“Ebeveynlerin Perspektifinden Engellilik Odağında Türkiye’de Kapsayıcı Eğitim”

Eğitimde Engelli Hakları: Okulda Birlikte, Hayatta Birlikte Projesi Kapsamında:

“Ebeveynlerin Perspektifinden Engellilik Odağında Türkiye’de Kapsayıcı Eğitim”


Eğitimde Engelli Hakları: Okulda Birlikte, Hayatta Birlikte Projesi Kapsamında:

“Ebeveynlerin Perspektifinden Engellilik
Odağında Türkiye’de Kapsayıcı Eğitim”

Aksaray Merkez Mehmetçik İlkokulu’nda yaşanan üzücü olayın gerekçelerini de ortaya koyan “Ebeveynlerin Perspektifinden Engellilik Odağında Türkiye’de Kapsayıcı Eğitim” başlıklı araştırma sonuçlandı. Araştırma, Sabancı Vakfı’nın desteğiyle Tohum Otizm Vakfı ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (SEÇBİR) tarafından yürütülen Eğitimde Engelli Hakları: Okulda Birlikte, Hayatta Birlikte projesi kapsamında gerçekleştirildi. Yapılan kapsamlı araştırma, eğitimde karşılaşılan zorlukları vurguluyor ve bu süreçte ebeveynlerin yaklaşımlarının önemini net bir şekilde ortaya koyuyor.


Sabancı Vakfı’nın desteğiyle Tohum Otizm Vakfı ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (SEÇBİR) tarafından yürütülen Eğitimde Engelli Hakları: Okulda Birlikte, Hayatta Birlikte projesi kapsamında “Ebeveynlerin Perspektifinden Engellilik Odağında Türkiye’de Kapsayıcı Eğitim” araştırması gerçekleştirildi. Nitel ve nicel yöntemle gerçekleşen çalışma sonucunda ulaşılan çarpıcı sonuçlar; ebeveynlerin engellilik algısının bedensel ya da zihinsel engellilikle sınırlı olduğunu, ebeveynlerin algısında engelliliğin kapsamını tüm engel gruplarını kapsayacak biçimde genişletilmesi için farkındalık artırıcı çalışmalara ihtiyaç olduğunu gösteriyor.


“Ebeveynlerin Perspektifinden Engellilik Odağında Türkiye’de Kapsayıcı Eğitim” araştırması, ilkokul düzeyindeki çocukların kapsayıcı eğitim deneyimini ebeveynlerin perspektifinden sunmak, ebeveynlerin kapsayıcı eğitim ve engellilik algısı ile bunun eğitimde kapsayıcılığın yaygınlaşmasına etkisini değerlendirmek amacıyla gerçekleştirildi. Çalışma ayrıca engelli çocukların eğitim hayatındaki deneyimlerini, bu bağlamda velinin ve öğretmenin rolüne ve iş birliğine ilişkin mevcut ve potansiyel araç ve yöntemlerini ortaya koyma hedefini de taşıyor. Eğitimde Kapsayıcılık Tutum Anketi’nin sonuçları; nicel açıdan ebeveynlerin hem kendileri hem de çocukları için var olan eğitim ihtiyacını karşılamakta zorlandığını gösteriyor. Bu anket, ebeveynlerin kendilerini geliştirme, ihtiyaçlarını fark etme ve engelli çocukların eğitime katılımına dair kapsayıcı tutumlar edinme noktasının güçlendirilmesinin önemli olduğunu da çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.


Çalışma, ebeveynlerin engelliliğe, engelli çocuklara ve genel olarak çocuklara ilişkin algılarının ve hak temelli yaklaşımın güçlendirilmesinin öneminin altını çiziyor. Nitel çalışma; engelliliğe ve çocuklara ilişkin bakış açılarını sorgulama ve mevcut algılarını daha olumlu ve hak temelli bir yere taşımanın yanında ebeveynlerin engelliliğe, engellilik türlerine, kaynaştırma eğitimine, özel eğitime ve eğitimde kapsayıcılığa ilişkin bilgi ve farkındalıklarını artırmaya dair ihtiyacı vurguluyor.


