Endülüs Emevi Kuruluşu, Kurucusu, Hükümdarları, Sınırları Ve Yıkılışı hakkında özet bilgi

Endülüs Emevi Devleti tarihi

Endülüs Emevi Kuruluşu, Kurucusu, Hükümdarları, Sınırları Ve Yıkılışı hakkında özet bilgi


Endülüs Emevi Devleti tarihi -

Endülüs Emevi Kuruluşu, Kurucusu, Hükümdarları, Sınırları Ve Yıkılışı hakkında özet bilgi

Endülüs , Müslüman ların İspanya ya verdikleri isimdir. Günümüzde ise İspanya nın güneyinde bir eyalet in adıdır. İlk dönem islam fetihleri nin tabii bir uzantısı olarak 711-714 yılları arasında Müslüman ların hakimiyetine geçen Endülüs coğrafi sınırları zamanla daralmakla beraber 8 asır boyunca İslam ülkesi olarak kalmıştır.

Araplar tarafından İspanya için kullanılan ve ülkeden tamamen çıkarılmalarından sonra İspanyolca ya Andalucia şeklinde ve önceleri yalnız “Müslüman İspanyası” anlamına gelen Endülüs (Endelüs) kelimesinin kökeni kesin biçimde tespit edilebilmiş değildir. Müslümanların İspanya serüveni , ilk islam fetihlerinin son halkasını teşkil eden Endülüs ün fethiyle başlamıştır. 710 yılına kadar bir kaç şehir ve kale dışında Kuzey Afrika nın tamamını ele geçirmiş olan Müslümanların yeni bir hamle daha yaparak 710 yılında Kuzey Afrika valisi Musa bin Nusayr, Tarif bin Malik i keşif gayesiyle İspanya nın güney sahillerine göndermiştir.

Tarif bin Malik in bol ganimetlerle dönmesinden sonra fetih hazırlıklarına başlandı. Musa bin Nusayr 711 yılında Tarık bin Ziyad ı Vizigot Krallığı nın hüküm sürdüğü İspanya üzerine göndermiş ve Tarık bin Ziyad kısa zamanda İspanya nın Tuleytula (Toledo) şehrine kadar hakimiyeti altına almıştır. Musa bin Nusayr, Bizanslıları Kartaca dan kovarak Atlantik Okyanusu na kadar uzanan bölgeyi hakimiyeti altına almasıyla Avrupa nın fethinde ilk engeli aşılmıştır. 711 yılından itibaren Müslümanların ve gayrimüslim tebaanın çeşitli sahalardaki faaliyetleri ile parlak bir medeniyetin doğuşuna sahne olan Endülüs, ilim ve sanatta kendine özgü bir yorum getirmiştir. Valiler dönemi miladi 711-755 yıllarını içine alır. Bu dönemde Endülüs, doğudaki Emevi Devleti nin bir vilayeti olarak idare edilmiştir.

En önemli gelişme, Müslüman fatihlerin Pireneler i aşarak Avrupa nın fethi için yaptıkları askeri sefelerdir. Bu seferlerde Müslümanlar Paris e kadar gelmişlerdir. Endülüs te yeni bir toplum düzeni oluşturulmaya gayret edilmiştir. Vizigotlar döneminde Katolik kilisesinin tahrikiyle Yahudiler ve Arianistler üzerindeki baskılara son verilerek özgür bir dini ortam oluşturulmuştur. Endülüs ü 756 senesinde bağımsız bir devlet haline getiren Endülüs Emeviler i, bir taraftan siyasi varlıklarını devam ettirirken , diğer yandan Kahire, Mekke, Medine, Bağdat ve Şam gibi o günün gözde ilim merkezlerine çok sayıda öğrenci göndererek bu merkezlerdeki ilmi gelişmelerin Endülüs e aktarımını sağladılar. 756-1031 yılları arasında Ekonomik ve bayındırlık faaliyetlerinin artmasının yanı sıra başkent Kurtuba (Cordoba) bir diplomasi merkezi haline gelmişti. 1031 yılındaki iç karışıklıklar sebebiyle Emevi devleti yıkılınca , Endülüs siyasi olarak bir bölünme sürecine girdi.

