayin ederek sembolik bir mesaj verdi. Bu adım, hem Dürzilerin bağımsızlık arayışını hem de bölgedeki sosyal yapıyı değiştirme isteğini ortaya koyuyor.

Dürzi lider Baha Cemal’in Rudaw TV’ye yaptığı açıklamada, “Bir saldırı ya da dayatma olursa federal bir sistem talebinde bulunabiliriz” ifadeleri, topluluğun Suriye’nin geleceğinde daha geniş bir rol üstlenme niyetini açıkça gösteriyor.

Uluslararası Güçler ve Dürzilerin Rolü

Dürzilerin son hareketleri, uluslararası güçlerin bölgedeki planlarında önemli bir yer tutabilir. ABD ve İsrail’in, Suriye’de federal bir sistem kurulmasını destekleyebileceği ve Dürzileri bu sistemin bir parçası haline getirebileceği konuşuluyor. Özellikle Dürzilerin İsrail’in desteğiyle özerklik taleplerini artırması, bölgede yeni bir siyasi ve askeri denklemin oluşmasına zemin hazırlayabilir.

Sonuç: Dürziler Nereye Gidiyor?

Dürzilerin son dönemdeki meydan okumaları, yalnızca azınlık haklarını savunma girişimi mi, yoksa daha geniş bir stratejik planın parçası mı? Şam yönetiminin bu başkaldırıya nasıl yanıt vereceği ve uluslararası aktörlerin bu durumu nasıl kullanacağı, Ortadoğu’nun geleceğini şekillendirecek önemli bir etken olacak.

Dürzilerin “Şam’ın adamları giremez” diyerek sergilediği duruş, Suriye’nin gelecekteki siyasi yapısına yönelik önemli sinyaller veriyor. Ancak bu direnişin bir özerklik talebine mi, yoksa daha geniş bir bağımsızlık hedefi mi dönüşeceği, önümüzdeki süreçte netlik kazanacak.


www.yerelgundem.com 

Kaynak: Odatv