Edebiyatın duru kalemi geride bir ‘Sancı’ bırakıp gitti...

‘O ÇİÇEKLER BÜYÜTTÜ, BİZ DE YAŞATACAĞIZ’

Edebiyatın duru kalemi geride bir ‘Sancı’ bırakıp gitti...


Edebiyatın duru kalemi geride bir ‘Sancı’ bırakıp gitti...

Eserleriyle, fikirleriyle Türk edebiyatında iz bırakan ‘Çiçekler Büyür’, ‘Sancı’ ve ‘Azap Topraklar'ın yazarı Emine Işınsu hayatını kaybetti. Işınsu'nun ardından edebiyat dünyasından siyasete geniş bir kesimden başsağlığı mesajları paylaşıldı: Edebiyatımızın duru kalemiydi, hafızalarımıza vatan sevgisi tohumları ekti. Karanlıklara karşı aydınlık olmayı gösterdi. Kalemiyle ruhumuzu besledi.

SALİHA SULTAN | KARAR

Türk edebiyatında ve düşünce dünyasında iz bırakan ‘Çiçekler Büyür’, ‘Sancı’, ‘Azap Topraklar’ romanlarına imza atan yazar Emine Işınsu Hakk’ın rahmetine yürüdü. 50 yıllık eşi Işınsu’nun ani vefatıyla sarsılan KARAR yazarı Prof. Dr. İskender Öksüz: “Çok üzgünüm. Geç saatlere kadar yanındaydık. Sabah saatlerinde hayata gözlerini yumdu. Bilindiği gibi eşim Hacı Bayram romanını yazmıştı, vasiyeti üzerine kendisini son yolculuğuna Hacı Bayram-ı Veli Camii’nden uğurlayacağız.” 

Eşi Işınsu’nun 2008 yılından beri Alzheimer hastalığı ile mücadele ettiğini söyleyen Prof. Dr. Öksüz KARAR’a verdiği bilgide “Çok üzgünüm. Geç saatlere kadar yanındaydık. Sabah saatlerinde hayata gözlerini yumdu. Bilindiği gibi eşim Hacı Bayram romanını yazmıştı, vasiyeti üzerine kendisini son yolculuğuna Hacı Bayram-ı Veli Camii’nden uğurlayacağız” ifadelerini kullandı.   

Işınsu’nun vefatının ardından okurları ve edebiyat dünyasının yanı sıra siyaset dünyasından da başsağlığı mesajları art arda geldi. 

AHMET DAVUTOĞLU: Edebiyatımızın duru kalemi, hafızalarımıza vatan sevgisi tohumları eken, ardında ‘Çiçekler Büyür’, ‘Sancı’ ‘Azap Toprakları’ gibi nice kıymetli eserler bırakan Emine Işınsu’nun vefatından üzüntü duydum. Yazarımıza Allah’tan rahmet, kederli eşi İskender Öksüz’e sabırlar diliyorum. 

MERAL AKŞENER: Sancılar çeken topraklarımızda; karanlıklara karşı aydınlık olmayı gösteren, Yüreğiyle ve kalemiyle Türk milliyetçiliği fikrini ve ruhumuzu besleyen değerli yazarımız Emine Işınsu’ya Yüce Allah’tan rahmet diliyorum. O çiçekler büyüttü, biz de yaşatacağız... Başımız sağ olsun. 

ESERLERİ NESİLLERİ MAYALAYACAK 

Türkiye, emsali zor yetişir bir değerini kaybetti. Edebiyat tarihleri, Emine Işınsu’yu sadece çağımızın büyük bir Türk romancısı olarak kaydetmeyecek. Işınsu’nun kültür hayatımıza kattıkları yalnız edebî eserlerinden ibaret değildir.  

Dergi ve kitap yayıncılığı, insan yetiştiriciliğiyle de müstesna bir değerdi. Hayatı sanatına, sanatı hayatına eşlik ederdi. Böyle karakterler bugünün dünyasında nadirdir. Hayatı ve eserleri yarının Türkiye’sinde daha yakından duyulacak, Eserleri yüksek dil zevkiyle, güzelliğiyle nesilleri mayalayacaktır.  Bunları düşünmekle teselli buluyoruz. 

MODERN DİLİMİZİN BİRİKİMİNİ ZENGİNLEŞTİRDİ 

Romanımızın nadîde bahçelerindendi Emine Işınsu. Son Osmanlılardan Hâlide Nusret hanımın kızı, Nakşî bilgelerinden Hasan Burkay Hz.lerinin dervişesiydi. Hacı Bayram’ı, Bir Ben Vardır Benden İçeri’si, Bukağı’sı ve Hacı Bektaş’ıyla Türk romanına İslam âriflerini taşıdı, ‘tasavvuf’ konulu romanla okuru tanıştırdı. Kanlı ve kirli darbenin geride bıraktığı kaosu anlattı. ‘Ülkücü/milliyetçi’lerin maruz kaldığı eziyetleri yansıttı, birey olarak onların dünyasını, psikolojilerini, yaşadıkları sosyolojik süreçleri öyküledi.  

Çiçekler Büyür, Tutsak, Azap Toprakları, Canbaz, Ak Topraklar, Küçük Dünya, Nisan Yağmuru ve Bir Yürek Satıldı, modern Türk edebiyatı duvarına çok sayıda sırlı tuğla katmış, Türk dilinin modern dönemdeki birikimini zenginleştirmiştir. Edebiyatın büyüsünü, kıymetini ve etkisini de daima hissetti. Gelecekte daha dikkatli, daha ayrıntılı değerlendirileceğine inanıyorum. 