Bu süreçte hemen her şehir bağımsız devletçiklere dönüştüler. Bu siyasi bölünmeye rağmen Endülüs te medeniyet alanındaki yükseliş devam etti. Edebiyat, astronomi, tıp ve felsefe alanında önemli gelişmeler kaydedildi. Fakat siyasi bölünmüşlük ,İspanya nın ikinci büyük şehri olan Tuleytula nın (Toledo) 1085 yılında düşmesine sebep olmuştur.

1086 senesinde Endülüslüler in yardımına koşan ve Kuzey Afrika da büyük devlet kurmuş olan Murabıtlar, 1147 senesine kadar Endülüs ü kendilerine bağlı bir vilayet olarak idare ettiler. Bu dönemde Hristiyan Avrupa, Papalığın yönlendirmesiyle Endülüs ü haçlı saldırılarının hedefi haline geldi. Fakat uygarlık alanındaki gelişmeler durmadı.

Nitekim Avrupa yı derinden etkileyen İbni Rüşd (Averros), İbni Bace (Avempace) ve İbni Tufeyl gibi alim ve filozofların yetişmesi bu döneme rastlar. Muvahhid ler idaresinin 1228 de yıkılması üzerine Hristiyan İspanya Endülüs toprakları üzerinde hızlı bir işgal hareketi başlattı. Kendilerini savunacak gücü kaybeden Endülüslüler güneydeki Gırnata, Malaga, ve Meriyye dışındaki toprakları kaybettiler. 1231 yılında Nasriler sülalesi elde kalan bu topraklarda bağımsızlıklarını ilan ettiler. Bu küçük Gırnata Sultanlığı (1238-1492) , yürüttüğü siyaset sayesinde iki buçuk asır ayakta kalabilmeyi başardı.

Gerek İslam gerekse dünya mimarisinin en gözde eserlerinden biri olan El hamra Sarayı bu döneme aittir. 1490 senesinde Hristiyan orduları tarafından kuşatılan Gırnata ,1492’de yapılan bir anlaşma ile Müslümanların dini ve medeni hakları garanti altına alınması şartı ile teslim oldu. Böylece İspanya’da sekiz asırdır devam eden İslam hakimiyeti son bulmuş oldu.

Gırnata Sultanlığı nın yıkılmasıyla beraber İspanya’da Hristiyan hakimiyetinde çok sayıda Müslüman kalmıştı. 1497 senesinde Hristiyanlar yaptıkları anlaşmayı hiçe sayarak kalan Müslümanların zorla Hristiyanlaştırılmasına karar verdiler. Camiler kiliseye çevrildi. 1609 yılında İspanya krallığı kilise ile bir karar alarak İspanya sınırları içindeki Müslümanların dışarı çıkarılmasına karar verdi. Bir kısmı Fransa içlerine, bir kısmı da Afrika ya sürüldü. Müslümanların İspanya dan çıkarılmasına rağmen etkileri daha sonra da devam etti.

Kaynak: Araştırmacı, tarihçi, yazar Zafer Şen

Endülüs Emevi Devleti tarihi - Endülüs Emevi Kuruluşu, Kurucusu, Hükümdarları, Sınırları Ve Yıkılışı hakkında özet bilgi

Emeviler Devletinin Abbasiler tarafından yıkılmasıyla birlikte, Emevi soyundan gelen Abdurrahman Endülüs’e gelerek Endülüs Emevi Devletini kurdu. 275 yıl ayakta kalan Emevi Devletinin tarihsel gelişimini, kuruluşunu ve yıkılışını derledik.

Endülüs Emevi Devleti Tarihi

 Emevi Devletinin yıkılmasıyla birlikte Şam’dan kaçan Emevi sülalesinden Hişam’ın torunu Abdurrahman, Emevilerin İspanya’nın Endülüs bölgesinde toplandıklarını duyunca, oraya giderek, askerleriyle Endülüs valisini yeniyor. 756’da Endülüs Emevi Devletini kuruyor.