Araştırma sonuçları ebeveynlerin engelliliğe ilişkin algısının tüm engellilik gruplarını kapsayacak şekilde genişletilmesinin; “engelliliği aşağı görme”, “ceza gibi algılama”, “engelli olmadığı için şükretme” veya “engellilere yönelik acıma ve koruma temelli yaklaşımlar”ın dönüştürülmesinin önemini işaret ediyor. Araştırma, çoğu kez tüm çocukların bir arada eğitim almasına taraf olduklarını belirten ebeveynler arasında; “engelliliği aşağı görme”, “ceza gibi algılama”, “engelli olmadığı için şükretme” veya “engellilere yönelik acıma, yardım ve koruma temelli yaklaşımlar”ın oldukça yaygın olduğunu ortaya koyuyor.


“Aksaray’da yaşanan bu üzücü olay, maalesef zaman zaman yaşanan kronik bir sorun”

Aksaray Merkez Mehmetçik İlkokulu’nda bir grup velinin, otizmli öğrencilerin sınıflarının kapatılmasını talep etmesi ve ardından okul çıkış saatinde bir araya gelerek, otizmli öğrencileri yuhalaması, tüm toplumda bir tepkiyle karşılandı. Yaşanan bu üzücü olayın, maalesef zaman zaman farklı okullarda da yaşanan ve mutlak giderilmesi gereken kronik bir sorun olduğunu belirten Tohum Otizm Vakfı Başkanı Mine Narin, konuyla ilgili şu açıklamaları yaptı:


“Kaliteli eğitime erişim her çocuğun anayasal hakkıdır. Otizmde ise eğitim haktan da öte, otizmin tek çaresi, tek ilacı konumundadır. Otizmli çocuklar, ancak eğitim ile topluma kazandırılabilir, bağımsız bireyler olarak hayatlarını sürdürebilirler. Ülkemizde otizmli çocukların kaliteli eğitime erişimindeki en önemli sorunlardan biri, okullardaki diğer çocukların ebeveynlerinin engelleyici tutumlarıdır. Özellikle tüm çocukların kaynaşarak eğitime katılımlarının sağlanması ve engellilikle ilgili önyargıların kırılmasında velilerin tutumu çok önemlidir. Her birey gibi otizmli bireylerin eğitimden yararlanma hakkı; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda ve 5378 sayılı Engelliler Hakkındaki Kanun’da açıkça belirtilmiş ve güvence altına alınmıştır.


Engelli çocukların hakları olan bu eğitimi, en az kısıtlayıcı ortamlarda, diğer bir deyişle bütünleştirme eğitimi olarak, genel okullarda yeterli akranları ile birlikte almaları esastır. Bununla ilgili olarak da devletimiz kaynaştırma eğitimini yasal ve yönetsel düzenlemeler (1997 yılında yayımlanan 573 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında “Kaynaştırma Uygulamaları Sistemi”) ile güvence altına almıştır. Dolayısıyla yeterli çocuklarımızın ve ebeveynlerinin, bu çocukların farklılıklarını bir değer olarak görmelerini ve onlara merhamet ya da korku ile yaklaşmamalarını sağlamak hepimizin görevidir. Aksaray’da yaşanan üzücü olayların bir daha tekrar etmemesi için; otizmli çocukların toplumda kabul görmelerini sağlamamız, okullarda ve hayatın içinde maruz kaldıkları ayrımcılığa hep birlikte dur dememiz gerekir. Tohum Otizm Vakfı olarak her çocuğun eğitim hakkından eşit şekilde yararlanması için hak temelli yaklaşımı ve kapsayıcı eğitimi destekliyoruz. Yaşanan bu üzücü ve ötekileştirici olay karşısında ilgili bakanlıklarımızı gereken tedbirleri almaya ve toplumumuzu otizmlilerin farkında ve onların yanında olmaya davet ederiz.”