Emperyalizme direnişten NATO destekçiliğine!
SERMAYE EGEMENLİĞİNİN ARACI NATO
Emperyalizme direnişten NATO destekçiliğine!
ZÜLAL KALKANDELEN YAZDI
Ali Sirmen, cuma günü köşesinde, TBMM’nin İsveç’in NATO’ya katılımını onaylayan kararını konu alan önemli bir yazı yazarak şu satırlarla CHP’nin tutumunu da eleştirdi:
“CHP de AKP’ye katılarak boş palavralar üslubunun takipçisi olmuştur. Daha da ileri giderek CHP, arada her vesileyle yinelediği ‘NATO’cu tercihlerini açıkça dile getirmiştir.
Son zamanlarda seçim meydanlarında emperyalizmden sıkça söz eden CHP’nin bu konudaki tavrını bir açıklığa kavuşturmasının zamanı gelmiştir. Cumhuriyeti laiklik konusunda köşeye sıkıştırmış, milli eğitimi tarikat ve cemaatlerin talanına açmış, tarikatçı bayrağını Türkiye Cumhuriyeti ufuklarında dalgalandırmayı bırakmayacaklarını söyleyerek anayasal suç işlemeyi sürdüreceklerini açıkça ilan edip meydan okuyan AKP karşısında kendisi de lafügüzaf politikasını benimseyen CHP’nin Türkiye’nin son İsveç politikasında AKP’nin onur kırıcı çizgisini izlemesi, kamuoyunda geniş bir düş kırıklığı yaratmıştır.”
Bu görüşlere katılmakla birlikte düş kırıklığı yaşayanlar arasında olmadığımı belirtmek isterim. Çünkü CHP, Atatürk’ün vefatından sonra tam bağımsızlıkçı ve antiemperyalist dış politikasından uzaklaşmış ve bu durum 2022’de dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Reuters’a verdiği röportajda şu beş cümleyle kayda geçirilmiştir:
“Biz NATO’nun bir parçasıyız. Dolayısıyla kendimizi bu ittifakın dışında göremeyiz. Bu konuda taahhütlerimiz var. Biz NATO’yu sadece bir savunma aracı, kurumu olarak da görmüyoruz. NATO artık bugün, 21. yüzyılda aynı zamanda demokrasinin de bir güvencesi.”
SERMAYE EGEMENLİĞİNİN ARACI NATO
Demek ki...
NATO’nun kontrgerilla örgütlenmeleriyle askeri diktatörlere verdiği destekler...
Türkiye’nin Kore’ye asker gönderip Marshall Yardımı aldıktan sonra NATO’nun ileri karakolu haline gelişi...
Afganistan’da, Irak’ta, Libya’da, Ukrayna’da, Yemen’de, Suriye’de ve Filistin’de yaşanan vahşetlerin ABD ile birlikte İsrail destekçisi NATO’nun kanlı ellerinin eseri olması...
Görünürde insani sebepleri kullanıp demokrasi havariliğine bürünen ABD ve NATO’nun gerçekte ülkelerin sahip olduğu kaynaklara el koymak ve küresel egemenlik sağlamak için sözde “terörle savaş” gerekçesini kullanması...
NATO’nun Batılı emperyalistlerin kurduğu ve sermaye egemenliğinin sürdürülmesinin en önemli aracı olarak işlev gören bir örgüt olması...
Ne Kılıçdaroğlu’nun umurunda ne de NATO’nun genişlemesine onay veren CHP’lilerin!
BİR DEMOKRASİ YALANI
AKP milletvekili Hulusi Akar, “Çevremizdeki gelişmelere baktığımızda, güçlü bir Türkiye, NATO için her zamankinden daha çok lazım” demiş. Dün Mehmet Ali Güller’in yazdığı gibi, “Bu ‘lazım olma’ halinden kurtulmak, Türkiye’nin en temel sorunudur!”
Emperyalizm ile işbirliği yapan saltanata karşı Anadolu’da yükselen bağımsızlık mücadelesini yürütmek üzere halkın teşkilatı olarak kurulan TBMM, NATO’ya lazım olanı yerine getiren bir onaylama kurumuna dönüştü.
İsveç’in NATO’ya katılımı oylamasında “hayır” oyu veren tek CHP’li Burdur milletvekili İzzet Akbulut olurken CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, 17 CHP milletvekilinin NATO’ya evet demesinin nedenini, Kılıçdaroğlu gibi, “demokrasinin yanında olmak” şeklinde açıkladı. Trajikomik gerçekten!
Bir ay önce TBMM Genel Kurulu’nda “Bizim yolumuz 6. Filo’yu denize dökenlerin yoludur” diyen Özgür Özel ise, söylediğinin arkasında duracak olsa, partisinin ABD’nin güdümündeki NATO’ya “hayır” oyu vermesini sağlardı.
Bu da bir ders olsun: Ya ağzınızdan çıkan sözün gereğini yapın ya da alkış için iddialı laflar etmeyin.
ZÜLAL KALKANDELEN / CUMHURİYET