TÜRK DÜNYASININ MESELELERİNİ ROMANLARINA TAŞIDI 

Emine Işınsu, Ankara’da yaşadığım yıllarda yakından tanıdığım ve çok sevdiğim bir yazardı. Son olarak 2000’lerin başında, Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi tarafından verilen romanı ödülü vesilesiyle geldiği İstanbul’da, tören sırasında görüşmüştük. Sanırım hastalığının başlangıç safhasındaydı. Küçük Dünya romanı ve Bir Yürek Satıldı isimli oyunuyla başlayan uzun ve verimli yazarlık hayatı başarılarla doludur.  

Uzun yıllar çıkardığı Töre dergisinin de çok önemli bir yayın olduğunu hatırlatmak isterim. Romanlarında Türk tarihinin, kültürümüzün ve çağdaş Türk dünyasının meselelerini ele alan ve bu yüzden -yani milliyetçi kimliği dolayısıyla- bazı çevreler tarafından görmezden gelinen Emine Işınsu, önemli kadın şairlerimizden Halide Nusret Zorlutuna’nın kızı ve Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ‘Kerkük Hatıraları’nda “Eski imparatorluğun devamını sağlayan, o tuttuğunu koparır, çakır pençe memurlardan biri” diye övgüyle söz ettiği Kerkük mutasarrıfı Avnullah Kâzımî Bey’in torunudur. Sevgili Işınsu ablama Allah’tan rahmet, yakınlarına ve dostlarına başsağlığı diliyorum. 

EDEBİYATININ EN GÜÇLÜ YANI ‘ESİR TÜRKLER’ 

Şüphesiz Emine Işınsu eserlerinde dönemin atmosferinin bir yansıması olarak mesaj ağırlıklı romanlar yazmış, ülkemizde yaşanan sağ ve sol ideolojik çatışmalarda taraf olmuş, bunu da eserlerinde işlemiş bir yazarımız. Politik bölünmelerin açtığı yaralara bakarken, mesaj ağırlıklı eserler oluşturması onu bir kesimin, bir görüşün edebiyatçısı konumuna sürüklemiştir.  

Dili, üslubu, derinlikli gözlemleri ile önemli bir edebiyatçı olan Işınsu hep bu açıdan değerlendirilmiştir. Ne var ki onun asıl önemi Osmanlı İmparatorluğu yıkıldıktan sonra sınırlarımız dışında kalan soydaşlarımıza gösterdiği ilgisi, dikkati olmuştur. Tutsak’da (1973) Irak’taki Türkleri, Azap Toprakları’nda (1969) Batı Trakya Türklerini, Çiçekler Büyür’de (1978) Bulgaristan’daki Türkleri anlatmıştır. Özellikle Çiçekler Büyür onun yeteneklerini gösterdiği en güzel eseridir. ‘Esir Türkler-Dış Türkler’ teması onun edebiyatının en güçlü yanı olmuştur.  

Murat Belge Türk edebiyatında kanon mevzuunda konuşurken ‘Safiye Erol gibi başarıyla dışlanmış’ yeteneklerden söz eder. Edebiyat kanonu aynı şekilde Işınsu’yu da ‘milliyetçi-muhafazakâr’ parantezine alıp edebiyattan dışlamıştır. Elbette politik yaklaşımın tek ölçüt olduğu bir edebiyat ortamı kabul edilemez bir durum. Ancak, sanat edebiyatta politik ayrışmanın edebî eser ölçütünde tek belirleyici olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Edebiyatta bir dayanışma, tek taraflı bir kollama, gözü kapalı destekleme ve tam tersi gözü kapalı reddetme ortamlarının, birliklerinin varlığı inkâr edilemez. Emine Işınsu ne yazık ki bu olumsuz ortamdan etkilenmiş bir yazarımız.

EMİNE IŞINSU KİMDİR?

EDEBİYATIN KALBİNDE BOY VEREN BİR ÇİÇEK 

17 Mayıs 1938, Kars doğumlu Emine Işınsu, yazı hayatında Okçu ve Zorlutuna soyadlarını, Mehlika ve Gönül Erdem müstearlarını da kullandı. Annesi şair ve yazar Halide Nusret Zorlutuna, babası Tümgeneral Aziz Vecihi Zorlutuna, eşi Prof. Dr. İskender Öksüz’dür. TED Ankara Koleji mezunu. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi ve AÜ Hukuk Fakültesi’nde öğrenim gördü. İlk eseri on yedi yaşındayken basılan şiir kitabı İki Nokta’dır. Sonrasında daha çok romana yöneldi.

Şiir ve hikâyeleri, kendi çıkardığı Töre (1971) dergisi ile Hisar, Türk Edebiyatı dergilerinde yayımladı. Yeni İstanbul ve Sabah gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Birçok ödülü bulunan yazar, Küçük Dünya romanıyla Turizm ve Tanıtma Bakanlığı Sanat Armağanını, Bir Yürek Satıldı oyunuyla 1969 TRT Radyo Oyunları Yarışması dram dalı birinciliğini, Ak Topraklar ile 1971 Türk Edebiyatı Cemiyeti Malazgirt Roman Armağanını, Cambaz adlı kitabıyla da 1982 Türkiye Yazarlar Birliği Roman Ödülünü (1982) kazandı. Ardında 20’yi aşkın eser bırakan Işınsu, Bir Ben Vardır Bende Benden İçeri’ (Yunus Emre), ‘Bukağı’ (Niyazi Mısrî), ‘Hacı Bayram’ eserlerinde Yunus Emre, Niyazi Mısrî, Hacı Bektaş-ı Veli gibi tasavvuf büyüklerinin hayat hikayesini romanlaştırdı. 

KARAR