 Endülüs Emevi Devleti, en parlak dönemini III. Abdurrahman (912-961) ve II.Hakem (961-976) dönemlerinde yaşıyor. III. Abdurrahman, halifelik ünvanını da üstlenince, bundan sonraki gelenler halife olarak da anılıyorlar.

II. Hakem’in ölümüyle birlikte, ülke devlet adamlarının eline geçti. II. Hakem’in oğlu II. Hişam 12 yaşında tahta geçmesine rağmen devletin idaresi İbn Ebi Âmir’in elindeydi. Amir ve daha sonra iki oğlu 1008’e kadar ülkeyi yönettiler. Devlet yönetimindeki boşluk, devlet adamları arasında isyanlara ve savaşlara yol açtı.

 Endülüs Emevi Devleti Kuruluşu

 Şam merkezli Emevi Devletinin Abbasiler tarafından yıkılması üzerine Abdurrahman Fırat Irmağı üzerinden Filistin’e kaçtı. Azatlık kölesi Bedir, kız kardeşi ve servetini ülkeden kaçırarak Abdurrahman’ın yanına gelir.

 Abdurrahman, bir kaçak ve misafir olarak Afrika valiliğinin merkezi Kayrevan, Zenateler’de sığınır. Şam’dan kaçan Emevilerin Endülüs’e yerleştiğini haber alınca, onlara haber salarak kendisini karşılamalarını ister. Yemenlilerle işbirliği yaparak, 1000 kadar Berberi’yle birlikte Eylül 755’te Gırnata’nın güneyinde küçük bir liman olan El-Münekkeb’e ayak basar.

 Abdurrahman askerleriyle birlikte Endüsül Valisi Yusuf El-Fihri’yi bozguna uğratır. Oradan Kurtuba’ya geçerek emirliğini ilan eder ve Endülüs Emevi Devletini kurar (756) Bu haberi alan Emevi ve taraftarları ülkeye akın akın gelmeye başlarlar.

 Endülüs Emevi Devleti Kurucusu

 Abdurrahman’ın hükümdarlığı otuz üç yıldan fazla sürdü. Devleti güçlü tutmak için bölgedeki Müslümanları etrafında topladı. Orduyu güçlendirdi. Hükümranlığı döneminde tarım ve sanayi gelişti. Büyük bir ticari filo kurarak İstanbul’a kadar geniş bir ticari ağ kurdu. Ülkenin gelişimi için camiler, yollar ve surlar yaptırdı.

 1) Abdurrahman

 2) Hişam

 3) Hakem

 4) II. Abdurrahman

 5) Muhammed

 6) Münzir

 7) Abdullah

 8) III. Abdurrahman

 9) II.Hakem

 10) II.Hişam

 11) Muhammed

 12) II.Hişam

 13) Süleyman Bin Hakem

 14) Ali Bin Hammud

 15) Kasım Bin Hammud

 16) Ümeyye

 Endülüs Emevi Devleti Sınırları

 Endülüs Emevi Devleti bugünkü İspanya toprakları üzerinde kurulmuştur. Sınırları Batıda Atlas Okyanusu, Güneyde Cebelitarık Boğazı ve Akdeniz, Doğuda Katalonya, Aragon, Kuzeyde ise Neberre ile Cillikiye’ye kadar uzanmıştır.

II. Hakem’in ölümü, yerine 12 yaşındaki oğlu II. Hişam’ın geçmesiyle devletin çöküş süreci başlamış oldu. II. Hişam’ın çocuk olmasından yararlanan Melik İbn Ebi Amir devleti yönetmeye başladı. Ondan sonra da iki oğlu yönetimi devraldılar

 Devletin halifenin yönetiminden çıkması ülke içinde karışıklıklara yol açtı. Sivil ve askeri kademeler arasında çatışmalar çıkmaya başladı. 1031 yılına kadar kısa süreli olarak yeni halifeler atansa da bunlar ya devrildiler ya da idam edildiler.

HÜRRİYET